'İstanbul Sözleşmesi tartışmaları akıl tutulmasıdır’ 2020-07-28 09:08:33   DİYARBAKIR - İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilmesi yönündeki tartışmaları “akıl tutulması” olarak değerlendiren kadınlar, tüm renklerin bir arada yaşayacağı özgür bir toplum için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.   AKP, daha önce altına imza atarak uygulayacağına dair taahhüt verdiği İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilmeyi gündeme getirdi. İktidar, sözleşmeye attığı imzasını geri çekmeyi planlarken, sözleşmenin önemine vurgu yapan kadınlar ise tepkili. Diyarbakır’daki sivil toplum örgütlerinin kadın temsilcileri, sözleşmeyi sahipleneceklerini söyledi.   ‘AKIL TUTULMASI’   Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Elif Tirenç, uzun süredir kadına ve çocuğa yönelik şiddet oranlarındaki korkunç tabloyla karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, devletin şiddetin artmasındaki rolüne işaret etti. İstanbul Sözleşmesi’nin şiddetle mücadelenin en önemli araçlarından biri olduğunu hatırlatan Tirenç, hükümet tarafından kadınlar ve çocuklar için hayati önemde olmasına rağmen sözleşmeden çıkma çabalarının tam bir akıl ve vicdan tutulması olduğunu söyledi. Tirenç, “Sözleşme, imzacı ülkelere ciddi sorumluluklar yüklüyor. Sözleşmeden doğan sorumlulukları yerine getirmemenin yaratacağı sonuç ise şiddetin artarak devam etmesidir. Sözleşmeye dair tartışmalar yürütülüyor, ancak hiçbir hedef ve politika, şiddetle mücadeleden daha değerli ve kıymetli olmayacaktır. Bu konuda ısrarcı olmanın, şiddeti önlememede ısrar etmek olacağı nettir" ifadelerini kullandı.    'DEVLET DİRENÇ SERGİLİYOR'   Sözleşmenin tamamen şiddetin önüne geçmeyi hedeflediğinin altını çizen Tirenç, sözleşme ile birlikte iç hukukta yer alan 6284 sayılı kanun ile birçok kadının, koruma tedbirleri sayesinde hayatta kalma şansı bulduğuna değindi. Devlet kanadının her dönem kadın kazanımlarına karşı bir direnç sergilediğine işaret eden Tirenç, "Kadınlar uzun süreli mücadele ve bedellerle kazanımlarını elde etmiştir. Mevcut iktidar ise bir yandan kadın mücadelesi ile özellikle kanuni haklar ve şiddet önleme yasaları boyutuyla dünya standartlarına direnç gösterirken, bir yandan da zaman zaman kadın kazanımlarına saldırı girişimlerinde bulunmuştur. Bunun yanında şiddetin ana kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ise eğitim, sağlık, ekonomi, siyasi yaşamda körüklemekten geri durmamıştır. Son dönemde Diyarbakır özelinde başlatılan ve şiddetle mücadele alanında aktif yer alan kadınlara dönük tutuklama ve yargılamalara dahi bakıldığında, maalesef kadın dostu bir iktidarın varlığından söz edemiyoruz" dedi.    Kadınların eril şiddete karşı direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizen Tirenç, direniş ve mücadele hattı zaman zaman saldırılarla zayıflatılmaya çalışılsa da asla terk edilmemesi gereken bir alan olduğunu vurguladı.    SÖZLEŞME ANAHTARDIR   Eğitim Sen Diyarbakır 3 Nolu Şubesi Eşbaşkanı Emine Koçyiğit, sözleşmeden geri çekilme tartışmalarının tesadüf olmadığını söyledi. Sözleşmenin kadınlar için “Anahtar bir unsur” niteliği taşıdığını ifade eden Koçyiğit, sözleşmeyi uygulamayan iktidarın suç işlediğini haykıran kadınlar ve kurumlar hedef hâline getirilerek bertaraf edilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Tarikatların, cemaatlerin fikirleri, inançları doğrultusunda politikalar üreten iktidarın, erkek egemen bakış açısına sahip olduğunu dile getiren Koçyiğit, kadınların, tüm renklerin bir arada eşit haklara sahip olarak yaşayacağı özgür bir toplum için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini kaydetti.    KADIN PROFİLİNİ TANIMAK İSTEMİYOR   İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Yöneticisi Ezgi Sıla Demir de sözleşmeye yönelik yürütülen tartışmaları "fütursuz" olarak değerlendirdi. Sözleşmeyi uygulamamanın şiddet ve katliamları normal hale getirme anlamına geldiğini söyleyen Demir, “Kadını önemsemeyen, ikincileştiren bir yaklaşımdır. Kadınlara ve kadınların özgürce yaşamasına karşı alenen savaş açmak anlamını taşımaktadır" diye konuştu.    İstanbul Sözleşmesi'nin cinsel kimlikleri koruma altına alan ve güvenli bir ortamda yaşam hakkı tanıyan bir sözleşme olduğunu kaydeden Demir, sözleşmenin geri çekilmesinin gündeme getirilmesinin, iktidarın temsil ettiği ideolojinin kadına bakış açısını ortaya koyduğunu vurguladı. Demir, şunları söyledi: "Bu bakış açısı kadını ‘evde’ görmek istemektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri dışında bir kadın profilini tanımak ve kabul etmek istemiyor. İktidarın bakış açısına göre kadın ve özgür yaşam kelimeleri asla yan yana gelmiyor. Bu yönüyle de karşı çıkan her kesimi ve ideolojiyi elinde bulundurduğu gücüyle saf dışı bırakmaya çalışıyor" diye belirtti.    Demir, bu girişime karşı tüm kadınların daha fazla mücadele etmesi gerektiğinin altını çizdi.