‘Musa Orhan ceza almadan davanın peşini bırakmayacağız’

  • kadın
  • 20:09 28 Ağustos 2020
  • |
img
DİYARBAKIR - Uzman Çavuş Musa Orhan'ın serbest bırakılmasına tepki gösteren Amed KESK Kadın Platformu, "Tecavüzcü Uzman Çavuş Musa Orhan tekrar tutuklanıp hak ettiği cezayı almadan, bu olayın peşini bırakmayacağız” açıklaması yaptı. 
 
Amed KESK Kadın Platformu, 18 yaşındaki İpek Er'e tecavüz ederek intihara sürükleyen Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tahliye edilmesine ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 1 No'lu Şubesi’nde açıklama yaptı. Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm-Bel Sen) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Nihal Yanık, "Devletin ve yargının görevi suçluyu anlayıp sırtını sıvazladıktan sonra toplumun içine salmak değil, hak ettiği cezayı vererek tutuklamaktır" dedi.
 
SANIK SERBEST AVUKATLAR TUTUKLU
 
Devlet yetkililerinin, yaptığı açıklamalarla davanın gidişatını değiştirdiğine işaret eden Yanık, tecavüz faili Musa Orhan'ın avukatının kaçma ihtimali olmadığı beyanıyla tutuksuz yargılanmasına karar verirken, adil yargılanma talebiyle ölüm orucuna katılan iki avukat kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek tahliye edilmediği ve avukat Ebru Timtik’in 238 gün sonra yaşamını yitirmesini hatırlattı. Avukat Timtik ve onlarca ölüme neden olan pervasız, umursamaz ve insan haklarını ihlale eden kişilerin hesap vermesi gerektiğinin altını çizen Yanık, "Avukat Aytaç Ünsal’ın ise sağlık durumu kritik durumdadır. Hiçbir somut delil ve gerekçe gösterilmeden, binlerce muhalif insan keyfi muamele ile cezaevlerinde tutulmaktadırlar. Avukat Aytaç Ünsal için çok geç olmadan adil yargılanma talebinin kabul edilmesi ve sağlık durumundan ötürü derhal serbest bırakılması çağrısını buradan bir kere daha yapıyoruz" şeklinde konuştu.
 
UYGULANAN POLİTİKALAR
 
"Ülkenin her tarafında kolluk kuvvetleri kendilerine verilen yetkileri kullanarak, keyfi bir şekilde insanlara baskı yapmakta, fiziksel, psikolojik işkence uygulamaktadır" diyen Yanık, şunları söyledi: “Ancak bulunduğumuz coğrafyada uygulanan politikaların sonucunda kadınlara ve çocuklara yıllardır devam eden taciz tecavüz olaylarının sonu gelmemiş, tam tersine gün geçtikçe kirli bir savaş taktiği hâline gelmiştir. Bölgeye gelen kolluk kuvvetlerinin üniformaları kendilerine koruma kalkanı olmuş, işledikleri suçların üstü örtülerek pervasızca davranışlara sebep olmuştur. Arkalarına devleti alarak her türlü suçu işleyen kolluk kuvvetleri, dokunulmaz olduklarını dile getirmekten bile çekinmez hâle gelmişlerdir."
 
'YARGININ GÖREVİ HAK ETTİĞİ CEZAYI VERMEKTİR'
 
İktidarın tartışmaya açtığı İstanbul Sözleşmesini uygulaması halinde İpek Er'in bugün yaşamış olacağını ifade eden Yanık, "Devletin ve yargının görevi suçluyu anlayıp sırtını sıvazladıktan sonra toplumun içine salmak değil, hak ettiği cezayı vererek tutuklamaktır. Yetkili devlet kurumları görevlerini yerine getirmediği için birçok kadın ceplerinde ‘koruma’ kararları varken öldürülüyor. Özellikle devlet yetkililerinin ya da yakınlarının faili olduğu vakalarda ki kişiler, yargıdan ceza almadan hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ederken, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu konuda sorumluluğunu yerine getirmemekle beraber, katledilen kadınların ailelerine sadece başsağlığı mesajı vermekle kalıyor" diye konuştu. 
 
MUSA DİNÇ TEPKİSİ
 
Musa Dinç'in çocuklar için yazdığı Gül ve Düşün adlı kitabında cinsel istismarı meşrulaştıran bölümlerine tepki gösteren Yanık, "Kitap toplumu, ahlâki çürümüşlüğe iten gerici kişilere ve yayın kuruluşlarına, aklı fikri sürekli kadın bedeni üzerine ahkâm kesmeye çalışan kurum başkanlarına, bunlara göz yuman MEB’e, karşı mücadele edeceğiz" diye belirtti.
 
'ÜNİFORMALI TECAVÜZLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLEMEZ'
 
Yanık, "Herkes bunu bilsin ki, kimse üniformalı tecavüzcülerin üstünü örtemez, kadınları ölüme, adaletsizliğe mahkûm edemez. Tecavüzcü Uzman Çavuş Musa Orhan tekrar tutuklanıp hak ettiği cezayı almadan bu olayın peşini bırakmayacak, davanın takipçisi olacağız. Yaşanan adaletsizlik için yetkilileri görevlerini yerine getirmeye, yapılan yanlıştan bir an önce dönmeye çağırıyoruz" dedi.