‘Dink’in failleri bilinmesine rağmen yargılanmıyor’

img

HABER MERKEZİ – İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri Diyarbakır, Batman ve Adana'da düzenledikleri etkinlikle 12 yıl önce katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i andı. Etkinliklerde Dink'in failleri bilinmesine rağmen yargılanmadığı vurgulandı. 

 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla düzenledikleri eylemlerinin 519'ucusu için dernek binasında bir araya geldi. 12 yıl önce katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink anısına gerçekleştirilen eyleme, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, Diyarbakır Eski Kiliseler Başkanı Gafur Türkay ve Diyarbakır’da yaşayan Ermeni yurttaşlar, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İç Mimarlar Odası Diyarbakır İl Temsilciliği, Tabipler Odası, Vicdani Ret Derneği yöneticileri, gazeteci Nurcan Baysal ve kayıp yakınları katıldı.
 
‘HIRANT CİNAYETİ DE KARANLIKTA KALDI’
 
Eylemde konuşan Diyarbakır İHD Şube Yöneticisi Av. Hasan Yalçın, Dink cinayetinin üzerinden 12 yıl geçtiğini, gerçek failler bilinmesine rağmen hala adalet önüne çıkarılmadığını vurguladı.  Bu ülkede birçok failli meçhul cinayettin yaşandığını hatırlatan Yalçın, “90'lı yıllarda Uğur Mumcu, Musa Anter, Ferhat Tepe, Metin Göktepe gibi birçok gazeteci katledildi. Hiçbirinin failleri hala oraya çıkmış değil. 19 Ocak’ta katledilen Hrant Dink’te bunlardan biri. Siyasi iktidarın tıpkı Roboski’de yaşananlar için söylediği gibi, ‘Dink cinayeti Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kalmayacak’ demesine rağmen cinayetin failleri hala ortaya çıkmadı, bu cinayette diğerleri gibi karanlıkta kaldı ” diye konuştu.
 
‘ERMENİ MEZARLARI BULUNSAYDI…’
 
Surp Giragos Ermeni Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Gafur Türkay ise yıllardır kayıp yakınlarının bir mezarlarının bulunması için mücadele ettiklerini, ancak Türkiye’de buna dahi izin verilmediğini kaydetti. Türkiye’de 1.5 milyon Ermenin mezarının olmadığını, bunların da kayıp olarak nitelenebileceğini hatırlatan Türkay, “Eğer geçmişte Ermeni mezarları bulunsaydı, belki bu failli meçhul cinayetler olmayacaktı. Ne yazık ki ülkemizde demokratik anlayışın olmaması, adaletin tesisi edilmesi konusunda ciddi hiçbir adım atılmadı. Bize 104 yıl önce verilen mesajı almıştık. Hrant cinayetiyle de, ‘100 yıl geçse de sizden biri kendini ifade etse cesedini kaldırımlarda bulur’ demek istediler.  İşlenen cinayetin failleri biliniyor ama maalesef adalet önüne çıkarılmadığı için benim artık bir adalet beklentim yok” ifadelerini kullandı.
 
‘YÜZÜ MASKELİ KİŞİLERCE KAÇIRILDI’
 
Konuşmaların ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, 1994 yılında Mardin’inin Kızıltepe ilçesine bağlı Kengerli köyünde ikamet ededen Yusuf Tunç’un akıbetini sordu. Örhan, Tunç’un kayıp hikayesini şöyle anlattı: “9 Şubat 1994 günü akşam saatlerinde evlerinin önünde sarı ve beyaz renkli iki araç durdu. Bu sırada evde ağabeyi Abdurrahman Tunç bulunuyordu. Abdurrahman Tunç, felçli ve yürüyemiyordu. Araçtan yüzleri maskeli, ellerinde uzun namlulu silahlar taşıyan kişiler indiler. Tüm evi aradıktan ve kimlik kontrolü yaptıktan sonra Yusuf Tunç’u zorla götürmeye çalıştılar. Arabanın yanına gelen Yusuf Tunç arabadakileri görünce bağırmaya ve yardım istemeye başladı, kısa bir süre de olsa ellerinden kurtulmayı başardı. Ancak eve gelen maskeli grup evin dış cephesini tarayarak, Yusuf Tunç’u ‘ya bizimle gelirsin ya da evine bomba atıp çocuklarını öldürürüz’ diye tehdit ettiler. Daha sonra Yusuf Tunç’u zorla araca bindirerek, oradan uzaklaştılar. Abdurrahman Tunç da yaralandı. Bu tarihten sonra Yusuf Tunç’tan bir daha haber alınamadı” dedi.
 
Örhan, Tunç ile ilgili yapılan tüm başvurular ve girişimler sonuçsuz kaldı. 
 
BATMAN’DA DİNK ANMASI
 
Batman’da ise İHD ve kayıp yakınları, 425’inci hafta eylemi için bir araya geldi. Açık alan yasağı nedeniyle İHD Şube binasında yapılan eyleme, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları katıldı. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Kayıp yakınları, eylemlerinde 19 Ocak 2007 tarihinde katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i anarak faillerinin yargılanması talebinde bulundu. Eylemde açıklama yapan İHD Şube Başkanı Devran Yıldız, Hrant Dink cinayetine dikkat çekerek, "Yakın tarihimizdeki bitmek bilmeyen kara lekelerin en büyüklerinden biri olan bu cinayete dair dava süreci ise bir Türkiye klasiği olarak yılan hikâyesine döndü, daha da dönmeye devam edecek gibi duruyor. Biz de umudumuzu kaybetmemeye çalışarak adaletin izini sürüyoruz, süreci takip ediyoruz, onun hatırasını yaşatmaya, derdini anlatmaya ve bu ülkeyi hep birlikte daha yaşanılabilir bir yere döndürmeye gayret ediyoruz. Başarabilecek miyiz, zaman gösterecek" dedi. 
 
Yıldız'ın konuşmasının ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.
 
 
ADANA
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, katledilişinin 12’nci yılında Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için şube binalarında anma etkinliği düzenledi. Etkinliğine HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları’nın da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. Hrant Dink’i anlatan sinevizyon gösteriminin yapılması sırasında birçok kişi gözyaşlarına hakim olamadı.
 
Gösterimin ardından konuşan İHD Şubesi Başkanı Avukat İlhan Öngör, Hrant Dink’e yapılan saldırının halkların kardeşlik, eşitlik ve barış içinde birarada yaşama taleplerine yönelik alçakça bir saldırı olduğunu ifade etti.
 
TAHAMMÜL EDEMİYORLARDI
 
Hrant Dink’in ölümünden bugüne katliamlar dizisiyle karşılaştıklarını ifade eden HDP Milletvekili Tülay Hatimğulları da, Türkiye’nin tarih sayfalarının bu karanlık katliamlarla dolu olduğunu belirtti.
 
Hrant Dink’in Türkiye Barış Meclisi üyelerinden biri olduğunu hatırlatan Hatimoğulları, “Bu ülkede farklılıklara tahammül edilmiyordu. Bu ülkede Alevi’ye ve Hristiyan’a tahammül  edilmiyordu. Kürde tahammül edilmiyor. Kadına tahammül edilmiyor. Ne zaman bu sorunlarla ilgili çözüme yaklaşıldığı dönemlerde mutlak ve mutlaka bir cezalandırma yöntemine başvuruyor devlet. Tırnak içinde devlet ceza verme ve korkutma izliyor” dedi. Hatimoğulları, sözlerini işlenen bu cinayetlere rağmen özgürce yaşanabilecek bir ülke inşa edecekleri sözüyle noktaladı.
 
Anma Dink için yakılan mumlarla son buldu.
 
İZMİR 
 
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Hrant Dink'in katledilmesinin 12'nci yıl dönümünde ilişkin anma etkinliği düzenledi. Konak ilçesine bağlı Alsancak semtinde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan anma Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni ve yöneticilerin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Açıklamayı kitle adına Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Dönem Sekreteri Melih Yalçın yaptı. 
 
Katledilmesinin üzerinden 12 yıl geçtiğini belirten Yalçın, geçen uzun yıllar boyunca adalet arayışlarını sürdüklerini söyledi. Adalet arayışını sekteye uğratmayı amaçlayan yalanlar ve oyalamalar da devam ettiğini ifade eden Yalçın, “Cumhuriyet tarihi, faili meçhul siyasi cinayetlerle ve bu cinayetlerin bitmeyen davalarıyla doludur. Hrant’ın katilinin akabinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Hiçbir cinayet Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak' demişti. Bugün bu cinayette dahli veya kusuru olan bazı kamu görevlileri yargı önüne çıkarılmış olsalar da ‘vur emri’ni kimin verdiğini hâlâ bilmiyoruz. Bu nedenle davanın üstünü örten sis perdesi henüz kalkmış değil” dedi.
 
Gerçek sorumluların hiçbir şekilde yargılanmadığını ve onu hedef gösterenlerin, tehdit edenlerin de cezasız kaldığını hatırlatan Yalçın, “Cinayetin arkasındaki güçler açığa çıkarılmadığı gibi, her duruşmada tutuklu sanıkların bir kısmı tahliye ediliyor. Son olarak 21 Aralık 2018 tarihindeki duruşmada tutuklu sanıklar eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ve Astsubay Yavuz Karakaya tahliye edilirken, oldukça yavaş işleyen yargı sürecinde bir sonraki duruşma da Mart ayı ortasına ertelendi” diye konuştu.
 
‘HRANT’I KATLEDEN ZİHNİYET HALA DEVAM EDİYOR’
 
“Faşizmin bin bir yüzünün cirit attığı; muhalif her sesin, cebirle, tehditle, kanun kılığına sokulmuş kararnameler ile susturulmaya çalışıldığı; nefreti ve ayrımcılığı temel alan yeni bir resmi tarihin yazılmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle 12 yıl önce Hrant’ı katleden zihniyeti hayatın her alanında çok daha yaygın ve yoğun olarak görmeye devam ediyoruz” diye ifade eden Yalçın, şunları söyledi: “İstiyorlar ki, her renk griye dönüşsün, herkes aynı şeyin doğru olduğunu düşünsün; sorgusuz sualsiz her şeye evet desin... Yüreğinden dökülen barışın, hakikatin, cesaretin ve umudun sesinin ulaştığı herkes seni çok özlüyor sevgili Ahparig.  Ancak herkes çok iyi bilmeli ki, bize miras bıraktığın ve hafızamıza kayıtlanan umudu, hücrelerimizden çıkıp dünyaya açılma imkânını, barış içinde bir arada yaşama ihtimalini yok etmek artık hiçbir şekilde mümkün değil. Bu umut, bu imkân, bu ihtimal, bu bir aradalık aynı zamanda senin bize vasiyetin idi. Bu vasiyete inatla sahip çıkarak her ne pahasına olursa olsun barışın dilini inşa etmeyi sürdüreceğiz. Bedel ödemeye hazır bir şekilde, mutlaka ama mutlaka direneceğiz.”