Urfa’da sağlığa erişim hakkı engelleniyor

img

URFA - SES Urfa Şube Eşbaşkanı Eylem Salar, sınır hattında bulunan hastanelerin sivillere kapatılarak, sağlığa erişim hakkının engellendiğini belirterek, “Kriz hali” olarak değerlendirdiği savaşın travmalara yol açtığını söyledi. 

 
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyonun merkez üslerinden biri olan Urfa, sağlık alanında savaşın arka cephesi haline geldi. Operasyonun başlamasıyla birlikte kentteki Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin iki katı ve yoğun bakım ünitesi boşaltıldı. Operasyonda yaralananlar da Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne taşınıyor. Bunun yanında sınır hattında bulunan Akçakale, Ceylanpınar ve Birecik devlet hastaneleri ise yurttaşlara ya tamamen kapatıldı ya da kısmen hizmet veriyor. 
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şubesi Eşbaşkanı Eylem Salar, savaşın toplum sağlığındaki etkilerini, sivillere dönük saldırıları ve sınır hattındaki hastanelerin sivillere kapatılmasını değerlendirdi.
 
‘TÜRKİYE SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR’
 
Operasyonun siviller üzerinden yürütüldüğüne tanıklık ettiklerini ifade eden Salar, sivillere ve sivillerin yaşam alanlarına birebir yapılan müdahalelerin, hastanelerin bombalanmasının kabul edilebilir olmadığını vurguladı. “Savaşın da bir ahlakı vardır” diyen Salar, “Savaşlar da belli zeminlerde yürümelidir. Savaşta sağlıkçıların, hastanelerin, yaşam alanların bombalanması, buraların kasıtlı bir şekilde tercih edilmesi ve buna dönük girişimler başlı başına savaş suçudur. Türkiye, yürüttüğü savaşta ciddi anlamda bir savaş suçu işliyor” ifadelerini kullandı.
 
‘SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKI ENGELLENİYOR’
 
Sınır hattında bulunan hastanelerin sivillere kapatılarak, sağlık hakkına erişimin engellendiğine dikkati çeken Salar, “Hastaneden sevk edilen hastaların nerelere yollandığı, hangi koşullarda sağlık hizmeti aldığını bilmiyoruz. Sağlık hizmetinin çok sağlıklı yürütülmediği bu bölgede, yaşanan savaş ortamıyla birlikte sağlık hizmeti almak zorlandı. Ceylanpınar’da sağlık çalışanları hastanelere alınmazken, var olan çalışanların 48 saat kesintisiz sağlık hizmeti verdiğini biliyoruz. Bu tür bilgiler, çalışma şartlarına uygun bir ortamın olmadığını gösteriyor” dedi.
 
Kentte bulunan söz konusu hastanelere çok sayıda yaralının getirildiğini söyleyen Salar, yaralı sayısına dair net bilgi edinilemediğini kaydetti. 
 
TRAVMA HALİ
 
Savaş politikaları toplumu sürekli savaş psikolojisiyle karşı karşıya bıraktığını dile getiren Salar, “İnsanlar hayatın geri kalanında travmalarla karşı karşıya kalacak. Bu savaşa tanıklık etmek, kopmuş kollar, bacaklar, parçalanmış vücutlar görmek, psikolojik olarak toparlanamama, normal bir insan olamama halini de beraberinde getirecektir” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘HALK TEHLİKELERLE KARŞI KARŞIYA’
 
Sınır hattında yaşam süren insanların güvenliği alınmadan savaş ortamına girildiğini ifade eden Salar, “Ceylanpınar ve Akçakale’de sınıra yakın yerleşim yerlerinde bulunan insanların, savaş hükümlerince o alanlardan çıkarılması gerekiyordu. Ne yazık ki devletin ihmalkarlığı sonucu oradaki halk ciddi tehlikelerle karşı karşıya. Bu konuda devletin bir an önce bir çözüm bulması gerekiyor. İnsan haklarının bu denli hiçe sayıldığı bu savaşa karşı, tüm insan hakları kurumlarının ortak tavır alması gerekiyor” çağrısında bulundu.
 
‘SAVAŞI DURDURABİLİRİZ’
 
Savaşın bir kriz hali olduğunu ve insanlarda travmaya neden olduğunu yineleyen Salar, “Barışın olmadığı yerde sağlıktan söz etmek mümkün değil. Her şeyden önce insan olmak, amasız ve fakatsız savaşa karşı olmayı gerektiriyor. Savaş bir an önce sonlandırılmalıdır. Barıştan, demokrasiden yana söz hakkı kullanan tüm insanlara çağrımızdır; bu savaşı hep birlikte durdurabiliriz. Buna gücümüz var. Yeter ki ortak bir dil, ortak ses oluşturalım. Bu noktada eksik kalırsak, sonraki nesillere hesap veremeyeceğiz. Tüm devlet yetkililerinden ve muhalif partilerden savaşı bir an önce durdurmalarını talep ediyoruz” diye seslendi.