Çiftçi hasattan memnun değil

img

DİYARBAKIR – Diyarbakır ve ilçelerinde arpa, mercimek ve buğdayın hasattı başladı. Aşırı yağıştan etkilenen arazilerde istediği verimi alamayan çiftçi zararda. Yükselen girdi maliyetleri ve ekonomik krize dikkat çeken çiftçiler, emeğin karşılığını alamadıklarını dile getirdi.

Diyarbakır, Urfa, Mardin ve Batman gibi bölge illerinde hasat dönemi Haziran ayı itibariyle başladı. Bahar aylarda bölgede etkili olan şiddetli yağışlardan kaynaklı buğday, arpa, mercimek ve nohut zarar gördü. Diyarbakır’ın merkez, Sur ve Silvan ilçesine bağlı köylerinde sabahın erken saatlerinden akşama geç saatlere kadar arpa, buğday ve mercimek biçen çiftçiler, ekonomik kriz, verimin düşüklüğü, yakıt, ilaç ve gübre gibi girdi maliyetlerini yüksekliğinden şikayetçi. Çiftçiler, uzun ve ağır çalışma koşullarına rağmen, harcın borcu kapatmadığını dile getirdi. 
 
‘EMEĞİN KARŞILIĞI ZARARDIR’ 
 
Sur ilçesine bağlı Bağpınar (Zozinc) köyünde ektiği 300 dönümlük arpa tarlasının biçimine başlayan Ömer Güzelsoy, iş koşullarında dikkat çekerek, çiftçilikte eski tadın kalmadığını buna rağmen uğraşmak zorunda olduklarını söyledi. Güzelsoy, “Verdiğimiz emeğin karşılığını almıyoruz. Ancak yine de arazileri ekmek zorundayız. Bu sene etkili olan yağıştan dolayı 150 dönüme yakın arpa sular altında kaldı. Bir arpa tanesini alamadık. Kalmış 150 dönüm. Bu da yüzde yüz zarardır” dedi. 
 
KAZANDIKLARI BİÇERE 
 
Çiftçilikte tat tuz kalmadı diyen Güzelsoy, şöyle devam etti: “Gübrenin kilosu olmuş 2 TL. Arpanın kilosu ise 1 TL. Bu da bizi kurtarmıyor. Hiç olmasaydı bu 150 dönümlük arazi sular altında kalmasaydı da kendimizi kurtarsaydık. Yakıt, gübre ve ilaç giderini bile çıkartamıyoruz. Biçer akşama kadar hiç durmadan çalışıyor ve mazotun litresi olmuş 6 TL. Akşama kadar bin 500 liralık mazot yakıyor. Tarlanın biçmesi için 40-50 bin TL masrafımız oluyor. Harcı borcu karşılamıyor.” 
 
MERCİMEKTE VERİ DÜŞTÜ 
 
Mercimek toplayan Mehmet Güzelsoy da, bu seneki verimden şikayetçi. Güzelsoy, “Yaklaşık bir ay önce yağan dolu nedeniyle mercimek, buğday ve arpaya büyük zarar verdi. Mercimek tarlalarında bu seneki verim çok az. Buna rağmen mercimeğin fiyatı daha belirlenmemiş. Yağıştan dolayı dönüm başı 100 kilo mercimek veriyor. Mercimeğin kilosu için düşünülen fiyat 2 TL’dir. Samanın tonunu ise 700 TL gibi düşünülüyor” diye belirtti. 
 
‘ÇİFTÇİ ZARAR EDİYOR’ 
 
Girdi maliyetlerine dikkat çeken Güzelsoy, “Gübre ve mazotun fiyatı yüzde 50 artmış. Zarar etmemiz için en azından mercimeğin kilosu 3 TL’ye satılması gerekiyor. Düşünülen fiyat çok az ve çiftçiyi zarara sokuyor” dedi. 
 
SABAH ÇIKIP AKŞAM DÖNÜYORLAR 
 
Silvan ilçesine bağlı Reşikê köyünden gelerek Bismil ilçesine bağlı Oğuzlar (Qerexan) köyünde kiraladığı 200 dönüm üzerinde mercimek eken Fersende Kartal da, yaklaşık 10 gün önce tarlasını biçtiğini ve sırada patoz işinin olduğunu söyledi. Evdeki tüm bireylerin sabahtan akşama kadar çalıştıklarını dile getiren Kartal, emeğin karşılığını alamadıklarını dile getirdi. 
   
40 DERECE SICAKLIK 
 
Bu yıl zarar etiklerini vurgulayan Kartal, şunları dile getirdi: “Bu sene hem yağış hem de devlet bizi vurdu. Gübre, ilaç ve yakıtı alamıyoruz. Hamallıktan başka hiçbir şey yapmıyoruz. Allah hakkımızı AKP’ye bırakmasın. Tarıma verdikleri olumsuz politikadan dolayı zarar ediyoruz. Zarar etmemize rağmen yine de geçim için çiftçilikle uğraşmak zorundayız. 40 derece sıcağın altında çalışıyoruz.” 
 
‘EMEK NE OLDUĞUNU GÖRECEKLER’ 
 
Bir dönüm arazide 100 kilonun altında mercimek topladıklarını sözlerine ekleyen Kartal, “Tarlada çalışan işçiler evin fertlerinden olmasa durumuzu daha da perişan. Bu berbat durumun sebebi de yaşanan ekonomik krizdir” diye konuştu. 
 
AKP’nin tarım politikalarından kaynaklı herkesi borçlandırdığını ifade eden Kartal, hükümet ve muhalefet partilerine seslendi: “Çiftçilerin sorunları için Meclis’te otursunlar ve halimizi konuşsunlar. Çiftlileri destekleyen yasaları çıkartsınlar. Buradan Ankara’ya sesleniyorum; bütün siyasetçiler Ankara’da koltuk sevdalısı olmuşlar. Gelsinler bu sıcağın altında iki saat bu yabayı çalıştıranlar, o zaman emeğin ne olduğunu görecekler. Çektiğimiz bu zorlukların ne olduğunu anlayacaklar.” 
 
MA / Bilal Güldem - Kadri Esen