Beştaş: Deniz’in yoldaşları direnişi büyüttü 2021-11-26 16:10:48 SİİRT - Kadına yönelik topyekun bir saldırı konsepti başlatan devletin, erkekle anlaştığını belirten HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Yaşamın her alanında direnişi büyüten kadınlara karşı kazanma şansları yok” dedi.  Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Kadın Meclisi, “Savaşa şiddete yoksulluğa karşı kadın özgürlük zamanı” buluşmaları kapsamında panel düzenledi. HDP Siirt İl Örgütü binasında düzenlenen panele, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve çok sayıda kişi katıldı. Panelin düzenlendiği salona, “Kadın savaştıkça özgürleşir. Özgürleştikçe güzelleşir, güzelleştikçe sevilir” ile “Savaşa şiddete yoksulluğa karşı kadın özgürlük zamanı” pankartları asıldı.   DEVLET KAYNAKLI CİNSEL ŞİDDET    Devletin cezasızlık politikasını anlatan sinevizyon gösterimiyle başlayan panelde, daha sonra Eren Keskin konuştu.   Çıplak aramanın 90’lı yıllardan bu yana var olduğunu belirten Keskin, “O dönemden bu yana çıplak arama işkencesi devam ediyor. Herkes çırılçıplak soyuluyordu. Cinsel tacizde bulunuluyordu. O dönemde Almanya’dan bir arkadaşım gelmişti. Buna karşı nasıl bir çalışma yapabileceğimizi konuştuk ve 1997 yılında Cinsel Şiddet ile Mücadele Derneği'ni kurduk. O dönem Kürdistan’a gittiğimizde kadınlar asker ve polisin taciz ve tecavüzünü anlatırlardı. Sadece bize anlatırlardı. Kimseye anlatamıyordular. En çok başvurunun yapıldığı yer Musa Çitil’in görev yeriydi.  Tecavüzü gerçekleştiren bu zihniyet bir bekaret kontrolü de yapıyordu. Bunu işkence haline dönüştürmüştü. O dönemde bunlar yaşandı. Bize 1997 yılından bu yana 793 kişi gözaltında taciz, şiddet ve tecavüze maruz kaldığı için başvurdu. Bunların arasında sadece bir dosyadan ceza verildi. Oda, Batman’da 3 korucunun tecavüzüne uğradı. O zaman tecavüze uğrayan kişinin doğum yapması ile birlikte çocuğun tecavüzü sonucu dünyaya geldiği açığa çıktı” diye belirtti.    ÇİFTE STANDART    Kürt kentlerindeki kadın mücadelesinin çok önemli olduğunun altını çizen Keskin, “Mini etek giydikleri için hakarete veya saldırıya uğrayan kadınlar için Türkiye’nin birçok yerinde ayağa kalkan kişiler, Ekin Wan’ın bedeninin teşhir edildiği görüntülere ses çıkarmadılar maalesef. Bu bir gerçeklik.  Her ikisine verilen tepki büyük olmalıydı. Eril zihniyetin saldırıları karşısında ayrım yapmaksızın bir mücadele çizgisi oluşturulmalı. Ancak Kürt kadınlar, muhalifim diyenlerin çifte standardına maruz kalıyor. Bu yüzden Kürt kadınlar, bu coğrafyada direnirken daha da güçlü olmak zorunda. Kürt kadınlara dönük saldırı sadece Kürdistan coğrafyasında değil, Türkiye kentlerinde de yaşanıyor. Biat etmeyen bir damar var. Bu damarı sizler oluşturuyorsunuz” dedi.    TOPYEKUN SALDIRI KONSEPTİ   Devletin kadına yönelik topyekun bir saldırı konsepti başlattığını belirten HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, “Devlet bunu yaparken erkekle anlaşıyor. Erkek evde yada yaşamın her alanında bu şiddeti uyguluyor. Biliyor ki bunu yaptığında arkasında bir devlet sistemi var. Cezasızlık politikasına güveniyor.  Günde 5 kadın katlediliyor. Kürtlerin düşmanlığını yapan AKP-MHP iktidarı, kadın düşmanlığını aynı şiddetle devam ettiriyor. Kadına yönelik düşmanlığın en büyük örneği de İstanbul Sözleşmesi. Sözleşme ile kadınlara verilen birçok hak ellerinden alınmak istendi. Kadınların mücadelesi sonucu elde edilen bu sözleşme bir erkeğin kararı ile ortadan kaldırıldı" ifadelerini kullandı.     ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI    Fuhuş ve uyuşturucu ile kadınlara yönelik bir yönelimin olduğunu anlatan Beştaş, “Bir açıklamamıza asker polis yığan zihniyet cadde ve sokaklarda uyuşturucu satanlara dokunmuyor. Kadınları fuhuşa sürükleyenlere karışmıyor. Amaçları Kürt kadının mücadelesini geriletmek. Kürt kadını itibarsızlaştırmak. Ancak onlarda biliyor ki Kürt kadının direniş çizgisi her geçen gün güçlenerek ilerliyor. Fuhuşa, uyuşturucuya karşı örgütleniyorlar. Cezaevlerinde direniyorlar. Yaşamın her alanında direnişi büyütüyorlar. Kadınlara karşı kazanma şansları yok” dedi.   DENİZ’İN YOLDAŞLARI…   Deniz Poyraz’ın katledildiği gün olay yerine gittiğini söyleyen Beştaş, şöyle devam etti: “Olayın tek kişi tarafından yapılmadığı açıkça beliydi. Planlı bir cinayet işlendi orada. Poyraz üzerinden direnen Kürt kadınlara mesaj verilmek istendi. Bu mesaj ile geri adım atmamızı amaçlıyorlardı. Ancak Deniz’in yoldaşları geri adım atmadı. Direnişlerini büyüttü.”    Kürt kadın mücadelesinin dünya kadınlarına örnek teşkil edecek bir düzeye geldiğini belirten Beştaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Eğer kadın özgür olmazsa toplum özgür olamaz” sözünü hatırlattı.     Soru cevapla sona eren panel sonrası kadınlar, alkış, zılgıt ve “Jin jiyan azadî” sloganı eşliğinde balon uçuruldu.