Ekonomist Özgür: Önümüzdeki dönem üretim de olmayacak

img

İSTANBUL - Ekonomik krizin artık gizlenemeyecek boyuta ulaştığına dikkat çeken ekonomist Bahadır Özgür, “Alınan tüm tedbirler tüketimi arttırmaya yöneliktir. Kriz üretim sektörüne vuran bir kriz. O yüzden önümüzdeki dönem bir üretim de olmayacak" dedi. 

Yaşanan ekonomik kriz çarşı pazarda cepleri yakarken hükümetten Türkiye’de ekonomik krizin yaşanmadığına yönelik açıklamalar da gelmeye devam ediyor. Açıklanan ekonomi paketlerine her geçen zaman diliminde yenilerini ekleyen hükümet son olarak Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve belirli ürünlerde enflasyonda yüzde 10 indirime gitti.
 
Yaşanan krizin önlenemez boyuta ulaştığına dikkat çeken Ekonomist Bahadır Özgür, daha büyük bir krizin yaşanacağına dikkat çekti.
 
‘HÜKÜMET KRİZİN VARLIĞINI KABUL EDİYOR’
 
Ekonomik krizin artık saklanamayacak boyuta ulaştığını söyleyen Özgür, “Hükümet ne derse desin aldığı tedbirlerle, açıkladığı paketlerle bir krizin varlığını kabul ediyor. Sorun şu ki bu krizin geçici olduğunu iddia ediyor. Özellikle dolar kuruna sıkıştırdığı bir politika uyguluyor. Biz bu krizi bir şok olarak tanımlamıyoruz. Bu krizi sürece yayılmış bir krizdir ve kur şoku ile ortaya çıkmıştır. Şuan ki aşamada reel sektöre ilerleye bir kriz söz konusu” dedi.
 
‘KRİZ YOK DEMEK GERÇEKÇİ DEĞİL’
 
Merkez Bankası'nın yayınladığı enflasyon oranlarını da hatırlatan Özgür, ortaya çıkan verilerde ekonominin önümüzdeki dönemlerde daha da daralacağı yorumunda bulundu. Merkez Bankası'nın, ekonomide stagflasyon (durgunluk dönemi) dönemine girdiğini açıkça belirttiğine vurgu yapan Özgür devamla,  “Stagflasyon dönemine ilişkin tedbirler alınacağının duyurusunu yaptı. İkincisi ve daha tehlikelisi olan enflasyon. Enflasyon oranının da yükseleceği duyuruldu. Merkez bankası net olarak krizin varlığını tanımladı. İlan edilen konkordatolar da yaşanan bir kriz süreci olduğunun göstergesidir. Kriz yok demek gerçekçi değil” diye belirtti. 
 
‘ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM ÜRETİM OLMAYACAK’
 
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ÖTV ve enflasyonda yaptıklarını ifade ettikleri indirimlerine de değinen Özgür ortaya çıkacak tabloya ilişkin şunları söyledi: “Kriz üretim sektörüne vuran bir kriz. Bunu sanayi üretimin hızla daralmasından sanayinin üretilmesi için gerekli olan iç ve dış kredilerin neredeyse sıfıra yaklaşmasından anlıyoruz. Yani önümüzdeki dönem bir üretimin olmayacağını gösterir. Bu da önümüzdeki dönemde önemli derecede işsizliğe yol açacak. Maliyetlerden dolayı yeni zamlar oluşacak. Öte yandan hükümetin aldığı tedbirlere bakıyoruz, markette ki belli ürünlerde yüzde 10 indirimi, ikincisi de otomotiv satışlarında ÖTV indirimi yapıldı. Alınan tedbirle kriz arasında bir fark var. Alınan tedbirin krize yönelik olmadığını görebiliyoruz. Hükümet attığı tüm adımları seçime yönelik atıyor. Seçime giden hiçbir hükümet kaynak kısamaz. Bu hükümetin en önemli özelliği 'popülist ekonomi' dediğimiz tüketime dayalı ekonomik politika uygulamasıdır. Alınan tüm tedbirler tüketimi arttırmaya yöneliktir. Krizin şiddetini azaltmaya yönelik değil.” 
 
‘BÜTÇEDE TASARRUF TEDBİRİ YOK’
 
Hükümetin tedbir olarak nitelendirdiği çözümün kısıtlı zaman ve belli ürünler üzerinde indirim olduğunu belirten Özgür, “Gerçekçi bir tedbir olsaydı fiyatları dondurabilirdi. En azından temel mal ve hizmetlerde bu yapılabilirdi. Hükümet ise sadece Ocak ayına kadar belli ürünlerde indirime gitti. Aralık ayında açıklanacak enflasyonun düşük çıkmasını sağlamak için harcanan bir çabadır. Aralık ayının enflasyonun düşük çıkmasını da asgari ücretlerin yapılacak zamma yansımamasını sağlamaktır. Çünkü yüzde 25’lerde açıklanacak enflasyon oranlarında kimse zam yapamaz. Açıklanan bütçe tasarısında vergi oranlarında artış yapılması yer alıyor. Bütçenin tüm geliri vergilere dayanmış durumda. En önemli gelir kaynağı olarak ise trafik cezalarına dayandırılmış. Dünyanın hiçbir ülkesinde 'trafik cezalarından şu kadar gelir elde edeceğiz' diye hedef konulmaz. Konulursa zaten ceza kesmeye başlarsınız. Bütçeye baktığımızda herhangi bir tasarruf tedbiri yok” şeklinde konuştu.
 
‘EKONOMİK TEDBİRLER SEÇİMLERE YÖNELİK’
 
Ekonomik krize yönelik alınan önlemlerin Mart ayında yapılacak yerel seçimlere yönelik olduğuna söyleyen Özgür, “Hükümet seçim maliyetlerini kısamayacağı için en azından piyasada az da olsa canlandırmaya yönelik tedbirler alıyor ve hepsinin geçici olduğunu unutmamak gerek. Buna başarılı olamayacağı da açıktır. Enflasyonun bu kadar yüksek olmasını da bunun en net göstergesidir” dedi.
 
‘KRİZİN DAHA ÇOK BAŞINDAYIZ’
 
Öte yandan ekonomide siyasi bir baskının da olduğunu dile getiren Özgür, “Zam yapılmamasına dair siyasi bir baskı söz konusu. Zam yapan marketlere yönelik polis ve zabıtalar ile baskınlar düzenlendi ama hiçbir fayda sağlanmadı. Pek çok iş adamını ve sanayiciyi topladılar ve indirim ilan ettiler fakat sonuç alamadılar. Bize açıklanan yüzde 25’lik bir enflasyon var ama bu sadece görünen yüzü. Bir de alt kademelerde yer alan daha çarpıcı boyutlar söz konusu. Çekirdek enflasyon dediğimiz mevsimsel etkiler gibi durumlardan sıyrılması. İşlenmemiş gıda ve dayanıklı gıda da yüzde 40’ı aşan bir enflasyon söz konusu. Kur düştü fiyatlar düşecek algısının aşılması gerek. İşlenmemiş gıdanın kur ile bir bağlantısı yok. Ekonomide çarklar dönmüyor, üretici kazanmıyor. Doların 5.30’luk yansımaları bunlar. Krizin daha çok başındayız. Üretim sektörüne yansıyan bir boyutu söz konusu değil” diye konuştu.
 
MA / Elif Çetiner