Tarsus’ta hücrelere konulan kadınların vücutlarında yara çıktı

img

DİYARBAKIR - Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan Şivekâr Ataş,  cezaevindeki çıplak aramayı protesto ettikleri için 12 arkadaşıyla birlikte darp edildikten sonra 4 gün boyunca tutuldukları tek kişilik hücrede vücutlarında yara çıktığını söyledi.

Açıldığı günden bu yana hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen Tarsus Kadın Cezaevi yeni bir uygulamaya daha imza attı. Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Şivekar Ataş (22), cezaevinde maruz kaldıkları uygulamaları 17 Mart’ta telefonla görüştüğü annesi Rabia Ataş’a anlattı. Anne Rabia Aktaş, cezaevine yeni getirilen bir kadın tutuklunun 4 yaşındaki çocuğuyla birlikte onur kırıcı bir şekilde çıplak aramaya maruz kaldığını söylediğini aktardı. Çıplak arama yapıldığı sırada erkek gardiyanların kamera ile çekim yaptığını belirten tutuklu Şivekar Ataş, bu uygulamayı öğrenen kadın tutuklular elbiselerini çıkararak, “Çıplak aramaya hayır” sloganı atıp protesto ettiğini belirtti.
 
İTİRAFÇILARIN KOĞUŞU BASKISI 
 
Gardiyanların çıplak aramayı protesto eden kadın tutuklulara saldırıp her koğuştan aldıkları 1-2 kadın tutukluyu yerlerde sürüklediğini ifade eden Ataş’ın anlattıklarını annesi şöyle aktardı: “Kızım bana gardiyanların kendilerini dövüp işkence ettiğini söyledi. Darp raporlarının olduğunu söyledi. Daha 4 gün boyunca tek kişilik hücrelerde tutmuşlar. Bunun üzerine açlık grevine başlamışlar. Kaldıkları hücre çok pis ve kirli olduğunu söyledi. Bundan kaynaklı mikrop kapmışlar. Vücutlarında sivilce ve yaraları iltihap oluşmuş. Bu nedenle sağlık durumlarının iyi olmadığını söyledi. Hücreden çıkardıktan sonra onları zorla itirafçıların bulunduğu koğuşlara koymak istemişler. Eğer oraya gitmeyi kabul etmezlerse, zorla götürürüz diyerek tehdit etmişler. Onlar da buna karşı açlık grevi eylemine başlayacaklarını, sonu ölüm olsa da itirafçıların yanına gitmeyeceklerini söylemişler.” 
 
‘UYGULAMALAR İNSANLIK DIŞI’
 
Cezaevi idaresinin uygulamasına tepki gösteren Anne Ataş, “Orada ellerinden ne kadar kötülük geliyorsa bizim çocuklarımıza yapıyorlar.  O hücrelerde kimyasal mı var zehir mi var bilmiyorum. Kızım zaten kalp hastası. Ben bir anne olarak bu insanlık dışı uygulamayı kabul etmem mümkün değil. Sürekli ceza verdikleri için kızımla görüşemiyorum. Kızımın ve cezaevinde kalan diğer tutuklu ve hükümlülerin can güvenliğinden endişeliyim. Bu nedenle İHD Diyarbakır Şubesi’nden hukuki yardım talep ettim” dedi.
 
Adalet Bakanlığı yetkilerine cezaevinde yaşanan keyfi uygulamaları durdurma çağrısında bulunan anne Ataş, aksi durumda yaşanacaklardan Adalet Bakanlığı ve Tarsus Cezaevi idaresinin sorumlu olacağını söyledi.