DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış çağrıları ve çözüm önerilerinin Kürtlerin birliğiyle sağlanabileceğini vurgulayan tutuklu yakınları, “Barış için herkesin elini taşın altına koyması lazım” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 7 Ağustos’ta yapılan avukat görüşmesinde, Kürt sorununun çözümüne dair, “Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım” ifadeleri üzerine hükümetin bu konuda adım atması için çağrılar sürüyor. Farklı cezaevlerinde bulunan tutukluların yakınları, Öcalan’ın ortaya koyduğu çözüm önerisinin dikkate alınarak, devletin sessiz kalmaması yönünde uyarılarda bulundu ve gelinen aşamada barışın kaçınılmaz olduğunun altı çizildi.
‘DEVLET ÖNCE CEZAEVLERİYLE BARIŞMALI’
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde 3 yıldır tutuklu bulunan Şivekar Ataş’ın babası Mehmet Ataş, Öcalan üzerindeki tecridin sona ermediğini belirterek, Öcalan ile görüşmelerin kesintiye uğramasının savaş politikalarında ısrarın sonucu olduğunu söyledi. Olası barışın sağlanması için devletin öncelikle cezaevleri ile barışması gerektiğini vurgulayan Ataş, “Eğer onurlu bir barış inşa edilmiş olsaydı, şimdi bu kadar insan yaşamını yitirmezdi. Barışın bu topraklarda yer alması için herkesin elini taşın altına koyması lazım. Ölümün kimseye yararı yok. Biz ölümün değil yaşamı savunuyoruz” dedi.
‘ONURLU BARIŞ İNŞA EDİLİR’
Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 3 yıldır tutuklu bulunan Abdullah Yıldız’ın babası Mehmet Şakır Yıldız da, Kürt edebiyatının öncülerinden Cegerxwîn’in, “Kurdino bibin yek; heger hûn nebin yek, hûn ê herin yek bi yek” sözünü hatırlatarak, “Barışın inşası için halkın isteği ve katkısı çok önemlidir. Ancak barış için Kürtlerin birliğini inşa etmesi gerekiyor. Kürtlerin birliği ile onurlu bir barış inşa edilebilir” diye konuştu.
‘SAVAŞI İSTEYENLER İNSANLIĞINI KAYBETMİŞ’
Eşi Hida Yaşaer 3 yıldır, oğlu Selahaddin Yaşaer ise 5 yıldır cezaevinde olan Necime Yaşaer, Öcalan’ın çağrısına karşılık verilmesi ve onurlu bir barışın sağlanması talebinde bulundu. Yıllardır Trabzon ve Antep’te bulunan cezaevleri arasında mekik dokuyan Yaşaer, “Tek bir canlının bile ölmesini istemiyoruz. Biz de evimizde rahat rahat oturmak istiyoruz. Savaş isteyenler insanlığını kaybetmiş. Eğer insanlıktan biraz nasibini almışlar ise herhangi bir insanını ölümüne yol açmamalı” diye belirtti.