‘8 Mart ruhuyla Efrin için tek yürek tek ses olalım'

img
İSTANBUL - 8 Mart’ta onbinlerin yürümesini sağlayanlara Efrin’deki saldırılara karşı çağrıda bulunan kadınlar, “8 Mart’ta nasıl ki kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ses çıkardıysak, Efrin için de tek yürek tek ses olmalıyız. Efrinli kadınların direnişini sahiplenelim” dedi. 
 
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 24 Şubat’ta Suriye geneli için aldığı 30 günlük ateşkes kararına rağmen Türkiye’nin Efrin’e dönük saldırıları 52 gündür devam ediyor. Kadınlar, Efrin savaşına karşı tek yürek ve tek ses olma çağrısı yaptı. 
 
'EFRİN’E DE ÇIKARMALIYIZ’ 
 
Emekçi Kadınlar (EKA) üyesi Nurten Karahancı, Türkiye ve Kürt illerinde yaşayan kadınlara, “Bu katliama karşı bizim temennimiz barış değil, oradaki halkın özgürlüğü. Bu özgürlük de ancak Türkiye’den ciddi bir ses verilirse sağlanır. 8 Mart’ta binlerin yürümesini sağlayan çağrıcılara da biz çağrıda bulunuyoruz. 8 Mart’ta nasıl ki kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ses çıkardıysak, Efrin içinde ses çıkarmalıyız. Kadınlar hep birlikte savaşa karşı, katliama, kıyıma karşı tek yürek, tek ses versin. Biz bu savaşın bir parçası değiliz, orada halk katlediliyor. Sizin karşınızda profesyonel bir ordu, bir ülke yok, siz oranın halkıyla savaşıyorsunuz. O yüzden burada kadınlar Afrin savaşına karşı tek yürek, tek ses olmalı” sözleriyle çağrı yaptı. 
 
‘KİTLESEL GÜCÜMÜZÜ SİYASİ GÜCE ÇEVİRMELİYİZ’
 
“Bu katliama, kıyıma karşı buradan güçlü bir ses vermezsek, bu kıyımın arkası gelmeyecek” diyen Karahancı, “ Yanı başındaki bir halk katlediliyorsa kimse rahat uyumasın. Kadınlara çok iş düşüyor, kitlesel gücümüzü niteliksel siyasi güce çevirmenin zamanı geldi de geçiyor” dedi. 
 
‘EFRİNLİ KADINLARIN DİRENİŞİNİ SAHİPLENMELİYİZ’
 
Savaştan, işgalden ve saldırılardan en çok kadınların etkilendiğini dile getiren Kırkyama Kadın Dayanışması Üyesi  Zeynep Koru da, “Yaşlı, çocuk ve bebek ölümlerinin yaşandığı savaşın içinde sivil kaygısının bulunmadığını en derinden anlayan kadınlardır. Bu yüzden; şiddet ve savaş girdabı içindeki Efrin'de en çok kadınlar direniyor, mücadeleyi yükseltiyor. Efrinli kadınlar bir yanıyla da bu saldırıların kendi özgürlüklerine, bağımsızlıklarına ve kendilerinin öncülüğünde gelişecek olan demokratik topluma olduğunun farkındadırlar. Biz kadınlar Efrinli kadınların direnişini sahiplenmeli, dayanışmalı ve güç vermeliyiz. İçeride ve dışarıda savaşa karşı barışın sesi olmalı, şiddete ve işgale karşı mücadelemizi yükseltmeliyiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘OPERASYON DURDURULSUN, ATEŞKESE UYULSUN’
 
Efrin’e operasyonun geldiği aşamanın uluslararası, anayasal hukuk ve dünyadaki kardeş hukuku açısından kabul edilebilir bir tarafı olmadığının altını çizen Emekçi Hareket Partisi (EHP) Başkanı Sibel Uzun da, Türkiye’nin BM’nin ateşkes kararına uyma zorunluluğu olduğunu hatırlattı. Uzun, “Afrin’in kent merkezine doğru ilerlemesi, uluslararası devletler hukukuna asla uygun değildir. Bu, Türkiye’yi daha fazla çıkmaza sokacak. Eğer Türkiye kendi güvenliğini korumak istiyorsa artık bu savaş ve kardeşliği zedeleyen hukuktan derhal vazgeçmelidir. Çünkü ‘Kürtler kardeşimizdir’ diye ifade ediliyor. Sivil insanları Afrin’den yerinden, yurdundan canından edecek bu saldırı kardeşlik hukukuna daha fazla zarar verecektir ve ‘Kürtler kardeşimizdir’ sözünün tamamen zıddı bir durum yatacaktır. O yüzden Afrin halkının yüzüne bir daha bakılmak isteniyorsa Afrin’de yaşayanların sahip çıktığı topraklara saygı duyulmak isteniyorsa, derhal kent merkezine devam edilmesi durdurulmalı, BM ateşkes kararına uyulmalıdır. Muhalefetin önemli bir kesiminin çağrılarına kulak verilmelidir ve operasyon durdurulmalıdır” çağrısında bulundu.  
 
‘EFRİN DİRENİŞİ TARİHE NOT DÜŞTÜ’
 
“Devlet ‘görkemli’ işgalini tamamlamak amacıyla kent merkezini hedef almaya devam ediyor” diyerek tepki gösteren Yeni Demokrat Kadın (YDK) Üyesi Rabia Güveli ise, “Efrin’de savaşan güçlerin halkla birlikte ortaya koyduğu direniş, tarihe çoktan not düşürmüştür. Kadınların bu direnişteki rolünü de Avesta Xabur bedeniyle ortaya koydu. Bu büyük direnişin en ön saflarında yer alan kadınlar, günlerdir kent merkezinde savunmaya geçerek yaşam alanlarını, toprağını korumak için Arin’in ruhu ile Avesta gibi siper oldu. Kadınlar Rojava kadın devriminin kazanımlarını, yıllardır süren savaşın içinde inşa ettiği için bu kazanımlara dönük saldırılara karşı devrimlerini korumak için safların en önünde yerlerini aldı. T.C devleti, Türkiye ve Kürdistan topraklarında saldırılarına nasıl ki ilk olarak kadınların kazanımlarından başlamıştı, kadınlar da o saldırılara karşı tıpkı bugün Efrin direnişinde olduğu gibi mücadeleden vazgeçmeyerek cevap verdi” dedi. 
 
SESSİZLİĞİ BOZMA ÇAĞRISI
 
“Yeni Demokrat Kadınlar olarak bizler de bu direnişe bulunduğumuz her alandan ses veriyoruz” diyen Güveli, “Başta kadınlar olmak üzere tüm kamuoyunu katliam tehlikesine karşı sessizliği bozmaya çağırıyoruz” dedi.