Kemalbay: Türkiye uluslararası mahkemelerde yargılanacak

img

DİYARBAKIR - HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Efrin’e yönelik saldırı nedeniyle Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanacağını söyledi. DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de, tutuklu bulunduğu cezaevinde konferansa mesaj gönderdi.

 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yerel Yönetimler Kadın Konferansı, Diyarbakır’da başladı. HDP İl Örgütü binasında gerçekleştirilen konferansta, salona üzerinde "Toprağımız, önderliğimiz ve özgürlüğümüz için direniyoruz", "Eşbaşkanlık sistemi ile özgür yaşamı inşa ediyoruz" yazılı pankartlarının yanı sıra cezaevinde olan DBP'li belediye eşbaşkanları ve HDP'li kadın milletvekillerinin fotoğrafları asıldı. 
 
Konferansa DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ve çok sayıda DBP’li belediye eş başkanları ile kurum ve kuruluş temsilcisi katıldı. 
 
‘SALDIRILAR TECRİT İLE BAŞLADI’
 
Saygı duruşu ile başlayan konferansta divan üyeleri seçildikten sonra konuşmalara geçildi. İlk sözü alan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir, tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Figen Yüksekdağ’ı hatırlatıp, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in ise 8 gündür gözaltında tutulduğunu belirtti. 
 
Efrin saldırısına karşı çıktıkları için TTB’nin hedef haline getirilip yöneticilerinin gözaltına alınması üzerinde duran Özdemir, faşizm karşısında herkesin ortak ses çıkarması gerektiğini vurguladı. 
 
İktidarın sürekli olarak kadın iradesini hedef aldığını ifade eden Özdemir, “Bugün faşizm, sistemini örgütlemek için tekrar kadını hedef almıştır. Kürt kadını dünyaya öncülük edecek bir çıkış yakaladı ancak faşizm, Kürtlerin kazanımlarını karşı koymak için Kürdistan’ın tüm parçalarını nefessiz bırakmak için Efrin’e bir saldırı başlattı. Bu saldırılar ilk olarak İmralı’da Sayın Öcalan’a yönelik tecritle başladı” dedi. 
 
‘OHAL’SİZ YÖNETEMİYORLAR’
 
Özdemir, AKP’nin Türkiye’yi artık OHAL’siz yönetemediğini de belirti. Özdemir, “OHAL’i sürekli hale getirmek istiyorlar. OHAL öncesi İmralı tecridi sonrası saldırılar kadın iradesine yoğunlaştı. Kayyumlar ile toplumda eşit temsiliyeti sağlayan eşbaşkanlık sistemine saldırdılar. Süregelen saldırılar birbirinin devamıdır. Kadın iradesinden sonra HDP’ye yönelik saldırılar. Kerkük’ün işgal edilmesinden sonra Efrin’e yönelmeleri bir bütündür. Kürdistan’ın dört parçasında saldırı yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘KADINLARIN ÖRGÜTLÜ OLMASI GEREKİYOR’
 
Rojava’ya gerçekleştirilen saldırının aynı zamanda kadın sistemini hedeflediğini vurgulayan Özdemir, “Kadın öncülüğünde DAİŞ bertaraf edildi. Erkek egemen sistem ve militarizm boşa çıkarıldı. O yüzden Efrin hedeftedir. Bu halkların ve kadınların umuduna bir saldırıdır” diye konuştu.  Bütün kadınların faşizm şiddetti ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Özdemir, “Bu çerçevede kadınların birliği çok önemlidir. Kadınların örgütlü olması gerekiyor. Bu doğrultuda Kürt kadınlarının güçlerini birleştirilmesi sonra da diğer tüm kadınları ile ortak hareket edilmesi gerekiyor. Rojava’da bunu tüm dünya bunu gördü. Herkesin bu statüye sahip çıkması gerekir” ifadelerine yer verdi.
 
TUNCEL: HALKLARIN KALBİ EFRİN’DE ATMAKTADIR
 
Özdemir’den sonra Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in cezaevinden gönderdiği mektup okundu. Konferansın güçlü geçeceğine inandığını ifade eden Tuncel, mektubunda şu ifadelere yer verdi: 
 
“Konferansımıza katılması gereken birçok belediye eş başkanı, milletvekili ve yönetici arkadaşlarımız siyasi soykırım operasyonları nedeniyle rehin alınmış olmasından kaynaklı ne yazık ki konferansımız eksik bir bileşenle toplanmak zorunda kalmıştır. Bu vesile ile tutsak olan kadın yoldaşları sizler şahsında saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Dışarıda hayat hızlı, içeride ise yavaş oluyor biliyorum. Sizler birçok işe yetişmeye çalışıyorsunuz. Ama günlük yaşamın kargaşasında yoğunluğunda içerideki yoldaşları da hatırlamanız, dışarıdaki mücadele ile içerideki mücadeleyi, direnişi birleştirmek, yaşamın tüm alanlarında kadın dayanışmasını geliştirmek ve mücadeleyi ortaklaştırmak kadın özgürlük çizgimizi daha da güçlendirecektir. 
 
‘EFRÎN SADECE EFRÎN DEĞİLDİR’
 
Türkiye'nin haksız hukuksuz bir şekilde Kürdistan halklarının kazanımlarının hedef aldığı Efrin saldırıları bu konferansın temel noktası olmalıdır. Bizler içeride bulunan yoldaşlarınız olarak Efrin'e yönelik saldırıları kınamak ve saldırıların derhal durdurulması için direnişe, mevcut koşullar çerçevesinde katılıyoruz. Ancak sizlerin dışarıda Efrin ile dayanışmayı büyütmeniz, Efrin halkının verdiği özgürlük mücadelesine, direnişine daha güçlü katılmanız, Efrinli kadınlarla dayanışmak için mücadeleyi yükseltmeniz çok daha önemli olacaktır. Efrin sadece Efrin değildir. Bugün dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, tüm Kürdistan halkının demokrasiden, özgürlük ve barıştan yana olan halkların kalbi Efrin'de atmaktadır. Efrin'e yönelik saldırı tüm halkımıza, Kürdistan halklarına yönelik bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı durmak, savaşa hayır demek tarihi bir sorumluluktur.
 
‘SAVAŞA HAYIR DEMEK CESARETTİR’
 
Kobanê direnişi tüm dünya halklarının geleceğe güvenle bakması insanlık değerlerinin korunması ve enternasyonalist dayanışma, DAİŞ'in yenilmesinin başlangıcı olmuştur. Kobanê'de başlayan bu direniş, bu özgürlük yürüyüşü şimdi Efrîn'de devam etmektedir. Tüm toplumsal muhalefetin baskı altına alındığı, en küçük bir itirazın, eleştirinin gözaltı, tutuklama ve linç politikalarıyla bastırılmaya çalışıldığı bir dönemde Efrîn operasyonuna hayır demek, savaşa hayır demek bir cesarettir. Bu cesareti gösteren herkesi selamlıyoruz. 
 
‘ÖZERK VE BAĞIMSIZ KADIN ÖRGÜTLENMESİNİ BUNDAN SONRA DA ESAS ALACAĞIZ’
 
Toplumsal muhalefetin sesinden korkan AKP-MHP faşist cephesi kendi zayıflığını, güçsüzlüğünü, haksızlığını zor politikalarını devreye koyarak gizlemeye çalışıyor. Onlar biliyor ki barış, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve adalet diyenlerin sesi birbirine ulaşırsa sarayın sesi, savaş çığırtkanların sesi kısılacaktır. Bu nedenle var olan zulüm düzenini OHAL'e karş ses çıkararak halkların eşitliği ve kardeşliğinde ısrar eden savaşa 'hayır' diyen Efrin halkıyla dayanışma içerisinde olan tüm cesur kadınları, insanları bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Eş başkanlık sistemimiz, kadın erkek eşitliğine dayalı siyaset ve yerel yönetim çizgimiz hizmetlerin ulaşılmasında eşitlik perspektifimizin esas alınması, özgün özerk ve bağımsız kadın örgütlenmesi bundan sonrası için de esas alacağımız örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması için mücadele edeceğimiz temel alanlar olacaktır." 
 
KEMALBAY: BİZ KADINLAR BU MÜCADELENİN NEFERİYİZ
 
Tuncel’in mektubunun okunmasının HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay konferans katılımcılarına hitap etti.
 
TTB'ye yönelik gözaltı operasyonun AKP'nin yeni bir kötülüğü olduğunu belirten Kemalbay, faşizan yaklaşımlara rağmen kimsenin geri adım atmadığına dikkat çekti. Kemalbay, “Burası bizimdir ülkemizdir. Gidecek başka bir yer yok. O yüzden sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Demokrasiye inananların bu ülkeye vereceği çok şey var. Ancak iktidarda olan Erdoğan halklara sadece tabut veriyor. Savaştan beslenip iktidarı ötekileştirme üzerine kurmuştur. Elbette kadınlar buna karşı duracak. Biz kadınlar bu mücadelenin neferiyiz" diye konuştu.
 
‘BU HALKLARA KARŞI BİR SAVAŞTIR’
 
Erdoğan'ın içerideki savaşı sınır dışına taşıdığını kaydeden Kemalbay, "Cizre Sur ve Silopi gibi ilçelerde yaratılan tahribatlarla faşizmi kurumsallaştıramadı şimdi Efrin'de de bunu yapmak istiyor. Efrin’de başta kadınlar olmak üzere tüm halkların kendini yönettiği demokratik bir sistem mevcut. Kesinlikle bu teröre yönelik bir saldırı değil. Bu halklara karşı savaştır. Çünkü Efrin’de halklar var. Bütün farklı kimlik ve inançlar orada ortak bir yaşam inşa etmiştir" dedi. 
 
“Savaş uçaklarının attığı bombalar nereye düşüyor?” diye soran Kemalbay, "Bir milyon insanın yaşadığı kentte uçaklar hangi teröristi bombaladı? Efrin Rojava'daki demokratik sürecin en önemli ayağıdır. Soçi gibi yerlerde masanın başına oturması gereken Efrinlilerdir" diye ekledi.
 
‘ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANIR’
 
Amacın Kürt halkına savaş açmak olduğunu belirten Kemalbay, “Bu saldırı Kürtlerin kazanımı olmasın demektir. Çünkü Kürtler kazanırsa AKP faşizmi adım atamaz. Bu faşist iktidarı sürdüremezler. Sınırı tank top ve uçaklarla geçmek işgal girişimi dışında bir şey değildir" dedi. Cizre, Silopi, Sur saldırılarının Diyarbakır Savcılığı tarafından yargılanabileceğine işaret eden Kemalbay, "Efrin bir sınır ötesi suçtur. Bu suç uluslararası mahkemelerde yargılanır. Bunu herkes bilmelidir. Yine bu savaştan dolayı çocuklar ölüyor. Savaşı destekleyenler bu suça ortak oluyor. Onlara sesleniyoruz barıştan yana tavır alın" ifadelerini kullandı.
 
‘FAŞİZME TEPKİ HAKTIR’
 
Kemalbay’dan sonra söz alan HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, konferansın kadın mücadelesine dair önemi üzerinde durdu.
 
Saldırıların ilk hedefi olan kadınların düşürülmesiyle toplumun ele geçirilmesinin hedeflendiğini kaydeden Koçyiğit, cezaevine atılan kadınlar nasıl direniyorsa, dışarıdaki kadınların da o şekilde direneceğini ifade etti. TTB’ye yönelik gözaltı furyasına da tepki gösteren Koçyiğit, “Faşizme tepki koymak en doğal haktır. AKP’nin tepkisi meşru olmayan anlayışı yüzündendir. 12 Eylül’de saldırıya uğramayan doktorlar bugün AKP saldırısı altındadır” şeklinde konuştu.
 
‘SAVAŞ KARŞITLIĞINDA TEREDDÜT ETMEMEK GEREKİYOR’
 
Efrin direnişinin tıpkı Stalingrad gibi olacağını vurgulayan Koçyiğit, şunları söyledi: “Kadınlar Efrin zaferini tüm dünyaya müjdeleyecektir. AKP bu saldırı ile daha fazla şiddet ve faşizm ile Kürt karşıtı bir cephe oluşturmak istiyor. Bu milliyetçi cephe ile gelecek seçimleri kazanıp kendini kalıcı hale getirmek istiyor. Efrin saldırısı hepimize karşı yürütülen bir savaştır. İnsani olan her zaman her yerde savaş karşıtlığını dile getirmektir. Bunda tereddüt etmemek lazım.”
 
Saldırının bir amacının da Kürtlerin masaya oturmasını engellenmek olduğunu kaydeden Koçyiğit, “Savaş sonrası Kürtlerin güçlü bir şekilde masaya oturmasını istemiyorlar. Türkiye’deki Kürtlerin kazanım endişesi yüzünden her yerdeki Kürtlere saldırıyorlar. ÖSO’nun DAİŞ ile bir farkı yoktur. ÖSO Türkiye’yi Suriyeleştirecek. Yarın ÖSO Türkiye’ye karşı silah kullanacaktır” dedi.
 
Konuşmaların ardından konferans basına kapalı bir şekilde devam ediyor.