Eğitimdeki ayrıştırıcı politikalara dikkat çektiler

img

İSTANBUL - Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Kolçak, eğitim alanında yaşanan ötekileştirme ve ayrıştırma politikalarına dikkat çekerek, Türkiye'de tek tip, farklılıkları yok sayan bir eğitimin hedeflendiğini dile getirdi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN) İstanbul 3 No’lu Şubesi, eğitim alanında yaşanan ötekileştirme ve ayrıştırma politikalarına dikkat çekmek amacıyla Şişli'de bulunan şube binasında basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Ayfer Kolçak, Türkiye'de tek tip, farklılıkları yok sayan bir eğitimin hedeflendiğini dile getirdi. Kolçak, eğitimdeki ayrıştırıcı dilin soru kitapçıklarına kadar indirgendiğini ve insanların ötekileştirildiğini kaydetti.

'ÖĞRENCİLERİN ŞAKALARI KAYDEDİLDİ'

Kadıköy Anadolu Lisesi’nde öğrencilerin dini sohbetlere katılmaya zorlandıkları yönünde iddiaların öğrenciler tarafından kendilerine aktarıldığını vurgulayan Kolçak, "Tepkilerden sonra bu konuda geri adım atan idare ile ilgili bugün çok daha ciddi bir iddia ortaya çıktı. Lisenin yurdunda kalan çocukların odalarındaki şakalaşmalarını gizli kamerayla yapılan çekimleri whatsapp gruplarında teşhir edilmesi şeklindedir. Bu özel hayata saldırıdır” diye konuştu.

‘HUKUKİ SÜREÇ İŞLETİLSİN’

Ankara'nın Sincan ilçesinde bulunan Akşemsettin İlkokulu müdürünün kadın öğretmenlere yönelik söylediği "Topuklu ayakkabı giymek dinen caiz değildir" sözlerini hatırlatan Kolçak, "Müdürün imamlıktan geldiği, işi tam bilmediği ifade edilerek geçiştirilmeye çalışılan bu süreci tanımıyor ve okul müdürü hakkında hukuki sürecin işletilmesini talep ediyoruz. Bu olayda da görüldüğü gibi eğitim süreçlerinde görev alacak kişilerin pedagojik formasyon yeterliliğinin ve liyakatin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Özellikle idari ve eğitimci atmalarında yapılan mülakat sürecinin bir an önce kaldırılması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır" diye konuştu.

'NAMAZ KILANA PUAN VERİYORLAR'

Kolçak, İstanbul'un Şişli ve Kağıthane ilçelerinde ilçe müftülükleri ile okullar arasında "Haydi çocuklar camiye" adlı projenin hazırlandığını ve temasının da "Namazını camide kıl, puanları topla, ödülünü kap" şeklinde belirlendiğini dile getirerek, "Bu sistem hem olgunluğa erişememiş bir bireyi dini bir sistemin içine sokmak hem de yarış sistemiyle çocukları ödülle kandırmaktadır. Sabah namazı için 10, öğle, ikindi ve akşam namazları için 5, yatsı namazı içinde 8 puan şartı konulmuştur. Reşit olmayan çocuklara da ulaştırılan tanıtım metinlerinde korku ve kaygıyı yaratacak ifadelerin olduğu, yine giden ve gitmeyen çocuklar arasındaki ilişkilerde ötekileştirme ve ayrıştırmaya sebep olacaktır. Site tanıtımında ise; ülkemizde yaşayan farklı kimlik, mezhep ve dinleri yok sayan yaklaşıma sahip olan bu proje ideolojiktir. Etkinlik adı altında yapılan ideolojik çalışmalar çocuk hakkı ve eğitim hakkı ihlalidir. Bütününde yapılan bunlar ve benzeri uygulamaların istisna olmadığını ve bazı sadece okul idareleriyle sınırlı olmadığını maalesef soruşturma ve itiraz süreçlerinde MEB’in ortaya koyduğu yaklaşımda görüyoruz. Ülkemizdeki eğitim niteliğinin düşüşü ve eğitimde şiddetin artışıyla ilgili tartışmalarda bu tür uygulamaların ciddi bir etkisi olduğu unutulmamalıdır. Bir an önce bu tür çocukların ve toplumun bilimsel gelişimine katkı sağlamayacak, aksine ayrıştıran ötekileştiren, sorgusuz ve toplumun ortak yaşam değerlerini yaratılmasını engelleyebilecek uygulamalardan vazgeçilmelidir" diye konuştu.