'Aydınlanmamış her şüpheli asker ölümü bir cinayettir'

img
ANTALYA - 15 Temmuz darbe girişimi sırası ve sonrasında yaşanan şüpheli asker ölümlerinin aydınlatılmadığına dikkat çeken Askeri Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği Avukatı Ahmet Çevik, "Aydınlanmamış her şüpheli ölüm bir cinayettir" dedi.
 
Askeri Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği'nin basından derlediği ve farklı milletvekillerinin Meclis'te verdiği ensoru önergelerine verilen yanıtlar üzerinden derlediği bilgilere göre; 2015'ten önceki 22 yılda 2 bin 221 asker şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Derneğin 2012 yılından bu yana tuttuğu verilere göre de 2012'de 69, 2013'te 59, 2014'te 43 ve 2015'te 31 asker şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Derneğin avukatlığını yapan Ahmet Çevik, şüpheli asker ölümlerinin çatışmalı süreçlerde arttığına dikkat çekti. 
 
KIŞLADA ÖLÜMLER DEVAM EDİYOR
 
Yetkililer tarafından şüpheli asker ölümlerine ilişkin istatistiki veri toplama işleminin yapılmadığını; ancak basında çıkan haberler üzerine veri topladıklarını söyleyen Çevik, "Kışlalarda şüpheli asker ölümleri devam ediyor. 2015'ten sonra şüpheli asker ölümlerine ilişkin bir çalışma yok. 2016, 2017 ve 2018 yılı şüpheli asker ölümlerine ilişkin elimizde bir veri yok. CHP'li Sezgin Tanrıkulu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın cevaplaması istemiyle şüpheli asker ölümlerinin açıklanması talebiyle 17 Temmuz günü soru önergesi verdi" dedi.
 
'AYDINLANMAMIŞ HER ŞÜPHELİ ÖLÜM BİR CİNAYETTİR'
 
15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında yaşanan şüpheli asker ölümlerinin hiçbir şekilde gündeme getirilmediğine dikkat çeken Çevik, "15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında kaç askerin şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini bilmiyoruz. Bununla ilgili hem bakanlık hem de asker ölümlerine karşı mücadele eden derneklerin açıklama ve verisi yok. Bu bağlamda bunların araştırılması lazım. Yaşam haklarının güvence altına alındığı, devletin pozitif hükümlülüğü açık iken yaşam hakkına yönelik hak ihlallerini ortadan kaldırılması gerekirken, bu hususun kamuoyuna açıklanmaması mağdur ailelerin acısına acı katmaktadır. Aileler evlatlarının bir cinayete kurban gittiğini düşünmektedirler. Aydınlanmamış her şüpheli ölüm bir cinayettir. Her kirli cinayet başka katliamların meşruiyetinin niteliğindendir" şeklinde konuştu.
 
'OHAL ŞÜPHENİN GİZLENMESİNE YARDIMCI OLUYOR'
 
"Darbe kalkışması sonrası erilleşen toplum nedeniyle şüpheli asker ölümleri konusunda çalışan dernekler de çalışamaz duruma geldi" diyen Çevik, her alanda olduğu gibi OHAL'in de şüpheli asker ölümlerini gizlenmesine yardımcı olduğuna işaret etti. 
 
Çevik, sonrasında hukuk alanında yaşanan değişimleri şöyle sıraladı: "Şüpheli asker ölümleri davalarında askeri savcılıklar görev almaktayken askeri ceza mahkemelerinin kaldırılması sonucu haksız eylemin gerçekleştiği Cumhuriyet Savcılıklarında soruşturmalar yürütülmeye başlandı. Bu soruşturmalara takipsizlik kararı verildiğini görüyoruz. Haksız eylemden ötürü açılan tazminat davaları Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde açılırken, şimdi ise haksız eylemlerinin gerçekleştirildiği İdare Mahkemelerinde davalar sürmektedir. Bu davalarda ölen evladın anne ve babasına desteğinin olmadığı düşünülerek çok cüzi miktarda tazminatlar verilmektedir." 
 
VİCDANİ RET HAKKI TANINMALI
 
Bedelli askerlik tartışmalarına da değinen Çevik, bu durumun şüpheli asker ölümlerinin önüne geçecek bir düzenleme olmadığını belirterek, "Vicdani Ret hakkının tanınması gerekir. Ayrıca sosyal ortamı değişen insanlar sivilken askeri ve resmi bir ortama geçtiklerinde, disiplin altına girdiklerinde ruhsal anlamda kendilerini baskıda hissedebilirler. Bu anlamda psikolojik destek ve askerliğe hazırlama süreci önemlidir. Psikolojisi bozulan erlere mutlaka hava değişimi verilmeli. Ayrıca silahlı nöbet tutturulmamalıdır" ifadesinde bulundu.