ÇHD İkinci Başkanı: Önlemler yetersiz, hapishaneleri boşaltın

img
 
ADANA - Salgına ilişkin en önemli önlemin cezaevlerini boşaltmak olduğunu söyleyen ÇHD İkinci Başkanı Avukat Ümit Büyükdağ, infaz yasasının tartışılmadan yayınlanan yönetmelikle yürürlüğe girdiğini belirterek, "Bu dahi başlı başına hukuk ile tanımlanamaz bir durum" dedi.
 
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 30 Mart'ta koronavirüs (Kovid-19) kapsamında cezaevlerinde alınan tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. Bu kapsamda cezaevlerinde görev yapan personellerin 30 Mart'tan itibaren belirlenen süreler sonunda evlerine gönderilmeyeceği ve personellerin izole edilen yerlerde kalacağını belirtildi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İkinci Başkanı Avukat Ümit Büyükdağ, infaz yasasını ve Adalet Bakanlığı'nın koronavirüse dair yaptığı tedbirleri değerlendirdi. 
 
DÜZENLEMELER KAMU ÇALIŞANLARINA YÖNELİK
 
İnfaz yasası değişikliğinin salgın kapsamında bir çözüm yaratmayacağına dikkat çeken Büyükdağ, infaz yasasının çözüm değil çözümsüzlük olduğunu söyledi.  Salgına dair alınan önlemlerin yetersiz oluşunun Türkiye'de ilk vakanın çıktığı 11 Mart'tan 20 gün sonra açıklandığını söyleyen Büyükdağ, salgının yayılmasını engelleyecek önlemlerin alınmamasının hasta sayısının artmasına sebep olduğunu dile getirdi. 
 
ÖNLEMLER ALINMADI
 
Yapılan düzenlemelerin kamu çalışanlarına yönelik olduğunu aktaran Büyükdağ, Adalet Bakanlığı'nın ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) yargıya dair düzenlemeler yapıp, tutuklu işler dışında tüm duruşmaları 30 Nisan'a ertelediğini hatırlattı. Büyükdağ, "Ceza yargılamaları açısından bu durum pek çok sorunu da içinde barındırıyor. Her ne kadar tutuklu işlerin iddianameleri kapsam dışı bırakılmışsa da olağan zamanlarda bile iddianamelerin hazırlanması bir yılı bulurken böylesine bir ortamda tutuklulara işlerinde aksayacağı açık. Bu salgın açık/kapalı görüş kısıtlaması ya avukat görüşlerinin kapalı hale getirilmesi ve zorunlu durumlarla sınırlandırılması ile engellenemez. Tutuklu ve hükümlüler dışarı ile sürekli irtibat halinde bulunan gardiyanlarla iç içeler dün hapishanelerde görevli gardiyanların evlerine gidişi yasaklandı. Virüsün belirti vermeden yaşama süresi düşünüldüğünde bunun yeterli olmayacağı açık. Hapishanelerde başlayacak salgın zaten zor koşullarda bulunan tutuklu ve hükümlü için daha da büyük bir tehlike. Bu sorun ne zaten dağıtılacağı söylendiği halde dağıtılmayan maske ve dezenfektanla ne de gardiyanları da eve göndermemekle çözülemez" ifadelerini kullandı.
 
GÖZLERİNİ VE KULAKLARINI KAPATTILAR
 
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin cezaevlerindeki duruma dikkat çektiğini ancak Türkiye’deki yetkililerin gözlerini ve kulaklarını kapattığını söyleyen Büyükdağ, "Devlet gözetimi altında bulunan her bireyin sağlık ve yaşam hakkını güvence altına almak zorundadır. Hapishanelerde yaşanacak sorunların tek sorumlusu bu devlet olacaktır. Bu nedenle ilk günden beri söylediğimiz şeyi tekrar ediyoruz. Hapishaneler derhal boşaltılmalı. Bunun yerine dikkati biraz da haklı taleplerden uzaklaştırmak adına yeni infaz yasası gündeme geldi ve daha tartışılamadan yönetmelik yayınlanarak yürürlüğe girdi. Tamamını inceleme ve karşılaştırma olanağı bulamamakla birlikte en dikkat çekici bölümü Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yasa hükmünün yönetmelik ile yeniden düzenlenmesi. Bu dahi başlı başına hukuk ile tanımlanamaz bir durum."