Korona günlerinde cezaevini kaleme aldı

img
MARDİN - Buca F Tipi Cezaevi'nden gönderdiği mektupla koronavirüs tehdidine dikkati çeken tutuklu Hebat Demir, gardiyanların temasına maruz kaldıklarını belirterek, cezaevindeki durumu anlattı. 
 
İzmir Buca 1 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Hebat Demir, 28 Mart'ta bir arkadaşına gönderdiği mektupla, koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası maruz kaldıkları uygulamalar ve siyasi tutukluları kapsam dışı bırakan infaz düzenlemesine değindi. Yargılandığı dava kapsamında 14 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 4 yıldır tutuklu bulunan Demir, mektubunda ailesiyle yaptığı son açık görüş sonrası bir hafta sonra gribe yakalandığına belirtti. 
 
Demir, "Başım çok ağrıyordu, ateşim hiç düşmüyordu. Tabii çok şiddetli değildi arada bir yükseliyordu ama sıklıkla oluyordu bu durum. İlaç içe içe geçirmeye çalıştım bir türlü geçmiyordu. 2 hafta geçti, bu sefer nefes darlığı oluştu, aldığım nefes bana yetmiyordu. Doktora çıkıyorum, ilaç yazıp 'bir şeyin yok' deyip geri gönderiyordu odaya. Tecrit altında ikide bir de hastaneye gidemiyorsun, hayati bir durum olursa ancak seni götürüyorlar" dedi.
 
DEZENFEKTE YETERSİZ
 
Cezaevinin yeteri kadar dezenfekte edilmediğini ifade eden Demir, "Gelip kapının hemen önünde 2-3 saniyelik bir dezenfekte yapıp gittiler, içeriye dahi girmediler. Biz itiraz ettiğimiz de 'bu kadar yeterlidir' deyip gittiler. Hiçbir önlem almıyorlar, bazı personeller maske ve eldiven takmıyor, umurlarında değil ve bundan emin ol hiçbir önlem almıyorlar. Bunlar, bizleri aramadan geçirirken her gün  dışarı gidip gelen insanlar. Bu personellerin temasına maruz kalmaktayız. Ama iş aile görüşüne geldiğinde tedbir diyorlar" ifadelerini kullandı.
 
SÜREKLİ ARAMA YAPILIYOR
 
Koğuşlardan her çıkarıldıklarında aramalara maruz kaldıklarını belirten Demir, "Telefon odasına getirdiklerinde yine arama yapıyorlar. Dışarıda herhangi bir insanla temas  etmememiz gerekirken gardiyanlar bizlere sürekli temasta bulunmaktadırlar. Geçen hafta arama var deyip odaya bir sürü gardiyan girdi. Yataklarımızdan tutun dolaplarımıza kadar her yeri aradılar. Koronanın ayakkabı altından bulaşabildiğini biliyorlar ve bildikleri halde bu aramayı yaptılar ve bizi büyük bir risk altına aldılar. Şu anda hasta olup olmadığımızı bile bilmiyoruz. Korona belirtileri bizde görülmekte, fakat mevsimlik griptir deyip geçiştiriyorlar. Test yapmıyorlar iş işten geçtikten sonra bunu yapacaklar herhalde" diye belirtti.  
 
CEZAEVLERİNDE KAÇ TEST YAPILDI?
 
Mektubun devamında hasta olanların 14 günlük karantina endişesi ile hastaneye gitmeye çekindiklerini de belirten Demir, Adalet Bakanlığı'nın "Cezaevlerinde vaka yok" açıklamasına da, "Kaç tane test yapıldı ki vaka yok deniliyor" diye tepki gösterdi. 
 
Demir, bugün Meclis'te görüşülen Mecliste tartışılan infaz düzenlemesine dair ise şunları kaleme aldı: "Cezaevlerinin acil bir şekilde boşaltılması lazım. Din, dil, ırk, mezhep, siyasi görüş ve düşünce ayrımı yapılmaksızın boşaltılmalı. İlk etapta hasta ve kronik  hastalıkları olanları, hamile, çocuklu bütün kadın tutsaklar ve sonradan peyderpey  bütün tutsakların bir an önce tahliye edilmeleri gerekiyor. Ama görüyoruz ki; tecavüzcü, cinsel istismar, uyuşturucu baronlarını ve çeteleri bırakıyorlar. Siyasi tutsakları bırakmıyorlar. 12 Eylül askeri darbesi dönemi bile bu kadar insan düşmanlığı yapılmadı. Bu duruma dur demek gerekiyor. Bizler bu zindanlara başı dik bir şekilde girdik çıkışımız da öyle olacaktır. Hiçbir onursuzluk kabul etmeden insan onuruna yakışır bir şekilde çıkacağız. Zindanların sesi olalım."