İki kentte anadil paneli: Dil yok olduğunda halk da yok olur

img

HABER MERKEZİ - 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla Urfa ve Van'da panel düzenlendi. Yapılan konuşmalarda, dilin konuşulmaması halinde yok olacağı ve bunun da halkın yok olması anlamına geleceği vurgulandı. 

21 Şubat Dünya Anadil Günü etkinlikleri kapsamında Van ve Urfa'da paneller düzenlendi. 
 
Mezopotamya Yazarlar Derneği, Urfa Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda panel düzenledi. Panele Osman Özçelik ve Nurcan Delil konuşmacı olarak katıldı. Barış Anneleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ayşe Sürücü, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistlerinin yanı sıra çok sayıda kurum temsilcisi ve yurttaş paneli izledi. 
 
'ANADİL ÇOCUK GELIŞİMİNDE ÖNEMLİDİR'
 
Panelist Kürt şair Nurcan Delil, çocukların gelişim evresinde anadillerini öğrenmelerinin önemine değindi. Delil, "Bu durum çocukların gelişiminde ve psikolojisinde önemlidir. Dil halka bağlıdır. Halkın durumu ne ise dilin durumu da odur. Dil konuşulmazsa yok olur. Aynı zamanda o dili konuşan halkında yok olması demektir. Eğer bir dil yok olursa hepimiz bu durumdan sorumluyuz. Biz yaşamımızı kendi dilimiz ile dile getirmezsek yok oluruz. Bir insan ne kadar diline bağlı ise yaşamına, toprağına da o kadar bağlı olur. İnsan kendisini anadili ile ne kadar güçlü ifade ederse yaşamı da o kadar güçlü olur" diye konuştu. 
 
'DİL VE DÜŞÜNCE BİRLİKTE VARDIR'
 
Panelist Osman Özçelik ise, "Dil ve düşünce birlikte vardır" diyerek konuşmasına başladı. Özçelik, "Bir diğerinin olmaması diğerinin yok olmasıdır. Her ulusun kendi dili vardır. Birlikte yaşayan halkların konuştukları ortak bir dil vardır. Ama her ulus kendi dili ile tanınır. Bir dilin varlığı aynı zamanda bir ulusun varlığıdır. Onun için diyoruz ki biz dilimiz ile varız. Dilimizi yaşatmak için artık sokakta evde konuşmak yetmiyor. Dilimizi eğitim, bilim ve sanatta geliştirip güçlendirmeliyiz" dedi. 
 
'28 DİL VAR SADECE 1 TANESI KONUŞULUYOR'
 
Diller üzerindeki asimilasyon politikalarına değinen Özçelik, asimilasyonun temel amacının kişiyi ulusundan, kültüründen yabancı kılmak olduğunu söyledi. Özçelik, şunları söyledi: "Artık devletlerde tek dilli değil, çok dili eğitimler veriliyor. Bir dilin eğitimde, bilimde konuşulmaması yok oluşun göstergesidir. Ama bu ülkede tek dil denilerek dilimiz yasaklanıyor. Dilimizi yasaklayarak kültürümüzü sanatımızı varlığımızı yasaklıyor. Türkiye'de 28 dil var; Türkçe dışında hepsi yasaklıdır. Onun için dilimiz ve lehçelerimiz yok olmanın eşiğinde."
 
Panel soru-cevap şeklinde son buldu. 
 
Dil Kültür Sanat ve Araştırma Derneği (DÎSA-DER) de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu'nun salonunda panel düzenledi. Moderatörlüğünü Kürtçe Dil Eğitmeni Elif Gemicioğlu Yaviç'in yaptığı panele, yazarlar Adar Jiyan ile Samî Hêzil panelist olarak katıldı. 
 
Çok sayıda kişinin dinlediği panelde, Gemicioğlu günün önemine değinerek, Kürtçenin yaşamın her alanında kullanılması gerektiğine vurgu yaptı. 
 
'ÇOCUKLARI KÜRTÇE İLE BÜYÜTELİM' 
 
Ardından konuşan Kürt yazar Adar Jiyan, bir kişinin doğduktan sonra ihtiyaç duyduğu ilk şeyin süt, ikincisinin de iletişime geçmek için dil olduğunu söyledi. Kürtçenin asimilasyon politikaları sonucu geldiği noktaya işaret eden Jiyan, Kürtçeyi öğrenmenin ilk yolunun annelerin çocuklarıyla Kürtçe konuşmaktan geçtiğine işaret etti. Çocukların okul gerekçesiyle Kürtçeyle büyütülmemesini eleştiren Jiyan, “Kürt bir çocuğu anadiliyle değil de Türkçe ile büyüterek, ‘daha sonra Kürtçeyi öğrenir’ mantığıyla hareket edilmesi çok yanlış. Kürtçeyle büyütülmeyen biri, gelecekte olacak çocuklarına da Kürtçe öğretemeyecek. Bu gidişle Kürtçenin yok olmasına neden olacaktır. Bunun önüne geçmek lazım” diye konuştu.
 
'HİÇBİR DİL BİR DİĞER DİLDEN ÜSTÜN DEĞİL' 
 
Yazar Samî Hêzil ise, Kürtçenin sembolik bir gün değil her gün ve yaşamın her alanında konuşulması gerektiğini vurguladı. Hiçbir dilin bir diğer dilden üstün olmadığını dile getiren Hêzil, “Siyasi söylemlerle bir dilin diğer dilden üstün tutulması doğru değildir. Her dil önemlidir. Kürtçe için söylüyorum. Yüzyıllarca nesilden nesile aktarılarak bugüne gelmiş” diye konuştu. 
 
Her Kürdün kendisini, "Kürtçe dilin gelişmesi için ne yapılması gerekiyor" sorusunun muhatabı hissetmesi gerektiğini dile getiren Hêzil, herkesin her alanda Kürtçenin geliştirilmesi için üzerine düşeni yapmasını istedi. 
 
Panel soru-cevap bölümüyle son buldu.