Sağlık sisteminin özeti: Hastalar müşteri, çalışanlar köle

img

ADANA – Hükümetin sağlık politikalarını eleştiren sağlık emekçileri, gelinen noktayı "Hastalar müşteri, çalışanlar köle" olarak özetledi.

AKP Hükümeti’nin Türkiye’yi sağlıkta geleceğe taşıyan proje olarak kamuya sunduğu ‘Şehir Hastaneleri Projesi’, sermayenin yeni rant kapısına dönüştü. Bugüne kadar 10 Şehir Hastanesi açıldı, 11 hastane de yapım aşamasında. Adana ve Mersin’deki sağlık meslek örgütleri yönetici ve temsilcileri, Çukurova Bölgesi’nde sağlık alanında yaşanan sorunları, Şehir Hastanelerinin durumunu ve çalışanların yaşadığı zorlukları anlattı.
 
‘NE HALK MEMNUN NE DE ÇALIŞANLAR’
 
Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, 2002 yılında başlayan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın  bir aşaması olan Şehir Hastanelerinin halkta çok önemli yansımaları olduğunu belirtti. 
 
Şehir Hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na bağlı olduğu halde tüm işlemlerin taşeron şirketler eliyle yapıldığını ifade eden Antmen, “Hastaneler, adeta taşeron firmalara para aktarma merkezi olarak kullanılıyor. Şehir Hastanesi kurulduğundan bu yana üç başhekim  değişti. Şu an dördüncü başhekim ile yönetiliyor. Her giden başhekim hakkında, zimmetine para geçirmek gibi başhekimlerle hiçbir alakası olmayan suçlamalar yapıldı. Bunlar başhekimlere ihale ve benzeri durumlarda attırılan imzalar sebebiyle yapılan suçlamalar. Bu sebeple başhekimlerin maaşlarına haciz gelmiş durumda. Oradaki bütün aksaklıklar bir önceki idarecilere yükleniyor. Halk da çalışanlar da şehir hastanesinden memnun değil” dedi. 
 
‘ŞEHİR HASTANELERİ, İNSANLARI ÖZEL HASTANELERE MECBUR KILIYOR’
 
Antmen, Şehir Hastanelerinin bulunduğu konumların, şehir merkezinden çok uzakta yer aldığını ve bunun hastalar ile çalışanlar için pek çok soruna sebep olduğunu da kaydetti. Antmen, hastanenin içinde dahi bir servisten bir başka servise ulaşmanın dakikaları aldığını dile getirdi. Şehir hastanelerinin sağlık standartlarının dışında olduğunu da ifade eden Antmen, “Dünya Sağlık Örgütü, sağlık hizmetleri konusunda belirli bir standart sundu. Buna göre bir hastanenin en az 200 en fazla 600 yataklı olması gerekiyor. Bizim şehir hastanemiz ise bin 350 yataklı. Bunun hem hasta için hem de çalışanların pek çok dezavantajı var. Aslında bu sistem, insanların Şehir Hastanelerinden devlet hastanelerinden bıkıp özel hastanelere gitmelerini teşvik ediyor. Şehir Hastanesinin bulunduğu konum dahi insanları buna teşvik ediyor. Şehrin en kuzey-doğusundaki hastaneye, güneydeki ya da batıdaki nasıl insan gelebilir? İşte bu sebeple o bölgedeki insanlar özel hastanelere gitmek zorunda kalıyor” diye konuştu.
 
‘RADİKAL BİR DEĞİŞİM ŞART’
 
“Sağlıkta Dönüşüm Programı denilen şey, özel sağlık sisteminin geliştirilmesine dönük bir çalışma haline geldi” diyen Antmen, sistemde radikal bir geri dönüş olması gerektiğini belirterek, şu çözüm önerilerinde bulundu: “Her ilçede 200-300 yataklı hastanelerin olması çok daha uygun olacaktır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerekir ya da aile hekimliği sisteminde radikal değişimlerin yapılması gerekir.  Kamuya bağlı binalarda kamuya bağlı çalışanların hizmet vermeleri gerekiyor.”.
 
SAĞLIK EMEKÇİLERİ TALEPLERİNDE ISRARCI
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube Eşbaşkanı Yılmaz Bozkurt ise, Şehir Hastanesi çalışanlarının yaşadığı zorluklara dikkat çekti.
 
2020-2021 yılları için 4+4 maaş zammının, her gün zamlanan harcamalar karşısında erdiğini dile getiren Bozkurt, yine personel sayısı yeterli olmayan hastanede hemşirelerin yoğun ve uzun süre çalıştırıldığını belirtti. Bunların yanı sıra sendikal haklarının da engellendiğini ifade eden Bozkurt, çalışanların kreş talebinin bile yerine getirilmediğini belirtti. Bozkurt, yaşadıkları sorun ve sıkıntıları şöyle dile getirdi: “Hemşire arkadaşlarımız çok fazla çalışıyor ve büyük bir yorgunluk içindeler. Derhal kadrolu hemşire alımı gerçekleştirilmeli. Bununla birlikte çalışan arkadaşlarımızın sürekli görev yerlerinin değiştirilmesi verimliliği de azaltan bir durum. Şehir Hastanesinde çalışan arkadaşlarımızın sendikal haklarını kullanmalarına da izin verilmiyor. Bunun yanı sıra sağlık emekçilerinin hastanelere kreş açılması talebi ne Şehir Hastanesi’nde ne Üniversite Hastanesi’nde ne de Toros Devlet Hastanesi’nde  yerine getirilmiş değil. Biz SES olarak kentimizin bu üç büyük hastanesine acilen 24 saat hizmet verecek kreşler yapılmasını talep ediyoruz. Çalışanı psikolojik ve sosyal açıdan ne kadar rahat ettirirseniz çalışma verimliliği de o kadar artar. Böylece Mersin halkına daha iyi sağlık hizmeti verebiliriz.” 
 
‘HASTALAR ŞEHİR HASTANESİNE YÖNLENDİRİLİYOR’
 
Adana Şehir Hastanesi'nin ikinci yılını doldurduğunu belirten SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel de, hasta potansiyeli yüksek olan Adana'da yatak sayısının düştüğüne dikkat çekti. Adana'da faal olan hastanelerde çocuk, kadın doğum, kardiyoloji, plastik cerrahi ve benzeri servislerin olmadığına değinen Yüksel, bu nedenle Adana Şehir Hastanesi'nde aşırı hasta yoğunluğu olduğunu vurguladı. 
 
"Öyle bir hale geldi ki hastayı alıp yoğunluğu az olan başka bir servise yatırıyorlar. Dolayısıyla oradaki hemşire o hastayla yeterli ilgilenemiyor. Çünkü o hastayla ilgili yeterli bilgiye sahip değil” diyen Yüksel, geçtiğimiz günlerde kadın doğumdaki yatak sayısının üç katı kadar hasta olması nedeniyle iki yataklı odalara iki yatak daha eklendiğini paylaştı.
 
Bu durumun hijyen açısından ve hastaya ilgi açısından sorun oluşturduğunun altını çizen Yüksel, “Yatak sayısı azaltılan hastanelerde yeniden sayının artırılmasını istiyoruz. Seyhan Hastanesi'ne günde 2 binin üzerinde acil hasta geliyor. Ama personeli artmamış. 2017 öncesinin personel sayısı ile çalışılıyor. Örnek olarak orada 11 hemşire çalışıyor, bu sayı 9’a düştüğünde orası çöküyor. Oysa burada 20’ye yakın hemşirenin çalışması lazım" diye konuştu. 
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nin ise, ikinci basamak hastane gibi çalıştığını belirten Yüksel, devletin sağlık politikaları nedeniyle özel hastanelere yoğun bir hasta gidişi olduğunu ifade etti. Yüksel, "Sağlık özelleştiriliyor, piyasaya açılıyor. Hastalar müşteri, çalışanlar köledir sözü gerçekleşmiş oldu. Bu hastaneler aynı zamanda çalışanlarına yeterli miktarda döner sermaye ücreti veremiyor. Ek ödemelerini alamıyorlar. Mayıs ayından bu yana döner sermaye ücreti alamıyorlar” dedi.