Cezaevlerinde tek başına yaşamını sürdüremeyecek ve cezaevinde kalamayacak durumda olduğu halde cezaevinde tutulan hasta tutukluların sayısı her geçen gün artıyor. Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen tahliye edilmeyen birçok hasta tutuklu cezaevlerinde yaşamını yitiriyor.  İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) son 6 aylık raporuna göre 458'i ağır, toplamda bin 334 hasta cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Bu hasta tutuklulardan biri olan ve İHD’nin hasta tutuklu listesinde bulunan Mehmet Baki Kaplan (63),  26 yıldır cezaevinde. Şuan Maltepe 1 No’lu Kapalı Cezaevi'nde bulunan ve Epilepsi hastası, bacak baldır kaslarda çürüme, şişme; yürümekte zorluk çekme, kol ve eklemlerinde, boynunda şiddetli ağrı gibi hastalıkları olan Kaplan'ın durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Çocuklarının bir an önce serbest bırakılmasını isteyen Kaplan ailesi, hem kendi hem de çocuklarının seslerinin duyurulmasını istedi. 

 

'SUÇ UNSURU, DELİL YOKTU'

 

Oğlu Kaplan’ın 15 Ağustos 1993 yılından bu yana haksız bir şekilde cezaevinde tutulduğunu ve müebbet hapis cezası aldığını belirten anne Cahide Kaplan (87), "Sıradan bir hayatımız vardı. Bir gün yeni evimizi döşemiş badana yapıyorduk. Ne olduğunu anlamadan evin etrafının onlarca asker tarafından çevrildiğini gördük. Evimizde suç unsuru, hiçbir delil olmamasına rağmen oğlumu alıp götürdüler" diye konuştu. Anne Kaplan, "Oğlum mahkemede savunma yaparken kendisine ithaf edilen suçların işkence yoluyla imzalatıldığını söyledi. Ama ne hakim ne de savcılar dinlemedi. Oğlum bile suçunun ne olduğunu bilmiyor" ifadelerinde bulundu.

 

‘ÖLMEDEN AİLELERİNE KAVUŞSUN’ 

 

Oğlunun sağlık sorunlarının ölümcül noktaya geldiğin söyleyen anne Kaplan, "Bazen görüşmelere tekerlekli sandalye ile geliyor. Ayakları tutmuyor, bel ağrısı var. Birçok kez ameliyat oldu. Bu insanlar ölmeden ailelerine kavuşsunlar. Bizim tek dileğimiz budur. ATK'ye başvuru yapmak istiyoruz, buna da izin vermiyorlar. Tedavi hakkı elinden alınmış durumda" diye tepki gösterdi. 

 

'AKIL VE RUH SAĞLIĞINI YİTİRMİŞ'

 

Torununun cezaevi yönetimini arayıp babasının sağlık durumu hakkında bilgi alma çabalarına karşı “Senin baban numara yapıyor” cevabıyla karşılaştığını söyleyen anne Kaplan, "Kendim oğlumun yürüyemez hallerine şahit oldum. 26 yıl cezaevinde kalmış bir insan nasıl numara yapabilir? Hastalıklar oğlumu zihnen, bedenen ve ruhsal olarak çökertmiş durumda. Akıl ve ruh sağlığını yitirmesine rağmen serbest bırakılmıyor" dedi. 

 

'SESİMİZİ KİM DUYABİLİR?'

 

Hayatları boyunca yoksulluk çektiklerini belirten Kaplan, "Oğlumun çocukları 8-10 yaşlarındayken babalarından ayrıldılar. Hem oğlumun hem de ailesinin psikolojisi çok kötü. Üzerinde çok zaman geçmesine rağmen torunlarım babasız olmaya alışamadı. Sürekli babaları varmış gibi hareket ediyorlar. Bu psikolojiyi kim anlayabilir, sesimizi kim duyabilir?" diye sordu.

 

‘İNSANLIK ONURUNA AYKIRI DAVRANILIYOR’

 

Askeri mahkemeler tarafından oğlunun cezalandırıldığını dile getiren Kaplan, "Adalet Bakanlığı'na müracaatta bulunmamıza rağmen başvurumuz reddedildi. Verilen cezanın aslı astarı yok ve üstüne bunca yıl cezaevinde kalmasının hiçbir hukuki sebebi yok. Evimizde örgütsel hiçbir şey yoktu ve devletin de kanıtladığı bir şey yok ortada. Bu durum bizi gerçekten yaralıyor ve bu durum insanlık onuruna aykırıdır" ifadelerini kullandı. Bir an önce cezaevlerindeki hasta tutuklu insanların bırakılması gerektiğini söyleyen Kaplan, "Ölmeden önce oğlumu görmek istiyorum" dedi.

 

MA / Mehmet Halit Çetinbaş