Mülteci kadın olmanın zorluklarını başarı hikayesiyle harmanlıyor

  • kadın
  • 09:10 28 Nisan 2018
  • |
img

İSTANBUL - Mülteci kadın olmanın zorluklarını kendi başarı hikayesiyle birlikte harmanlayarak Türkiyeli kadınlarla paylaşan Pervin Bauzi, bir yandan kimliğinden dolayı yaşadığı sıkıntılarla baş ederken diğer yandan maruz kaldığı ayrımcılığa karşı mücadele ediyor.

Suriye’de yaşanan savaştan kaçmak zorunda kalan ve Türkiye’de mülteci olarak yaşama tutunan kadınlardan yalnızca biri Pervin Bauzi (28). Qamişlo kentinden İstanbul’a gelen Bauzi, 2 çocuğuyla sınırdan geçerek memleketini arkada bırakır. Savaşta kaybolan ve daha sonra ortaya çıkan eşinden ise anlaşamadığı için boşanır. Zeytinburnu’nda anne, baba ve çocuklarıyla yaşayan Bauzi, bir yandan kimliğinden dolayı yaşadığı sıkıntılarla baş ederken diğer yandan maruz kaldığı ayrımcılığa karşı mücadele ediyor. 
 
MÜLTECİ OLMANIN ZORLUKLARINI ANLATIYOR 
 
Zamanla Türkiye’deki kadın ve kadın örgütleriyle tanışan Bauzi, aynı zamanda kadın hakları alanında kendisini geliştirir ve  yaşadığı deneyimleri kadınlarla paylaşır. Çeşitli etkinlik ve panellerde kadınlarla bir araya gelen Bauzi, mülteci kadın olmanın zorluklarını kendi başarı hikayesiyle birlikte harmanlayarak anlatıyor. “Kadın olduğumun şimdi daha iyi farkına varıyorum” diyen Bauzi, sınırları aşan kadın olma mücadelesini anlattı. 
 
‘ALIŞMAK İÇİN ÇOK UĞRAŞTIK’ 
 
Mülteci olarak yaşamanın zorluklarına dikkat çeken Bauzi, özelde kadın olmanın ayrı zorlukları olduğunu söyledi. Türkiye’de 5 yıllık mültecilik yaşamı boyunca bu zorlukların sayısız örneğiyle de karşılaştığını belirten Bauzi, “Türkiye’de mülteci olmak başka, kadın olmak daha başka… Savaşın psikolojisinden kurtulamadan burada ayrımcılık psikolojisine girdik. Bayağı zorlandık ve alışmak için çok uğraştık. İnsanların bize alışması da çok zor oldu. Çevremdeki insanlar beni tanıdıktan sonra arkadaşlık yapmaya başladı mesela. ‘Ben Suriyeliyim’ dediğimde her şey bitiyordu. Özelde de bir kadın olarak tek başınaysan karşılaştığın sıkıntılar iki katına çıkıyor. Bu sadece ben mülteci olduğum için başıma gelen şeyler değil, her kadın aynısını yaşıyor. Hemen hemen her işyerinde kadınlar tacize ve tecavüze uğrayabiliyor” dedi. 
 
‘ÇOCUKLARIM GÜÇ KAYNAĞIM OLDU’
 
Bauzi, memleketi Qamişlo’da organik ürünlerden güzellik malzemeleri yaparak geçimimi sağladığını ve burada ise tezgahtarlık yapmak zorunda kaldığını söyledi. Çocuk yaşta evlendirilen ve 2 çocuk sahibi olan Bauzi, boşanmayı başarmış kadınlardan biri olduğunu söyleyerek, “Çocuklar bazı kadınların zayıf noktası olabiliyor ve zorlanabiliyor. Bende ise çocuklarım güç kaynağım oldu. Onlara yetişmek için her şeyi göze alıyorum. Sabahtan akşama kadar hafta sonları bile çalışıyorum. Ayakta durmak çok zor; ama ben bunu başaran kadınlardanım” ifadelerini kullandı.  
 
‘KAMPLARDA ŞİDDET VAR’ 
 
“Kadın erkek eşit değil, kadın harika bir şeydir” diyen Bauzi, mülteci kamplarında yaşanan insanlık dışı uygulamalara da dikkat çekti. Bauzi, “Ben kampa gitmedim. Çocuklarımın kampta kalmasını istemedim. Çünkü; biliyorum ki orada tecavüz, şiddet var. Orada ayrı bir savaş ve hayat var. Ben bu çocuklarımı ne olursa olsun ayaklarımın üstünde durup okuturum dedim ve kamplara gitmemeyi seçtim. Çocuklarımı sırtıma alıp savaştan kaçtığımda tek başıma her şeyi göze almıştım. Keşke bütün kadınlar bunu başarabilseydi” diye konuştu.
 
‘SURİYELİYİM DİYE KÜÇÜMSÜYORLAR’ 
 
Zeytinburnu’nda tezgahtarlık yapan ve çok sayıda iş değiştirmek zorunda kalan Bauzi, kadın olmaktan kaynaklı karşılaştığı sıkıntılara gülerek karşılık verdiğini söyledi. Bauzi, bu süre zarfında yaşadığı hikayelerden birini de şu sözlerle anlattı: “İşverenlerden biri masada duran üzümü göstererek, ‘Bunun ne olduğunu biliyor musun? Sizin orada var mı, yoktur şimdi’ dedi. Ben ne diyeceğimi, nasıl cevap vereceğimi bilemedim bu cahillik karşısında. Verdiğim yanıt ise ‘Bu fındık değil mi?’ oldu. Suriyeliyim diye beni küçümseyen, ayrımcılığa maruz bırakan işverenimin, verdiğim bu cevap karşısında yüz ifadesini görmeliydiniz.” 
 
MA / Necla Demir – Elif Çetiner