Turan: Tarım şirketlerin insafına bırakıldı

img

MERSİN – HDP’nin Mersin’de düzenlediği “Tarladan tabağa, üretimden yönetime” sempozyumunda konuşan milletvekili Rıdvan Turan, tarımsal üretimin tekelci şirketlerin insafına bırakıldığını belirterek, kooperatifleşmenin önemine dikkat çekti: “Hollanda üretiminin yüzde 97'sini kooperatifler üzerinde yapıyor. Türkiye'de tarımla uğraşan tüm kesimler şirketlerle kalmış." 

Yerelde iktidara geldiğimiz her yerde uygulanabilir tarımsal örgütlenme modelleriyle merkezi iktidara geleceğiz" dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin il örgütünün, “Tarladan tabağa, üretimden yönetime: Alternatif bir tarım ve gıda politikası mümkün mü?” başlığıyla düzenlediği sempozyum Yenişehir ilçesinde bulunan Atatürk Kültür Merkezi’nde başladı. 2 gün sürecek sempozyumunun açılış konuşmasını HDP İl Eşbaşkanı Mustafa Işık yaptı. Işık, iki gün boyunca tarımda yaşanan sorunların çözümünü çıkaracaklarını dile getirdi. 
 
ÇİFTÇİNİN SORUNU BİLİNMİYOR
 
Işık’ın ardından HDP Tarım Komisyonu adına Mersin Milletvekili Rıdvan Turan söz aldı. İşletmecilikten gelen bir tarım bakanın olduğuna dikkat çeken Turan, bu sistemin sorunlara derman olamayacağını belirterek, esas işi daha fazla kar elde etmek olan kişinin, insan faktörünü ve giderlerin bu kadar artmasını göremeyeceğini söyledi. Tarım Bakanı'nın tarım sunumuna değinen Turan, gübreye yüzde 10 iskonto yaptıklarını belirtirken, bakanının bir yıl içerisinde gübrenin yüzde 120 zam aldığını bilmeden bunları söylediğini dile getirdi. Turan, "Sudan'da 700 bir hektar civarında alanın kiralayacağını, orada tarım yapılacağını söylüyor. Bu bütünsel bir genellemeyle ülkemizde tarım alanları bomboş dururken; çiftçi adım adım üretimden uzaklaşmışken, giderlerin fiyatlandırılması sebebiyle Sudan'da tarım alanı kiralamanın orada yaşayıp çiftçi yapan insanların aleyhindedir" dedi.
 
ŞİRKETLERE KALMIŞ DURUMDA
 
Turan, "FAO, 'Dünya büyük bir kıtlıkla karşı karşıya' diyor. Bu süreç başlamış durumdadır. Bütün ürünleri dekoltelerinde ciddi bir düşüş var. Ve bunun temel sebebi ise; küresel atmosferik hadiseler ve küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklim koşullarının değişmesi. Aynı zamanda ülkemiz açısından konuştuğumuzda ise son derece kötü yönetilen tarım politikaları söz konusu olmasıdır" diye konuştu. Hollanda'daki tarımsal üretime ve kalitesine değinen Turan, Hollanda'nın üretiminin yüzde 97'sini kooperatifler üzerinde yaptığına dikkat çekti. Ülkenin kooperatifleri yok saydığını vurgulayan Turan, "Piyasayı regüle eden devlet, artık neolibarel politikalarla fonksiyonunu başka bir şeye devretmiş durumda. Kendisi aradan geçilmiş durumda. Türkiye'de tarımla uğraşan tüm kesimler şirketlerle kalmış durumda" diye belirtti. 
 
KARANLIK TABLO 
 
Devletin, çiftçilerinin genel sorunlarını bilmediği için her defasında "Tarım reform, tarımda büyük adımlar ve atılımlar" diyen Turan, şöyle devam etti: "Örneklerden biri ise yerli tohum yasası. 2006'da bir yasal çıkartılmış. Geçtiğimiz günlerde ise bunun nasıl uygulanacağı, bir yönetmenlikle çerçeve belirlendi. Bundan sonra atalık tohumun, o bizim köylerde kullandığımız atalık tohumu çoğaltmak, takas etmek, üretmek ve bunu kullanmak devlet tarafından yasaklandı. Bunu yapamazsanız neden böyle? Dedik. Bakan, 'biz sertifikaya önem veriyoruz. Çiftçi gitsin sertifikalı tohum kullansın. Kendini tohumu sertifikalı hale getirsin' diyor. Bu nasıl olacak. Yoksul köylüyü düşünün bir kamyon para harcayacak, sonra tohumu sertifikalı hale gelecek. Bunların niyeti çok açık. Dünya tohum piyasasına söz sahibi olan 3 ila 4 tane devasa firma var. Bu firmalar Türkiye'ye girmiş durumda. Bizim kullandığımız atalık tohumun - sonucunda çiftçi her yıl gidecek. Onlardan tohum alacak. Bu tohum bir sene sonra kullanılmayacak. Her sene olağan koşullarda bizim, elde ettiğimiz hasadın bir kısmını ayırdığımız için hatırlayın. Böyle olmayınca her sene çiftçi uluslararası tekellere para ödemek zorunda kalacak. Tablo son derce karanlık. Bu sorunları el birliğiyle çözeceğiz demeye geldim. Çok temelli sorunlarımızdan biri ise tarımda uygulanan neolibarel politikalardır. Çiftçiyi hem örgütsüz hale getiren hem artan girdi fiyatlarıyla sürekli kırsalda yoksulluğu körükleyen bir durumla karşı karşıyayız. Kürt meselesinin çözümsüzlüğü özellikle hayvancılık alanında mera ve yayla yasakları hayvancılıkta ithalatı artıyor."
 
'TARLADAN TABAĞA, ÜRETİMİNDEN YÖNETİME'
 
"Tarım alanında devletin düzenleyici olma hüviyetini bir kenara bıraktığı, çiftçinin deyim yerindeyse sahipsiz kaldığı ve sermaye karşısında örgütsüz kaldığı bir dönem yaşatıyor" diye devam eden Turan, HDP'nin tarım alanda da çözüm önerilerini olduğunu söyledi. Turan, "Mersin'deki Tarım Sempozyumu bizim için bir başlangıç olarak seçtik" dedi. "Tarladan tabağa, üretimden yönetime" sloganıyla tarımsal çözümlerinin olduğunu belirten Turan, şunları ifade etti: "Biz hemen hemen yeni çalışan bir komisyon ve partiyiz. Evet eksiklerimiz var. HDP'nin pek çok çözüm önerisinin olduğunu gibi tarımda da önerileri ve çözümü vardı. Tarım konusunda da önerileri ve çözümü var. İlk olarak ise Mersin'de yapacağız. Paydaşlarla yan yana gelerek, buradan ileriye çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Burada oluşturduğumuz bilimsel alt yapıyla bir tarım programı oluşturmak. Gün yerel seçimlere az bir süre kaldı. Kayyumun bizden aldığı neyse biz kayyumdan iki katını alacağız. Yerelde iktidara geldiğimiz her yerde uygulanabilir tarımsal örgütlenme modelleriyle iktidara geleceğiz" diye konuştu.
 
Konuşma ardında ise sempozyum, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce moderatörlüğünde  “Türkiye’de tarımın neoliberal dönüşümü” ele alınacak.