Vanlılar: Öcalan'ın barış çağrılarına kayıtsız kalınmamalı

img
VAN - Halkın katılımıyla yeniden bir çözüm sürecinin başlaması gerektiğini belirten Vanlılar, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın barış çağrılarına kayıtsız kalınmamasını istedi. 
 
Halkın katılımıyla bir çözüm sürecinin yeniden başlaması gerektiğini belirten Vanlılar, savaşın artık son bulmasını istedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı son görüşmede dile getirdiği, “Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır” sözlerine destek veren yurttaşlardan Selim İşbilir adlı yurttaş, devletin Öcalan'ın çağrısına kayıtsız kalmaması gerektiğini söyledi. 
 
'YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞLAMALI'
 
Önceki çözüm süreci gibi bir sürecin değil gerçek bir çözüm sürecinin başlatılması gerektiğini ifade eden yurttaşlardan Ramazan Başak, “Barış için hükümetin bir karar alması gerekiyor. Barış halktan beslenerek ve halkın talepleri dinlenerek yapılmalıdır. Çözüm sürecini formalite ve bazı rantlar elde ettikten sonra bozdular. Ben barıştan yanayım, her şeyin iyi olmasından yanayım. Ortadoğu coğrafyası her zaman kan bölgesidir. Bu durumun barışla bir an önce bertaraf edilmesi lazım” dedi.
 
'BARIŞ İÇİN ADIM ATMALI'
 
Çözüm sürecinin bir an önce başlatılarak herkesin dahil olduğu bir barış ortamının sağlanması gerektiğini altını çizen Ali Gökan da, “Bu ülkede artık barış ve kardeşlik olmalıdır. İnsanlar ne zamana kadar bir birlerini öldürmeye devam edecek. Biz 8 kişi ve tamamının işsiz olduğu bir aileyiz. Biz aile olarak geçimimizi sağlayamıyoruz. Bu savaş olmasaydı bu zamlar da ekonomik darlık da olmayacaktı. Bu döngünün hepsi savaştan kaynaklanıyor. Çözüm süreci döneminde 2-3 yıl rahatlıkla iş yapıyorduk ve sıkıntılarımız çok azdı. Şimdi ise köylerimizin hepsi savaştan kaynaklı yasaklıdır. Biz bu yasaklardan dolayı köyümüze gidemiyoruz. Barış olsaydı köyümüze gidip hayvan besler, ot biçerdik. Bizler artık barış istiyoruz. Her şeyin ortada olacağı, herkesin dahil olacağı bir barış istiyoruz. Bu kan akmazsa her şey çok güzel olur. En basitinden bir bomba bir yere atılıyor ve trilyonlarca para gidiyor. Devlet ve herkes için çözüm süreci gerekiyor. Her iki koldan da bir adım atılmalı ve barış olmalıdır. Savaş oldukça ekonomi ve ülkenin diğer sorunları ağırlaşarak devam eder" diye konuştu. 
 
'ÖCALAN'A KULAK VERİLMELİ'
 
Barışın temelinin Kürt halkıyla barışmaktan geçtiğini vurgulayan Selim İşbilir de, yıllardır devlet eliyle yürütülen savaş politikalarının artık son bulması gerektiğini söyledi. İşbilir, şöyle devam etti: “Halk hiçbir şekilde savaş istemiyor. Çünkü; savaşta mağdur olan, çocukları ölen, çocukları sakat olan halktır.  Savaşta en büyük mağduriyet biz Kürt ve Türk halkının gariban ailelerine oluyor. Devleti yöneten akıldan ricamız bir an önce bu politikalardan vazgeçmeleri ve halkı dinlemeleridir. Girsinler halkın içinde sorsunlar acaba bu halk savaş istiyor mu? Bu savaşı kimin için yapıyorlar? Devlet aklını özellikle Sayın Abdullah Öcalan’ın son zamanlardaki barış çağrılarına cevap vermesi gerekiyor.  Yıllardır bir birimizi öldürmekle nereye varacağız? Yıllardır biz birbirimizi öldürüyor, işkence çekiyoruz. Şuan binlerce insan cezaevinde. HDP’de siyaset yapan binlerce insan sadece, 'Ben Kürdüm, Kürt –Türk kardeşliğini istiyorum. Özgürce bir ortamda yaşamak istiyorum' dediği için cezaevinde. Türkün hakkı neyse ben bir Kürt olarak o hakkı istiyorum. Bu ülkede bir Türk'ten bir nebze fazla bir şey istemiyorum. Bir Türk özgürce yazabiliyorsa, özgürce kendini ifade edebiliyorsa ben de onu istiyorum” dedi. 
 
‘SON NOKTA YİNE BARIŞ OLACAKTIR’
 
Savaşın çözümünün iki tarafın bir araya gelerek el sıkışmasıyla gerçekleşebileceğini belirten İşbilir, “Eğer bu gerçekleşirse kardeşçe yaşayıp gideceğiz. Barıştan ve masaya oturmaktan başka yol kalmadı. Şimdiye kadar on binlerce insan hayatını kaybetti. Bundan sonra on binlerce, yüzbinlerce insan da ölse, yüzbinlerce insanı cezaevine de koysalar biz dilimizden, kimliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Bunun son geleceği nokta yine barıştır. Başka hiçbir çözüm yolu da yoktur. Barış ve müzakere masasının açık bir şekilde kurulması gerekiyor. Bu görüşmelerde hiçbir şeyin gizli kalmaması gerekiyor. 2013 yılında mutabakat sağlanmış ve bir masa etrafından buluşulmuştu. Ancak her şey dört dörtlük ortada iken barış masasına tekme vuruldu. Bunun tek sebebi de iktidardı. İktidar oylarının düştüğünü gördüğü anda barış masasını devirdi. Bir barış sağlanacaksa bu kamuoyuna açık, yani aynı zamanda başka devletlerden gelen heyetlerin de süreci izlemesi gerekiyor” diye belirtti. 
 
'BU SAVAŞ ARTIK BİTSİN'
 
İzzettin Özdemir de, savaş istemediklerini ve barışın bir an önce sağlanması gerektiğini dile getirdi. Özdemir, “Biz savaş istemiyoruz. Kürt Türk hepimiz biriz, barış istiyoruz. Bu savaşlar nedeniyle insanlar göç ediyor, başka yerde çalışmak zorunda kalıyor. Barış olsaydı çocuklarımız kendi memleketlerinde kalır burada çalışırdı. Bu ülkede hiç kimse savaş istemiyor. Bu savaş artık bitsin" dedi. 
 
‘SAVAŞ NEDENİYLE EKONOMİK KRİZ VAR’
 
Ülkede barışın olacağına inancının kalmadığını söyleyen Hüsnü Şahin de, “Barış olursa insanlar ölmez. Yaşamak ve yaşatmaktan daha güzel ne olabilir? Biz her zaman barıştan, insanların ölmemesinden yanayız. Bu ülkede kardeşlik olsun, kan dökülmesin” diye konuştu. Şeref Şahin ise, bir an önce çözüm sürecine geri dönülmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Biz bu ülkede artık savaşın ve ölümün olmasını istemiyoruz. Daha önce yapılan çözüm sürecine geri dönülsün istiyoruz. Eğer çözüm süreci olursa insanlar barış içerisinde yaşar, tutuklanmaz, insanlar sınır ticareti yapar ve her şey çok güzel olur. Ekonomik kriz yaşanan savaş nedeniyle ortaya çıktı. Yaşanan savaş ve krizden dolayı insanlar artık evlerine ekmek götüremiyor." 
 
MA / Müjdat Can