MED-DER Eşbaşkanı Esen: Anadil eğitimi anne karnında başlar

img

DİYARBAKIR – Amed Okuma Grubu'nun 21 Şubat Dünya Anadil Günü panelinde konuşan MED-DER Eşbaşkanı Mehmet Esen, anadil eğitiminin anne karnında başladığını belirterek, “Bu yüzden anneler çocuklarının eğitiminde daha dikkatli yaklaşmalı” dedi.

Amed Okuma Grubu, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında "Her halk diliyle tanınır" başlığıyla Makine Mühendisleri Odası (MMO) Diyarbakır Şubesi'nde panel düzenledi. Moderatörlüğünü Sevgul Şaşmaz’ın yaptığı panele, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) Eşbaşkanı Mehmet Esen, Kürt Pen üyesi Netice Altun ve Kürt yazar Şener Özmen konuşmacı olarak katıldı. Kürtçe eğitim veren öğretmenlerin yanı sıra çok sayıda yurttaş paneli izledi. 
 
‘ANADİL EĞİTİMİ ANNE KARNINDAN BAŞLAR’
 
Panelde ilk olarak konuşan MED-DER Eşbaşkanı Mehmet Esen, ilkokul yıllarında birçok kez öğretmenleri karşısında Türkçe konuşamadığından kaynaklı dışlandığını ve Türkçe cevap veremediği için şiddete maruz kaldığını hatırlattı. Bu trajediyi yüzlerce Kürt çocuğun yaşadığını söyleyen Esen, “Nerde olursa olsun anadilinde eğitim görmeyen çocuklar bu haksızlıklara maruz kalıyordu. Yapılan bir araştırmaya göre en çok Kürtçe köylerde yaşayanlar konuşuyor. Bu da bir asimilasyon politikasıdır. Yani köylüysen, fakirsen Kürtçe bilirsin. Fakat zenginsen, şehirlerde yaşıyorsan Kürtçe bilmene gerek yok" dedi. Söz konusu durumun otoasimilasyon politikaları sonucu ortaya çıktığına dikkat çeken Esen, "Liseye kadar Türkçe bilmiyordum. Çünkü benim ruhum, kültürüm, dilim, yaşamım Kürt olduğu için. Batıda ise, Türk çocukları harfleri, okuma, yazmayı öğrenirken, Kürt çocukları daha yeni Türkçeyi öğreniyor. Bu da derslerinden geri kalmasını sağlıyor. Biz Kürt çocuklarına ders verdiğimizde nasıl başarılı olduklarını görüyorduk. Çocuklara daha çok kültürümüzü, dilimizi, doğayı korumasını, demokratik yaşamı öğreterek eğitim vermeliyiz. Kürtçe sanatçıları, yazarları tanıtmalı, şiir, müzik, tiyatro, dinleterek bunları başarabiliriz" şeklinde konuştu. Esen, anadil eğitiminin anne karnından başladığına işaret ederek, "Bu yüzden anneler çocuklarının eğitiminde daha dikkatli yaklaşmalıdır” çağrısında bulundu. 
 
‘KİRMANCKÎ YOK OLMAYA YÜZ TUTUMUŞ’
 
Her gittiği ortamda Kirmançkî konuştuğundan kendisine farklı bir gözle bakıldığını söyleyen Kürt Pen üyesi Netice Altun ise, kendisine "Sen konuş biz anlamasak da olur" dendiğini aktardı. Altun, "Elbette beni izleyenler ne dediğimi de anlamıyor. Bu durum çok zoruma gidiyor. Gördüğüm kadarıyla Kirmanckî artık yok olmaya yüz tutmuş durumda" dedi. Kirmançkî lehçesine yeteri önemin verilmediğine vurgu yapan Altun, "Zazalar ötekileştiriliyor. Hepimiz Kürt’üz ve çok ayrı düştük. Öyle uzaklaştık ki birbirimizden anlamıyoruz. Bu durumun toparlanması dilimizin yok olması için mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu.
 
‘KÜRTÇEYİ HER ALANDA KONUŞMALIYIZ’
 
Panelistlerden yazar Şener Özmen de, köylerde maddi durumu iyi olmayan çocuklar ve ekmek yapan kadınların fotoğrafı paylaşılarak bu günlerin kutlanmasını eleştirdi. Özmen, “Neden bir avukat, akademisyen veya statü sahibi birisi bunu paylaşmıyor. Çünkü bu kişiler Kürtçe konuşmuyor. Kim hassas davranıyor? Kürtçeye karşı olanlar da bunu biliyor. Bu yüzden bir korkuları yok. Türkçeyi Kürtçe konuşana öğrettiğimizin farkında değiliz. Üzerimizde büyük bir travma var. Türkçe koltuğumuzun altında, nereye gidersek gidelim karşımıza çıkacak. Kültürümüzü korumadığımızda nasıl yazacağız? Artık ondan bahsedemeyiz ve yaşayamayız. Dilimiz evrende konuşulmayana kadar, çocuklarımız bilmeyene kadar çözüm olmayacak. Bu yüzden Kürtçeyi her alanda konuşmalıyız. Bunun içinde mücadele etmeliyiz” diye konuştu.