‘Krizden çıkış, üretim odaklı politikadan geçer’

img

ADANA - İnşaat sektörünün içinde bulunduğu krize dikkat çeken Karadağ Mimarlık sahibi Basri Tanrıverdi, Adana’da 7'si büyük 532 şirketin iflas ettiğini, krizden çıkışın inşaatta değil üretim odaklı politikalarda olduğunu hatırlattı. 

Ekonomik krizi ve döviz kurundaki sert hareketler inşaat sektörünü etkilemeye devem ediyor. Adana’da faaliyet gösteren Karadağ Mimarlık sahibi Basri Tanrıverdi, inşaat sektöründe yaşananları anlattı. İnşaat sektörünün son 20 yılın en kötü sezonunu yaşadığına dikkat çeken Tanrıverdi, döviz kurundaki yükselişin inşaatın temel taşları olan demir ve çimento fiyatlarını kat be kat artırdığını söyledi. 
 
‘SEKTÖR BİR BALON GİBİ ŞİŞİRİLDİ’
 
Tanrıverdi, demirin tonunun 2016 Ocak’ta bin 200 TL, 2017 Ocak’ta bin 885 TL, 2018 Ocak’ta 2 bin 680 TL ve 2019 Nisan’ında ise 3 bin 300 TL olduğunu aktardı. Çimentonun torbasının 2018’de 11 TL iken 2019 Nisan’ında ise 17 TL olduğuna değinen Tanrıverdi, “2016 yılından bu yana dolar kurunun yükselmesine paralel olarak demir ve çimento fiyatlarını da artırdı.  Fiyatların bu denli artması konutları metrekare bazında fiyatlarını da artırdı. 2017 Ocak ayında konutların metrekare bazında maliyeti bin TL iken; 2018 maliyeti bin 300 TL, 2019’da maliyeti ise bin 600 TL oldu. Maliyetlerin artması ve konut kredi faiz oranlarının yükselmesi inşaat firmalarının ve müteahhitlerin ellerinde bulunan konutların balon gibi şişmesine neden oldu. Şuan inşaat firmaların elinde 4 yıllık bir konut stoku bulunmaktadır. Bu konut stokunun oluşması aynı zamanda firmaların yeni bir projeye girmesini engellediği gibi büyük firmaların küçülmeye gittiğini görüyoruz. Küçülmeyle beraber yüz binlerce inşaat sektörü emekçisi 2018 de işsiz kaldı” diye konuştu. 
 
‘AVM’LER BİRER İŞSİZLİK ANITIDIR’
 
TÜİK verilerine değinen Tanrıverdi, inşaat sektörünün 2018 Haziran ayında istihdam oranının yüzde 7 iken bu oran 2018 Aralık ayında yüzde 5,8 düştüğünü ve Haziran ayında istihdam edilen işçi sayısı 2,1 milyon iken yüzde 1,5 puan azalarak 100 bin inşaat sektörü emekçisinin işsiz kalmasına neden olduğunu ifade etti. Tanrıverdi, şöyle devam etti: “Türkiye 1998’de imalat sanayinin milli gelirdeki payı yüzde 22,3 iken, 2018 baktığımız da bu oran yüzde 17’ye düşüyor. İnşaat sektörünün milli gelirdeki payı 1998 de yüzde 5,4 iken bu oran 2018 de yüzde 8,6 çıkıyor. İnşaat sektörünün milli gelirdeki payının artmasını yorumlamak için 2 büyük devletten örnek vereyim. ABD’nin milli gelirinin inşaat sektöründeki payı yüzde 10, Çin de bu oran yüzde 11’de. Kısacası iki dev ülke milli gelirlerinin büyük olmasına rağmen yatırımlarını inşaat sektöründen yana değil imalat sanayiden yana kullandığını görüyoruz. Türkiye son 20 yıl inşaat sektörüne 64 milyar dolar para yatırırken imalat sanayisini ihmal etmiştir. Kalkınmanın en önemli ayağı olan üretimi ihmal etmek bir daha Türkiye’yi ekonomik krizin eşiğine getirmiştir. Türkiye’de 15 yılda AVM’lere 50 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Tüketim odaklı bu yatırım aynı zamanda Adana gibi büyük kentlerde üretim fabrikaları yıkılarak yerine kurulmuştur. AVM’ler Çukurovalılar için üretmeyin, tüketin dercesine durmaya devam ediyor. AVM’ler Türkiye için birer işsizlik anıtıdır.” 
 
‘ADANA’DA 532 ŞİRKET İFLAS ETTİ’
 
“Döviz kurundaki anormal yükseliş inşaat firmalarının tahmininin üzerinde çıkınca şirketler birer birer iflas etmeye başladı. Kimi güçlü şirketler konkordato için icra mahkemelerine başvurdu” diye devam eden Tanrıverdi, Türkiye’de 117, Adana’da ise 7 büyük inşaat firmasının konkordato verdiğini belirtti. Tanrıverdi, iflaslara ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Bunların çoğu elindeki gayrimenkullerini ve alacaklarını nakde çeviremeyenlerdir. Bunlar dışında iflas eden binlerce şirket oldu. Euler Hermes yurtdışı merkezli şirket küresel iflas raporu yayınladı. Bu raporda, Türkiye’de 2018’de iflas eden şirket sayısıyla 2019 iflas eden şirket sayılarına yer verildi. Raporda, 2018 yılında iflas eden şirket sayısı 15 bin 400, 2019’da ise bu sayının 16 bin 200’e çıkacağı öngörülmüş. Adana’da 532 şirket iflas etti. Bu şirketlerin yüzde 30’u inşaat sektöründe yer almakta. Adana’da iflas eden 2 şirket sahibi yaşamına son verdi.” 
 
‘ÜRETİM ODAKLI EKONOMİ GEREKLİ’
 
Devletin üretim odaklı ekonomiyi benimsenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Tanrıverdi, Türkiye’nin bir tarım ülkesi olmasında ötürü tarıma dayalı sanayinin geliştirilerek çiftçiye destek verilmesini gerektiğini vergiledi. Tanrıverdi, şöyle konuştu: “Gelişmiş ülkelerin kalkınmasında tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte en önemli sektör tarıma dayalı sanayidir. Tarıma dayalı sanayiler gıda, içki, tütün ve tütün mamulleri, dokuma ve giyim sanayileri tüketim malı üreten sanayiler, kağıt, orman ürünleri, deri ve deri mamulleri sanayiler ara malı üreten sanayilerin tekrar fabrikaları kurulup üretime geçilirse Türkiye bu ekonomik krizden kurtulacaktır.” 
 
MA / Hamdullah Kesen