‘KHK’lerle kadınlara toplumsal cinsiyet hapsi verildi’

img

İSTANBUL - "Kadınlar OHAL'e alışmıyor" kampanyasının imzacılarından KESK İstanbul Kadın Meclisi, KHK’lerle kadınlara ev, aile, toplumsal cinsiyet hapsinin verildiğini belirterek, dayanışmayı yükseltme çağrısı yaptı. 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kadın Çalışma Grubu ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik Kadın Sağlığı Kolu öncülüğünde "Kadınlar OHAL'e alışmıyor" başlığıyla imza kampanyası başlatılmıştı. Kampanyanın imzacılarından KESK İstanbul Kadın Meclisi, OHAL’in kadınların çalışma yaşamına etkisini anlattı.  
 
'KADINLARIN YAŞAM BİÇİMİ DEĞİŞTİ' 
 
130 binin üzerinde kamu emekçisinin karşı karşıya kaldığı OHAL tablosunun kadınlar için ne anlama geldiğini değerlendiren KESK İstanbul Kadın Meclisi üyesi Deniz Çankaya Salmanlı, “50’nin üzerinde emekçi bu süreçte intihar etti. KESK üyesi 4 bin 300 kamu emekçisi ihraç edildi. Bunlar arasında en büyük rakamı kadınlar oluşturuyor. İşlerinden olmakla kalmayıp bu kadınların yaşam biçimleri de değişti. Kimi ailesinin yanına taşınmak zorunda kaldı. Evli ve çocuklular toplumsal cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle ev içine hapsoldu, yıllarca kendi ayakları üzerinde duran kadınlar ekonomik, psikolojik ve toplumsal açıdan oldukça ağır baskı altında yaşamak zorunda kaldı. Son yıllarda çıkan, çıkarılmaya çalışan yasalar; kadını eve, analık rolüne hapsetmeye, iş yaşamında ise esnek, güvencesiz, düşük ücretlere mahkum etmeye çalışmaktayken KHK’ler ile kadınlara ev, aile, toplumsal cinsiyet hapsi verildi. Kadınların yaşamında yüzyıllardır süregelen eril baskının yanı sıra bir de OHAL baskısı eklendi" dedi.  
 
'YAŞANANLAR OHAL TRAVMALARI OLARAK AKTARILACAK’
 
Salmanlı, bu zorlu süreci yaşayan kamu emekçilerinin bir yıldır Bakırköy, Kartal, Kadıköy kent meydanlarında işlerine geri dönmek amacıyla oturma eylemi yaptıklarını ve KESK İstanbul Kadın Meclisi olarak ‘Hakikatin Gücü’ belgeselini çektiklerini hatırlattı. Salmanlı, OHAL mağduriyetlerini şu sözlerle anlattı: “Tarihe bu zorlu dönemi kadın bakış açısıyla bırakmak ve anlatmak istediğimiz için bunları yaptık. Dayanışmanın dışında kalan ve KHK ile sorgusuz sualsiz hayatları alt üst olanların içinden ağır travmatik haberler aldık. Maden ailesi Yunanistan’a geçmek isterken boğuldu, 3 çocuğunu geride bırakıp boynuna ilmek geçiren hemşire, mahpuslarda anneleriyle kalan 700 çocuk, tedavi edilmeyen ağır hasta mahpuslar, inşaatta işçilik yaparken üzerine vinç düşen öğretmen ve daha niceleri… Tüm bunlar toplumsal belleğimizde OHAL travmaları olarak nesilden nesle aktarılacak” 
 
'OHAL'E ALIŞMIYORUZ' 
 
Kadınlara dayatılanları kabul etmediklerinin altını çizen Salmanlı, “OHAL’e alışmıyoruz. Biliyoruz ki bu topraklarda olağan halde de kadınlar dinin, geleneklerin, ailenin, hukukun eril baskısı altındayken OHAL’de kadın hayatlarındaki tahribatları onarmak on yıllar alacak. İçeride, dışarıda tek tipliliğe karşı çok renkliliği, savaşa karşı barışı, ölümlere karşı yaşam hakkını savunuyoruz. Alanları, sokakları, iş yerlerini, sendikaları, siyaset arenasını kısaca tüm yaşam alanlarını terk etmeden; eşit, adil, demokratik, barışçıl bir yaşam için dayanışmayı yükselterek başka yaşamı mümkün kılmak istiyoruz” diye konuştu.