Kadınlar bakanlık istiyor AKP bir adım daha geriye gitti

  • kadın
  • 11:09 11 Temmuz 2018
  • |
img
İSTANBUL – Kadın Bakanlığı kurulması yönündeki talepleri reddeden hükümet daha önce Aile Bakanlığı içine hapsettiği kadınları bu kez Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birleştirerek, bir adım daha geriye götürdü. Bakanlığın başına getirilen Zehra Zümrüt Selçuk ise, Erdoğan’ın kızının yönetim kurulunda yer aldığı KADEM üyesi olması dikkat çekti. 
 
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yemin etmesi ardından yürürlüğüne giren “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”nin ilk kabinesi açıklandı. Yayınlanan 701 nolu KHK ile sayısı 16’ya inen bakanlıklardaki görev dağılımında ismi geçenler tartışma konusu oldu. Bu isimlerden biri de Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk. 
 
‘AİLE’ İLE ANILAN KADIN ŞİMDİ DE ‘EV İÇİ EKONOMİYE’ HAPSEDİLDİ
 
Yıllardır kadın örgütlerinin Kadın Bakanlığı kurulması yönündeki talebini reddeden hükümet önceki adı Aile ve Sosyal Politikalar olan bakanlığını Çalışma Bakanlığı ile birleştirerek Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı olarak değiştirdi. Kadını aile kurumu ile özdeşleştiren anlayış bu sefer de kadını ev içi ekonomi ve yükümlü olarak gördüğü sosyal hizmetler statüsüne hapsetti. Öyle ki bu bakanlığın başına getirilen tartışmalı isimlerden Zehra Zümrüt Selçuk’un can yakıcı bir hal almaya başlayan kadın sorununda ne gibi yol ve yöntemler izleyeceği de merak konusu. 
 
HÜKÜMETE YAKIN KADEM'DE ÇALIŞAN BİR İSİM 
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın Başkan Yardımcılığı görevini yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Denetim Kurulu Asil Üyeleri arasında yer alan Selçuk, uzun yıllardır derneğin Ankara Temsilciliği görevini de yürüttü. Selçuk, 16 kişiden oluşan kabinede yalnızca iki kadın bakandan biri. Teksas Üniversitesi’nde araştırma asistanlığı da yapan Selçuk, 2007’den itibaren İslam İşbirliği Teşkilatı SESRIC’te kıdemli araştırmacı görevini yaptı. Halen SESRIC İstatistik ve Enformasyon Direktörü olan Selçuk, bankacılık ve finans, kalkınma yardımları gibi alanların yanı sıra  “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ne yönelik birçok projenin koordinatörlüğünü yapıyor.
 
Kadın sorununda kurulan yeni bakanlığın çözüm olup olmayacağı ve bunun ne anlama geldiğine ilişkin Kadın Partisi Genel Başkanı Benal Yazgan ile konuştuk. 
 
‘KADINI YOK SAYMANIN ÜSTÜ KAPALI HALİ’
 
AKP’nin 16 yıldır yapılan uygulamalarda yavaş yavaş bu tür bir sonuca gideceğinin sinyallerini verdiğini belirten Yazgan, kadınların yıllardır ısrarcı bir şekilde kadın bakanlığı kurulmasını istemelerine de karşı olduklarını söyledi. Yazgan, “Cumhurbaşkanı zaten fıtrat nedeniyle kadınların erkeklerle aynı ve eşit olamayacağını defalarca söyledi. Bu bir hükümet politikası. Adım adım getirdiler. Şimdi yeni bir dönem başlattıklarını iddia ediyorlar. Bu yeni dönemde de kadını her zamanki düşünceleri olan aile içine hapsedip, kadını aile içinde bir birey olarak değil de ailenin bir ferdi olarak görme projelerini şimdi yürürlüğe sokmaya çalışıyorlar. Şunu söyleyebilirim ki bu kadınların çok çabuk hazmedebileceği bir konu değil. Çok şiddetli bir eylem başlayacaktır. Kadınlar mutlaka sokağa çıkacak ve buna itirazlarını çok en ileri derecede yapacaklardır. Biz Kadın Partisi olarak da elimizden geleni yapacağız. Bu kadını yok saymanın üstü kapalı hali özetle” dedi. 
 
‘KADEM’DEN BİR İSMİN BAKAN OLMASI TESADÜF OLAMAZ’
 
Kurulan yeni bakanlığın bir öncekinde olduğu gibi hükümetin kadın düşmanı politikalarından bağımsız hareket etmeyeceğine vurgu yapan Yazgan, hükümete yakınlığı ile bilinen KADEM’de çalışmış bir ismin başa getirilmesinin de tesadüf olmadığını söyledi. Yazgan, “16 yıldır yaptıkları bütün uygulama ve söylemlerde zaten bunu yapıyorlardı. KADEM bunun için kuruldu ve kadınları hiçbir zaman eşitlik üzerinden değil de kadın ve adalet olarak ileri sürdüler. Adalet başka bir şey eşitlik başka bir şey. Ama bunu kadınların zihnine sanki adalet bir eşitlikmiş gibi empoze etmeye çalıştılar. KADER’in yıllardır yaptığı eşitlik söylemleri ve programlarına karşıt bir KADEM’i kurdular. Şimdi kalkıp KADEM’den birini de bir bakanlığa getiriyorsanız zaten söylenecek çok fazla söz yok. Ne yapmak istedikleri çok ortada. Bu durum çok çabuk sindirilip içselleştirilecek bir durum değil. Zaten mücadele vardı. Bu mücadele çok şiddetli bir boyuta belki de Avrupa ve yurtdışına taşınacak kadar çok şiddetli bir mücadelenin içine girilecek. Bu çok kesin bir şey” sözleriyle tepki gösterdi.
 
‘MÜCADELE ARTACAK KADINLAR SOKAKTA OLACAK’
 
Tüm süreçlerde kadın kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının söylem ve isteklerinin hep kulak arkası edildiğini ifade eden Yazgan,  “Artık bu ülkede sivil toplum kuruluş ne istiyor, istekleri ne gibi her demokrat ülkede olması gerekenler yok. Bu kurumlar dinlenilmiyor. Birçoğunu da kapattılar zaten. Gittikçe sivil toplumları bastırmaya çalışıyorlar ama bu kadın erkek eşitliği son derece önemli bir konu. Demokrasinin can damarı olan kadın erkek eşitliği konusunda kadınlar ‘ne yapalım böyle olmuş’ gibi bir tavır içerisine hiçbir girmeyecektir. Bu kesin. Daha önce yaptıkları demokratik mücadeleler daha da artarak, sokağa çıkılarak bu bir şekilde yaptırılmaya çalışılacaktır ama ortada bir gerçek var. 16 yıldır yapmak istedikleri buydu. Bunu bir şekilde yeni bir yönetim şeklinin içine sokarak kadını yok saydılar” diye belirtti.
 
‘EŞİTLİK YOKSA DEMOKRASİ DE OLMAZ’
 
Can yakıcı bir hal almaya başlayan kadın sorunu konusunda bu bakanlığın gerekli çalışmaları yapıp yapmayacağı ve çözüm olmaktan uzak erkek aklın ve iktidarın devamlılığını üstlenip üstlenmeyeceği konusunda da Yazgan, şunları söyledi: “AK Parti’nin içinde aklı başında bir sürü milletvekili varken geçen dönemde çocuk istismarı ile ilgili bir araştırma komisyonu kurulmasına dahi hayır diyen kadınlar var. Şimdi bu kadınların büyük bir çoğunluğu tekrar Meclis’e girdi. Onların tepkilerinin değiştiğini hiç sanmıyorum çünkü bir kişinin ağzından çıkan ne ise ona biat etmek gibi bir durumları var. Dolayısıyla son derece zor bir dönemece girdi kadınlar ama bunun üstesinden gelinmesi gerekiyor. Çünkü eşitlik yoksa demokrasi de olmaz.”
 
MA / Necla Demir