Kayıp yakınlarından cenazelerin teşhir edilmesine tepki

  • kadın
  • 10:34 6 Şubat 2018
  • |
img

DİYARBAKIR - Taybet İnan ve Cemile Çağırga’nın bedenine yapılan saygısızlığın şimdi de Efrin’de yapılmak istendiğini belirten kayıp yakınları, “Kürt kadınları gericiliğe karşı savaşmaya devam edecek” dedi.  

Türkiye’nin Efrin’e yönelik başlattığı operasyon sırasında öldürülen kadınların cenazelerinin teşhir edilmesine tepki gösteren Diyarbakır’daki kayıp yakınları, bu paylaşımları “ahlaksızlık” olarak tanımladı. Yaşanan savaşın bir çıkar savaşı olduğunu dile getiren kayıp yakını Remziye Bayram, Türk devletinin tek amacının Kürt halkının statüye kavuşmasını engellemek olduğunu ve bunun içinde kadın ve çocukları hedef aldığını aktardı.
 
Kürtlerin tek yürek olması gerektiğinin altını çizen Bayram, Efrin’deki saldırının güçlü bir birliktelikle engellenebileceğine işaret etti.  
 
‘BUNU CİZRE’DE VE SUR’DA GÖRDÜK’
 
Bayram, Türkiye’nin köy ve sivil yerleşim yerlerini hedef alarak çocuk ve sivilleri katlettiğini belirterek, “Biz bu katliamcı yüzü Cizre’de, Sur’da, Kobanê’de gördük. ‘Kadın çocuk demeden gereğini yapacağız’ dedikten sonra bunu pratiğe geçiren Erdoğan, şimdi de çeteleriyle birlikte Efrin’de bunu yapmak istiyor” dedi. 
 
Sosyal medya üzerinden öldürülen sivillerin görüntülerinin paylaşılmasının insanlık dışı olduğunu dile getiren Bayram, Türk devletinin Kürtlere kadının bedeni üzerinden yaklaşmasının bir sindirme politikası olduğunu vurgulayarak, “Devlet Kürtlerle olan savaşında hep kadını hedef aldı. Daha önce yaşanan çatışmalarda PKK’li kadınlara ait cenazeleri teşhir etmesiyle tanıyoruz. Yine Silopi ve Cizre’de Taybet İnan ve Cemile’nin cenazelerine yapılan saygısızlık söz konusu olmuştu. Şimdi aynısı Efrin’deki kadın savaşçılara yapılıyor. Kürt kadınlarından müthiş korkuyorlar, ama Kürt kadınları bu gerici anlayışı aştı ve bu yaklaşımlara boyun eğmiyor. Kürt toplumunu bunun üzerinden itibarsızlaştırmaya ve sindirmeye çalışıyor. Başaramayacaklar. Kürt kadınları ne cezaevi ne ölümden korkuyor. Dün olduğu gibi bugün de savaşmaya ve direnmeye devam edecekler” ifadelerini kullandı.  
 
DÜNYA SEYREDİYOR
 
Yapılan paylaşımlara tepki gösteren kayıp yakını Kıymet Zengin ise, bunun ne ahlaken ne de vicdanen kabul edilebileceğini dile getirdi. Ölü bedenler üzerinden politika yürütmenin zavallılık olduğuna dikkat çeken Zengin, “Bütün dünya şu an Türkiye’nin kadınlara ve çocuklara yaptığı bu katliamı, ahlaksızlığı izliyor. Bu anlamda başta Rusya’yı ve bütün dünya devletlerini bu ahlak dışı davranışları seyrettiği için kınıyor ve lanetliyorum. IŞİD gibi barbar ve gerici bir örgüte karşı savaşan Kürt kadın savaşçıları tüm dünyaya güzellikler getirdi. Bütün dünya Kürt kadın savaşçılara borçludur. Kendilerini dünya ya insan hakları ve demokrasi kurucusu gibi tanıtan Avrupa ülkelerinin söz konusu Kürtler olunca kendi koymuş oldukları yasaları çiğniyorlar. Kürt halkına yapılan insanlık dışı bütün katliamların hepsinde büyük ülkelerin parmağı var. Amerika sessiz kalarak kendini temize çıkarmak istiyor, ama sessizlik de onaylamaktır” diye konuştu.
 
‘BU SAVAŞ KÜRTLERİN TAŞINA TOPRAĞINADIR’ 
 
Zengin, şunları söyledi: “Tarihe baktığımızda iki aile arasında yaşanan kan davasında bile bir kadın araya girip tülbendini attığında savaş biter ve sulh sağlanır. Yani bu anlamda Kürt halkı açısından kadın kutsaldır. Düşman bunu bildiği için toplumun değer olarak gördüğü bir şeylere saldırarak, değer yargılarıyla oynayarak itibarsızlaştırmak istiyor. Kürtler darbelerle, savaşlarla, öldürmekle, zulümle ve hakaretlerle yılmadı, şimdi de kadınların bedenleriyle Kürtlerin ahlakını çiğnemek istiyorlar. Kadınların hem savaşta hem de toplumda büyük bir rolü var. Kadını yenersek Kürt toplumunu da yeneriz diyorlar. Dört parçadaki Kürdistanlılar bu savaşı iyi görmeli ve yorumlamalı. Bu savaş Kürtlerin çocuklarına, kadınlarına, doğasına, taşına, toprağına karşı açılmıştır. Eğer bu gün birlik olmayıp el ele vermeyeceklerse sonsuza kadar sussunlar.”