Kirmanşah Depremi İnceleme Raporu: Yapılarda geleneksel metot kullanılmış

img

DİYARBAKIR- TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu hazırladığı "Kirmanşah Depremi İnceleme Raporu"nda, zarar gören yapıların mühendislik hizmetinden yoksun tamamen süregelen alışkanlıklar ve geleneksel metotlarla inşa edildiğini belirtti.

Irak Federe Kürdistan Bölgesi'nin Süleymaniye kenti ile İran Kürdistan sınırında 12 Kasım'da meydana gelen ve yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği 7.3 şiddetindeki depremin ardından bölgeye giderek incelemelerde bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, hazırladığı raporu açıkladı. Aralarında Dicle Üniversitesi'nden akademisyen ve mühendislerin de bulunduğu heyet, merkez üssü İran'ın Kirmanşah eyaleti olan deprem ile ilgili "Kirmanşah Depremi İnceleme Raporu" hazırladı. 
 
Raporda, Süleymaniye’nin Darbendixan ilçesi ile Darbendixan Barajı’nda incelemelerde bulunduğu belirtilerek, “Barajın depremde hasar gördüğü, yıkılan ya da zarar gören yapılarda mühendislik hizmetinden yoksun tamamen süregelen alışkanlıklar ve geleneksel metotlar kullanıldığı” tespit edildiği aktarıldı.  
 
'BATMAN VE DİYARBAKIR'DA 4 ŞİDDETİNDE HİSSEDİLDİ'
 
Depremin merkez üssünde Mercalli Şiddet Ölçeği'ne 8 şiddetinde etki yaptığı ve ciddi yıkımlara neden olduğu kaydedilen raporda, merkezden uzaklaşıldıkça yıkıcı etkisi azalan depremin 543 kilometre uzaklıkta bulunan Batman’da ve yaklaşık 5,612 kilometre uzaklıkta bulunan Diyarbakır’da ise yaklaşık 4 şiddetinde hissedildiğine dikkat çekildi. Raporda, “Bazı bölgeler merkez üssüne yakın olmasına rağmen sağlam zeminden dolayı az etkilenmiş ancak depremin merkez üssünden daha uzakta bulunan ve gevşek zemin üzerinde bulunan yerlerde ise daha fazla hissedilmiştir” denildi.  
 
‘İLERDE DAHA BÜYÜK HASAR MEYDANA GELEBİLİR'
 
1965 yılında yapımı tamamlanan Darbendixan Barajı’nda incelemelerde bulunulduğu aktarılan raporda, barajın derin, dar ve dik yamaçlı bir vadide HES amaçlı inşa edildiği belirtildi. Raporda, şunlara yer verildi: “Depremde barajın bulunduğu vadi dik yamaçlı olduğundan yer yer heyelanlar ve kaya yuvarlanmaları meydana gelmiş, bundan dolayı yapılarda maddi hasarlar oluşmuştur. Hasar gören yapılar barajın güvenlik ve idari hizmet binalarından oluşmaktadır. Bazı yapıların da heyelan riski düşünülmeden inşa edildiği görülmüştür. Deprem sonucu hasar gören Darbendixan Barajı üzerinde yapılan inceleme sonucu, zeminde kil çekirdekli kaya dolgu barajın mansap tarafında bulunan kaya dolgu ile çekirdek arasında bir açılma olduğu gözlenmiştir. Ayrıca barajın gövdesinin vadinin yamacına bağlayan iki uçta boydan boya çatlak oluştuğu gözlenmiştir. Bu depremin baraj gövdesini zorlamasından dolayı kil çekirdek ile kaya dolgu arasında gerçekleşmiş olabilecek dinamik etkiler (çarpma ve sürtünme) sonucu meydana geldiği düşünülmektedir. Ayrıca deprem sonucunda baraj gövdesi altındaki zeminin hareket etmesi sonucu farklı oturmaların oluşmuş olabileceği kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak barajın hasar gördüğü ve buna karşılık yeni denge konumunda olduğu düşünülmektedir. Şu anda baraj güvenli olsa bile ilerleyen zamanlarda daha büyük hasarın meydana gelebileceği ve barajın güvenliğinin azaltacağı düşünülmektedir. Bundan dolayı baraj gövdesinde oluşan hasarların onarılarak güçlendirilmesi gerekmektedir.
 
'YAPILAR GELENEKSEL METOTLARLA İNŞA EDİLMİŞ'
 
Darbendixan ilçesindeki yapıların ise mühendislik hizmetinden yoksun tamamen süregelen alışkanlıklar ve geleneksel metotların kullanılarak inşa edildiğinin tespit edildiği aktarılan raporda,  “Geleneksel olarak rijit döşeme ve güçlü kiriş ile zayıf kolon şeklinde yapılar inşa edilmiştir. Beton mukavemeti yetersiz olup donatıların da yeterli miktarda ve istenilen düzende konmadığı görülmüştür. İncelemeye aldığımız yıkılan b+z+2 katlı bir bina örnek olabilecek tipik bir bina niteliğindedir. Söz konusu yapıda döşeme kalınlığı 20 cm’den fazla, konsol kiriş açıklığı 2,5 metreden fazla olduğu kirişlerin kolonlara göre ebatları daha fazla olduğu gözlenmiştir. Bununla beraber birçok hasarlı yapı da tespit edilmiştir. Hasarların çoğu kolon-kiriş kesme bölgesinde olduğu tespit edilmiştir” diye kaydedildi. 
 
Raporda, tespit edilen hususlar ise şöyle sıralandı: 
 
1- Bölgede uzun yıllardan beri büyük depremlerin gerçekleşmemiş olması hem resmi makamların hem de bölge halkının deprem gerçeğinden uzak kalmasına neden olmuştur. Dolayısıyla bölgede genel olarak deprem olmayacağı fikri hakim kılınmış. 
 
2- Yapıların büyük çoğunluğu deprem yükleri düşünülmeden sadece düşey yüklere göre tasarlanarak inşa edilmiştir. 
 
3- Yapılar deprem yükleri düşünülmeden inşa edildiğinden dolayı çoğunlukla taşıyıcı sistemlerde yatay taşıyıcı elemanlara ağırlık verilmiştir. Yatay elemanlar düşey elemanlara göre daha güçlü inşa edilmiştir. Örneğin döşemeler çok kalın (20 cm) olarak inşa edilmiş ve döşemelerin tamamı ile göçen binalarda bile çok az hasar gördüğü gözlenmiştir. Ayrıca çok ağır dam ve çatı sistemleri yapıların üzerine gelen yanal etkileri önemli oranlarda artırmaktadır. Bu tür göçme şeklinde genellikle döşemeler üst üste düşerek yaşam üçgenleri ortadan kalkmaktadır ve dolayısıyla bu tür göçme şekli daha çok sayıda can kayıplarına neden olmaktadır.
 
4- Yapıların taşıyıcı sistemlerinin çoğunluğunda kiriş ve kolonlardan oluşması gereken düzgün bir çerçeve sistemleri düzenlenmemiştir.
 
5- Yapılarda çoğunlukla kat yükseklikleri normalden fazladır ve bu durumda yapıların yanal rijitliklerini önemli oranlarda azaltmaktadır.
 
6- Yapıların bazılarında birinci kat yükseklikleri diğer katlara göre çok fazladır ve buna karşılık bu katta kullanılan duvar miktarı da azdır. Bu durum yapıda yumuşak kat oluşumuna neden olmaktadır.
 
7-Bir kısım yapılarda zemin katlarda oluşturulmak istenen bant pencereler ve örülen yarım duvarlardan dolayı kısa kolon etkisi ile hasar meydana gelmiştir. 
 
8-  Yapıların bir kısmında birinci kat betonarme ve ikinci katlar yığma yapılmıştır.
 
9- Yapıların birçoğu donanımsız yığma olarak inşa edilmiştir. Buna karşılık yatay yüklere dirençli olmasını sağlayacak yığma yapı tasarım tekniklerine uyulmamıştır. Binaların çoğunlukla köşelerinde pencere yapılması bu gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Bu durum yığma yapının yatay direncinin çok zayıflamasına sebep olmuştur.