'Yedi bin beyaz tülbentli anneyle 1 Mayıs’ta buluşuyoruz'

img
İSTANBUL – Ekonomik kriz ve açlık grevindeki tutukluların talebiyle 1 Mayıs çağrısı yapan HDP İstanbul Emek Komisyonu Üyesi Yaşar Yılmaz Altunbilek, cezaevinde ölüm sınırına gelmiş 7 bin çocuğun 7 bin beyaz tülbentli annesi “Hawar, êdi bese, yetti gayrı” diyerek alanda buluşacağını söyledi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, "Krize karşı emeğin kurtuluşu, halkların kardeşliği" ve "Tecride son verilsin, Leylalar yaşasın" şiarıyla Kazancı Yokuşu'nda 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün startını verdi. Açıklamaya milletvekili Serpil Kemalbay, Züleyha Gülüm, İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek katıldı. “Beyaz tülbentini tak da gel! Yaşasın 1 Mayıs, bijî yek gulan!” pankartı açılırken, katılımcılar beyaz tülbentler taktı. Basın açıklamasını il örgütünün Emek Komisyonu üyesi Yaşar Yılmaz Altunbilek yaptı. 1 Mayıs’a demokratik mücadelenin yükseldiği bir ruhla hazırlandıklarını ifade eden Altunbilek, “Bu 1 Mayıs’ı da ağır bir kriz ortamında karşılıyoruz. İşçi sınıfının hak ve özgürlük mücadelesi önündeki engellerin aşılması için elbette alanlarda taleplerimizi dile getireceğiz. Ancak biliyoruz ki ağır baskı koşullarında hak mücadelesi ekonomik taleplerle sınırlı tutulamaz” dedi.  
 
Yaşanan tüm hukuksuzluklar ve baskıların Kürtlerin iradesini kıramadığını vurgulayan Altunbilek, seçimden sonra da açık usulsüzlük ve hilelerin önlenmesi için HDP’nin yaptığı tüm başvuruların anında reddedildiğini hatırlattı. Altunbilek, seçilmiş belediye başkanları ve meclis üyelerinin KHK’li oldukları için mazbatalarının verilmemesinin hak gaspı, irade gaspı olduğunu dile getirdi. 
 
‘TARİHİN EN KİTLESEL AÇLIK GREVİ EYLEMİ’
 
Türkiye’nin tarihin en kitlesel açlık grevini eylemini yaşadığına dikkat çeken Altunbilek, şöyle devam etti: “Cezaevlerinde açlık grevine yatan yedi bin insan barışa, demokrasiye, emeğe getirilen kuşatmayı, tecridi kırmak için canlarını ortaya koydular. 161 gündür açlık grevinde olan milletvekili Leyla Güven halkına verdiği sözü yerine getiriyor ve iktidarı İmralı Cezaevi’nde kendi hukukunu uygulamaya davet ediyor. Biliyoruz ki bir yerdeki hukuksuzluk tüm topluma yayılıyor ve bu yasa tanımaz yönetim anlayışı, olağanlaşarak tüm toplumu esir alıyor. Kürt sorunu başta olmak üzere ülkemizin en temel sorunları bu anti-demokratik tutumlarla çözülemez. Bu nedenle gerek emekçilerin sorunu ve gerekse Kürt sorunu demokrasi güçlerinin mücadelelerini yükseltmesiyle çözülecektir. Yedi bin tutuklunun barış, demokrasi, adalet ve özgürlük için ölüm sınırına geldiği bu aşamada açlık grevlerine sessiz kalmak, emeğin özgürleşmesi mücadelesine ve halkların kardeşliği mücadelesine sessiz kalmak demektir.”
 
‘EMEĞİN HAKLARI İÇİN MÜCADELEYE’
 
Cezaevlerinde ölüm sınırına gelmiş yedi bin çocuğun, yedi bin beyaz tülbentli annesiyle 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapan Altunbilek, şunları dile getirdi: “Yedi bin beyaz tülbentli anne ‘Hawar, edî bese, Yetti gayri’ diyerek buluşuyor. 31 Mart seçmen ruhu demokrasi ve özgürlük mücadelemizde sürdürülecek ve 1 Mayıs alanlarında yankılanacaktır. Tüm İstanbulluları bu ruh ve bilinçle 1 Mayıs alanlarında özgürlüğe, barışa, Kürt sorununun çözümüne, emeğin hakları için mücadeleye çağırıyoruz.” 
 
’42 YIL GEÇTİ’
 
Ardından konuşan İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek de, 42 yıl önce Kazancı Yokuşunda 34 emekçinin katledildiğini hatırlatarak, “Onların bıraktığı bayrağı devraldığımızı belirtiyoruz. Aradan 42 yıl geçti bu ülkede hala demokratik kriterler demokratik hukuk devleti tesis edilemedi. Geçmişten bu güne demokratik mücadelede yaşamını yitirenler hep bir şeyi arzuladılar. Bu ülke halklarımızın hak ettiği demokratik bir ülke olmasını arzuladılar. İşte bizler bu gün toprağa düşenlerimizin bayrağını devir alanlar olarak bir araya geldik. Evet, bugün bir başka gerçek daha var. O gerçekte zindanlarda 7 bin tutsak açlık grevinde. Ne istiyorlar. Bu ülkede hukukun tesis edilmesini istiyorlar. Bu ülkede yasaların bütün kurul ve kuruluşlardan geçmesini istiyorlar. İmralı Cezaevi’nde şuanda hukuk askıya alınmıştır. Bu ülkeye yönetenleri hukuka saygılı olmaya hukuku uygulamaya davet ediyorlar. Bizlerde burada bu talepleri tekrardan dile getiriyoruz” diye konuştu. 
 
‘ÜLKE KARAKOL ÜLKESİ OLMUŞ’
 
 Konuşmaların ardından Kazancı Yokuşu’na karanfiller bırakıldı. Daha sonra İstiklal Caddesi’nde 1 Mayısa çağrı bildirileri dağıldı. Polis slogan atılmaması kalabalık grup halinde yürümemeleri yönünde uyarısında bulundu. Çok sayıda polisin grupla birlikte yürümesi üzerine HDP Sultangazi İlçe Eşbaşkanı Zübeyde İnce yüksek sesle, “İşçi korkutuluyor. İşçi susturuluyor. İşçi emeğinin karşılığını alamıyor. İşçi emeğin hakkını arayamıyor. Hakkını arayan işçi işten atılıyor. Hakkını arayan işçi tehdit ediliyor.  Üç kuruş maaşla hepimiz evimizde açız. Bu açlığa son demeliyiz. Asgariye ücretle, aldığımız emekli maaşla buzdolabımız boştur. Dünyanın çarkını çeviren işçidir. Neden emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Neden çalıştığımız halde açız. Çünkü bu sistem bu düzen patronlardan yana olduğu için işçi susuyor, işçi sesini çıkaramıyor. Ülke karakol ülkesi olmuş, ülke yasaklar ülkesi olmuş. Sevgili işçi kardeşler hep birlikte 1 Mayıs’ta mutlaka direne direne mutlaka bu baskının, bu tehdidin sonunu getireceğiz” diyerek 1 Mayıs’a katılım çağrısı yaptı.
 
Bildiri dağıtımını Galatasaray Lisesi önünde sonlandıran grup, daha sonra dağıldı.