81 yaşında karton toplayarak geçimini sağlıyor 2018-04-16 09:03:10 DİYARBAKIR - 60 yılın ardından yıkım nedeniyle Sur'dan çıkmak zorunda kalan Fatma Yaşar (81), 20 yıldır karton toplayıcılığı yaparak, engelli çocuğuna bakıyor.  Urfa’nın Siverek ilçesinden 60 yıl önce evlenerek Diyarbakır’ın Sur ilçesine gelen ve o yıllardan bu yana Melikahmet Caddesi’ndeki evinde yaşayan, ancak sokağa çıkma yasakları nedeniyle Bağlar’a taşınmak zorunda kalan 81 yaşındaki Fatma Yaşar, 20 yıldır kağıt toplayıcılığı yapıyor. Neredeyse tüm yaşamı Sur’da geçen Yaşar, yaşadığı yerlerin yakılıp yıkılmasına dayanacak gücü kalmadığı için taşındığını dile getirdi. Yaşar, halen her sabah Gıda Toptancılar Sitesi’ne gidip buradaki kağıt ve kartonları toplayarak geçimini sağlıyor.     ‘HAYATIM UZUN BİR GÖÇ YOLCULUĞU GİBİ’   Hayatını uzun bir göç yolculuğuna benzeten Yaşar, Sur’da koca bir ömür geçirdiğini, her köşesinin hatıralarla dolu olduğunu ifade etti. Sur’un kendisi için ne ifade ettiğini anlatan Yaşar, “Urfa’dan Sur’a yeni geldiğimiz zaman her yer araziydi. Şu an gördüğünüz yapıların bir çoğu yoktu. Urfa Kapısı’ndan gelip Balıkçılarbaşı’na doğru gittiğinizde bir yanı Mardinkapı bir yanı Dağkapı’ya düşüyordu. Büyük postanenin bulunduğu yerlerin hepsi marul bahçeleriyle doluydu. Farklı etnik ve dinden insanlar yoğunlukta yaşıyordu. Ali Paşa’dan tutun da Dört Ayaklı Minare, Hasırlı, Lalebey ve Aynalı Minare’nin oralarında Hristiyanlar, Süryaniler ve Ermeniler yaşıyordu. Hala da Gavur Mahallesi olarak anılır. Dört Ayaklı Minare’nin arka tarafında ise birkaç Yahudi ailesi yaşıyordu. İlerleyen yıllarda onlar da gitti. Melik Ahmet Caddesi’ne düşen tarafta ise Müslümanlar yaşardı. Yoksulluk olsa bile, kimsenin kimseye kini yoktu. Bizim evimiz Anzele Parkı’nın biraz aşağısındaydı. O zamanlar tek tük evler vardı. Anzele dediğimiz yerde yerin altından akan doğal bir dere vardı. Bütün mahalle o dereyi kullanırdı. Yaz geldi mi kadınlar kilimlerini, yünlerini, çamaşırlarını orada yıkardı, her şey çok güzeldi. Yıkımdan önce ara sıra komşularımı evini görmeye gittiğimde ferahlıyordum. Ama savaş ve yıkım geriye kalan hatıraları da yakıp yok etti. Herkes farklı bir yere göç etti” diye konuştu.    TEK BAŞINA ENGELLİ ÇOCUĞUNA BAKIYOR    Acısıyla tatlısıyla Sur’un her sokağında bir anısı olduğunu dile getiren Yaşar, 6 çocuğunu Sur’da dünyaya getirdiğini ve büyüttüğünü söyledi. Eşini ve oğlunu 2 buçuk yıl önce peş peşe kaybettikten sonra engelli oğluyla Bağlar’da kiralık bir eve taşınarak orada yaşamaya başlayan Yaşar, yaşının ilerlemesine rağmen karton toplayı sürdürüyor. Sabahın erken saatlerinden siteye gelerek esnafları tek tek dolaşan, topladığı kartonları küçük el arabası yardımıyla sitede bulunan bir boş alanda biriktiren Yaşar, akşam olduğunda kartonları, fabrikaya götürüp satıyor ve hem kendi hem de engelli oğlunun ihtiyaçlarını karşılıyor.    ‘ELİM AYAĞIM TUTUNCAYA KADAR ÇALIŞACAĞIM’   Site esnafı tarafından sevilen Yaşar, “Kadın olarak ne iş yaparsanız yapın mutlaka negatif durumlara karşılaşırsınız. Hele yaşlıysanız insanlar artık işiniz bitti gözüyle bakıyor. Öyle baksalar da insanların yadırgayıcı ve acıyan bakışlarına maruz kalabiliyor insan. Ama ben her şeye rağmen çalışmaktan hiç vazgeçmedim. Hayatım boyunca sürekli çalıştım, hiçbir işe burun kıvırmadım. Başkasının eline bakmaktansa el ayak tutuncaya kadar çalışmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak bu dünyadaki tek dileğimdir” ifadelerini kullandı.   MA / Esra Solin Dal