Ankara'da savaş kararına tepki: Savaşa değil emekçiye bütçe

img

ANKARA - Ankara Ulus Meydanı’nda bir araya gelen STÖ temsilcileri, Suriye Kürtlerine yönelik askeri operasyon planına dikkati çekerek, “Savaşa değil, emekçiye bütçe” ayrılmasını istedi. 

 
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK ) Ankara Bölge Temsilciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK ) Ankara Şubeler Platformu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ankara İl Koordinasyon Kurulu (İKK) , Ankara Tabip Odası (ATO), Ankara Serbest Muhasebeci Ve Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından zamlara ilişkin Ulus Atatürk Heykeli önünde basın açıklaması yapıldı.
 
Açıklamayı ATO Başkanı Dr. Vedat Bulut yaptı. “Siyasi iktidar, savaşçı politikalar nedeniyle artan savaş harcamalarını finanse edebilmek için bütçe içi ve dışı kaynakları zorlamaktadır” diyen Bulut, “AKP-MHP iktidarının ciddi bir mali kriz içine sürüklendiği açıktır. Bu yılın ilk altı ayında, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, bütçe açığı 79 milyar Türk Lirası’dır. Hükümetin yarattığı ve hazineye yüklediği borçların faizleri bile ödenemez hale gelmiştir. Tüketim maddelerine bindirilen vergiler ve zamlar emekçiyi, işçiyi ezmiştir. Emekçilere, işçilere bütçe açığı bahane olarak gösterilmektedir” diye konuştu.
 
‘ENFLASYON RAKAMLARI SAHTEDİR’
 
Kamu emekçilerinin ücretlerine 2019 yılında yüzde 12, 2020 yılı için ise yüzde 8 zam yapmayı reva görenlere seslendiklerini vurgulayan Bulut, “Sizin açıkladığınız enflasyon rakamları sahtedir ve bunu kendi ödeneklerinize, maaşlarınıza yaptığınız zamlardan anlamak kolaydır. Kendi gelirlerine, ödeneklerine, örtülü ödeneklerine yüzde 50 üzerinde zam yapanlar halka açlığı, yoksulluğu dayatmaktadır. Kendileri israf içinde olup yetim hakkı yiyenler, bütçeyi hortumlayanlar yüzde 99’luk halk kitlelerine şükretmeyi tavsiye etmektedir” diye belitti.
 
Bulut, işçiler ve emekçiler olarak taleplerini şöyle sıraladı:
 
“* Son 15 yılın zamları karşısında eriyen ücretlerin acilen telafi edilmesi öncelikli talebimizdir.
 
* Kamu kurum ve kuruluşlarında liyakatsiz, yandaş ve israfa yol açan yönetim anlayışı derhal terk edilmeli ve kanun dışı harcamalar idarecilere rücu edilmelidir.
 
* Tüm emekli aylık ve gelirlerinin asgari derhal ücret düzeyine çıkarılması gerekir. Asgari ücretin altında emekli aylığı ve geliri olmaması için yasal düzenleme yapılmalıdır.  Emekli aylık ve gelirlerine sadece enflasyon değil milli gelir artışı da dikkate alınarak zam yapılmalıdır.
 
* Eğitim, sağlık ve benzeri kamusal hizmetlerden alınan bedeller arttırılmamalı, bu bedeller kaldırılarak eğitim, sağlık tümüyle ücretsiz olmalıdır. Varlık fonu, Kredi Garanti fonu, Savunma Sanayi Fonu gibi kamuoyu denetimi dışına ‘kaçırılmış’ uygulamalar sonlandırılmalı ve derhal kamuoyu denetimine açılmalıdır.  Kamusal hizmet ve üretim alanında istihdam oluşturulup işsizlik önlenmelidir.  İşsizlik sigortası fonu sadece işsizlere aittir, bu fonun yağmalanması durdurulmalıdır.
 
* Vergideki adaletsizliğe son verilmeli, çok kazanandan çok vergi alınan, asıl olarak karın/rantın/faizin vergilendirilmesine dayanan bir vergi sistemi kurulmalıdır. Türkiye’nin en büyük şirketlerinin, en zengin ailelerinin, partili/yandaş patronların vergi borçlarını büyük oranda sıfırlayan kararların derhal iptal edilmesini istiyoruz.
 
 * Devlet idaresindeki akıl dışı harcamaların ve savurganlığın son bulmasını istiyoruz.
 
* Bugün için işçileri emekçileri ezen egemen sınıfa son sözümüz şudur. Bugün feryat eden işçi ve emekçiler seçim sandıklarında sizleri tarihe gömecek fermanı da yazmasını bilirler.”
 
Açıklama ardından yarın 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anısına yapılacak 4’üncü yıldönümü etkinliklerine katılım çağrısı yapıldı.