Pınar Gemsiz öldürüldüğü yerde anıldı 2018-11-17 20:28:38   İSTANBUL- Gazi Mahallesi'nde polis kurşunu ile öldürülmesinin üzerinden 2 yıl geçen 3 çocuk annesi Pınar Gemsiz, öldürüldüğü evinin önünde kadınlar tarafından anıldı.    İstanbul'un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi’nde 15 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşen bir eylem sırasında evin içine isabet eden polis kurşunuyla yaşamını yitiren 3 çocuk annesi Pınar Gemsiz, evin önünde kadınlar tarafından anıldı. Yaşamını yitirdiği evinin önüne karanfiller ile gelen kadınlar, sık sık “Jin jîyan azadî” sloganları attı. Yapılan basın açıklamasına Gemsiz’in ailesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP il ve ilçe yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.   ‘FAİLİ MEÇHUL YAPILMAK İSTENİYOR’   Eylem, kadın katliamlarına karşı yapılan oturma eylemi ile başladı. Oturma eylemi ardından söz alan Milletvekili Züleyha Gülüm, Gemsiz’in evinin içinde vurulmasının üzerinden 2 yıl geçtiğini fakat cinayetin aydınlatılmasına dair hiçbir adım atılmadığına dikkat çekti. Soruşturma dosyasında gizlilik kararının alındığını, dosyayı avukatların dahi göremediğine vurgu yapan Gülüm, “Dosyada gizlilik kararı neden alındı. Gizlilik kararının alınması için ailenin, mağdurun ya da soruşturma seyrini değiştirecek başka önemli noktaların olmasından kaynaklı alınır. Bu dosya açısında gizlilik kararının alınmasını gerektiren hiçbir şey yok. Aksine mağdur ailesinin tanıkları dinletebilmesi açısından ailenin ve avukatlarının dosyayı görebilmesi gerekiyor. Dosyada ki gizlilik kararının sebebi dosyayı kaçırmak, faili meçhullere eklemek için yapıldı. Bir yıl önce arama kararı ile dosya arşive kaldırıldı. Bu dosyada bildiğimiz o faili meçhul dosyalar arasında yerini alacak” dedi.     ‘DEVLET ENGEL OLMAYA ÇALIŞIYOR’   OHAL sonrasında kadın cinayetlerinde artış olduğuna dikkat çeken Gülüm, “Bu ülkede her gün en az 3 kadın erkekler tarafından cinayete kurban gidiyor. Bazen yemeği tuzlu yaptığı için, bazen boşanmak istediği için, bazen politik olduğu için devlet şiddeti ile öldürülüyor. Tüm katliamlara rağmen kadınlar mücadeleye devam ediyorlar ama devlet bu mücadeleye bile baskı, gözaltı ve tutuklama ile engel olmaya çalışıyor. Birçok eş belediye başkanımız, kadın mücadelesi yürüten milletvekillerimiz halen tutuklu. Tüm bunlar kadın özgürlük mücadelesi önüne geçmeye yöneliktir. Kadınların alanlardan, siyasetten, sokaklardan çekilsin, dört duvar arasına hapsetmek istiyorlar” diye konuştu.    ‘KURŞUN ACISINDAN BETER’   Gülüm ardından söz alan Gemsiz’in kardeşi Yeter Naz da, ablasını öldürenlerin bir önce bulunmasını ve yargılanması çağrısında bulunarak sözlerine başladı. Naz, Gemsiz’in bu coğrafyada yaşayan kadınların yaşadığı kaderi paylaştığını söyleyerek kardeşi adına yazdığı mektubu okudu. Naz, ablası Gemsiz adına yazdığı mektubu okudu: “Perdeyi aralıyorum tam zamanında gelmişiz, sokakta ki akreplere bakılırsa ortalık yine karışacak gibi. Biz milli gazımızı soluyacağız yine. Biz alışığız evimizde gazı solumaya ama Avşin daha çok küçük. Nasıl korurum onu evin her köşesine sinen gazdan… Sonra gazın yanı sıra savaşta bile kullanılmayacak her türlü yöntemin Cizre ve Sur’da uygulandığı vahşeti düşünüyorum, pervasızlığı, zulmün sınırı yok. Taybet Anayı düşünüyorum. Taybet Ana 23 yıl önce bir oyun alanında mayının patlaması sonucu 2 çocuğunu kaybeden Taybet Ana. 23 yıl sonra da kendisi katledildi sokakta…. Çok şükür evimizdeyiz eşim ve çocuklarımla…. Derken pencereden panzerin rastgele ateş ederek karşı sokağımıza geçtiğini görüyor eşim ve çocuklarım. Ben vuruluyorum. Vuruldum diyorum. Kanlar içinde yerlere yığıldım. O an kurşunun acısından beter çocuklarımın çığlıklarını, haykırışlarını duyuyorum…”   ‘GÜVENLİK GÜÇLERİ TARAFINDAN KATLEDİLDİ’   Okunan mektubun ardından Naz, şöyle konuştu: “Pınar böyle bir ortamda kendini en güvende hissettiği yerde, kendi evinde güvenliğimizi sağlamakla yükümlü güvenlik güçleri tarafından katledildi. Devlet her ne şekilde olursa olsun katilleri ortaya çıkarıp yargılamak zorundadır. Biz katillerin yargılanması için tüm iç hukuk yollarını kullanacağız. Tıkandığımız taktirde hakkımızı uluslararası platformlarda aramaya devam edeceğiz.”