Aysu: Organik tarımla üretim yapın

img
DİYARBAKIR - Gerçek kooperatifçilikle tarımın küresel iklim değişikliğine olan etkisinin azaltacağını belirten ÇİFTÇİ-SEN Genel Başkanı Abdullah Aysu, çiftçilerin endüstriyel tarım yerine organik ve ilaçsız tarımla üretim yapmalarını önerdi. 
 
Dünyadaki nüfusu artışıyla beraber tüketim ihtiyaçlarının karışlanması için bir yandan doğa tahrip edilirken diğer yandan endüstriyel üretim teşvik ediliyor. Tohum ıslahı adı altında tohumların genetiği ile oynanarak az alan içinde çok üretim hedefiyle doğal ve organik olan üretim yok ediliyor. Endüstriyel üretim sırasında kullanılan kimyasal ilaçlar topraktaki canlı yaşamını yok ederken, konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN) Genel Başkanı Abdullah Aysu, çiftçilerin iklim krizini hem etkilediğini hem de etkilendiğini belirtti. Aysu, çiftçilerin yetiştirdiği ürünlerin üretim sürecinde kullandıkları kimyasallar ve endüstriyel üretim nedeniyle de küresel iklim krizini tetiklediğini vurguladı. Aysu, tarımın endüstriyel olarak yapılması ve gıdanın pazara ulaştırılması sürecinin iklim krizini yüzde 47 ile 54 oranında etki ettiğine dikkat çekti. 
 
‘KIR VE KENTİN BÜTÜNSELLİĞİ’
 
Ekolojinin önemine dikkat çeken Aysu, kırlar ve kentin bütünselliğinin oluşturulması gerektiğini ifade etti. Kırlarda var olan bitkilerin yörenin doğal bitkileri olduğunun altını çizen Aysu, bu bitkileri kente taşıyıp bir geçiş sağlamak gerektiğini söyledi. 
 
GERÇEK KOOPERATİFÇİLİK
 
Kooperatifçiliğin çiftçiye ve üretime olan katkılarını anlatan Aysu, “Kooperatifçilik sadece çiftçiye bir yardım değildir. Aynı zamanda başka bir dünya diye tabir ettiğimiz dünyayı oluşturmak için önemli bir manivela görevi görmektedir” dedi. Kooperatifçiliğin bir araç olduğunu hatırlatan Aysu, kooperatifçiliğin, çiftçinin ürünün üretim girdisini ucuz alıp ürününü pahalı satması olmadığını dile getirdi. Aysu, “Öyle bir kooperatifçilik şu anda mevcut kapitalist sistemin kendisine destek olup koltuk değneği olmaktır. Esas kooperatifçilik üretim sürecinden pazarlamaya kadar olan tüm süreçlerde ekolojik ve arada aracıların bulunmadığı, kırlarda üretici kooperatiflerini kentlerde de tüketici kooperatiflerini oluşturarak doğrudan temas kurmalarını sağlamaktır. Özetle şunu söyleyebiliriz; Bağımlı olmayan, bağımlı kılmayan ve sömürmeyen bir sistemi kooperatifçilik olarak algılayıp uygularsak o zaman gerçek kooperatifçiliği yapmış oluruz” diye belirtti.
 
‘ÖRGÜTLÜ TOPLUM’
 
Gerçek kooperatifçilikle çiftçinin aradaki aracılar tarafından sömürülmeyeceğini ve üretilen ilaçsız ürünlerle toplum sağlığının korunduğunu ifade eden Aysu, bu uygulamanın da tarımın küresel iklim değişikliğine olan etkisini azaltacağını belirtti. Aysu, “Gerçek kooperatifçilikle çiftçi toprağı ve suyu koruyarak ekolojiyi dengeler. Bu şekilde tüketiciyle birlikte örgütlenir ve toplumsal bir örgütlülüğün önünü açar. Bu sayede örgütlü bir toplum ortaya çıkmış olur” diye konuştu.
 
‘BİLGE KÖYÜ MODELİ’
 
Endüstriyel üretim modeline alternatif olarak uygulanan “Bilge Köyü Modeli”ni anlatan Aysu, şöyle devam etti: “Bu model endüstriyeli modelin alternatifidir. Onun panzehirdir. Bilgeliğe ve bilgi paylaşımına dayalı bir sistemdir. Üretilen ürünleri doğrudan tüketiciyle buluşturup aradaki şirket hakimiyetini kaldıran ve bağımsızlaştıran bir sistemdir. Bilge köyü modeli, elin toprağın içinde olduğu, gözün sürekli doğayı takip ettiği, çözümü kendisinin ürettiği, bununla da ayakta kaldığı bir sistemdir.”
 
‘ORGANİK ÜRETİME GEÇİN’
 
Aysu, çiftçilerin Bilge Köyü Modeliyle endüstriyel tarım ve kimyasal üretimi bırakıp ekolojik ve ilaçsız üretime geçmelerini önerdi.