Urfa’nın Viranşehir ilçesinde DBP'li ilçe belediyesine kayyum atanmasının ardından 135 taşeron işçisinin görevine son verilmişti. İşlerine dönmek için mücadele eden işçilerin işe iade için açtıkları davalardan yaklaşık 2 yıldır sonuç çıkmadı. 

 

Kayyum atandıktan sonra işine son verilen işçilerden Mihdi Vural, ilk etapta 34 işçinin işine son verildiğini belirtti. Kayyum atanmadan önce belediyedeki tüm faaliyetlerin Kaymakam iznine tabi tutulduğunu söyleyen Vural, o dönemde işçilerin listesinin emniyet tarafından “Güvenlik soruşturması yürütülecek” gerekçesiyle alındığını ve bu işlemin kayyum atandıktan sonra jet hızıyla sonuçlandığını söyledi. 

 

TEK GEREKÇE ‘GÜVENLİK’ SORUŞTURMASI

 

"Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardımda bulunmak" ve "Yakınlarının örgüt üyesi olması" gerekçesiyle işten atıldığını aktaran Vural, hakkında bu yönlü açılmış tek bir dava bulunmadığını belirterek, "Ben örgüt adına suç işlemişsem neden hakkımda bir dava açmıyorlar?” diye sordu.

 

‘BANKALARLA İCARLIK OLDUM’

 

Belediyenin 10 yıllık işçisi olduğunu belirten Vural, 7 yıl boyunca su endeks okuma bölümünde çalıştığını 3 yıl boyunca ise belediye arşivinde çalıştığını dile getirdi. İşten çıkarıldıktan sonra kıdem tazminatı ve özlük haklarının verilmediğini ifade eden Vural, özlük haklarının verilmesi ve işe iade talebiyle Antep İş Mahkemesi'ne dava açtığını, davanın henüz sonuçlanmadığını söyledi. Vural, “Davaların ne zaman sonuçlanacağı belli değil. Bankadan kredi çektim, onun borcunu ödeyemiyorum. Bankayla icralık oldum. Davaların sonuçlanmasını bekliyorum” dedi.

 

'SADECE EKONOMİK DEĞİL İRADE GASPI'

 

Kayyumun sadece kendisini değil belediyede çalışan diğer 135 işçiyi de mağdur ettiğini sözlerine ekleyen Vural, “Kayyum bir irade gaspıdır. Belediyeye kayyum atayarak on binlerce insanın iradesi gasp edilmiş oldu. Kayyum sadece bizim ekonomik haklarımızı değil, aynı zamanda irademizi de gasp etti" diye konuştu. 

 

Bu durumu asla kabul etmeyeceğini dile getiren Vural şöyle devam etti: "Önümüzde yerel seçimler var. Bu bizim için normal bir seçim olmayacak, aynı zamanda irademize sahip çıkma seçimi olacak. Yerel seçimler bizim için hesaplaşama seçimleri olacak. Bu yüzden herkesin iyi hazırlanması gerek. İşçiler olarak kayyumu kendi belediyemizden söküp atacağız.” 

 

‘LİSTELERİ EMNİYET HAZIRLADI’

 

Belediye'de zabıta olarak çalışan ve kayyum ile birlikte işinden olan bir diğer kişi de Serdar Karatepe. İşten çıkartılacak işçi listesini belediyenin hazırlamadığını söyleyen Karatepe, “Valilik talimatıyla; Emniyet tarafından belediyede çalışan işçilerin listesi zaten aylar öncesinden alınmıştı. İşçiler hakkında yürütülen güvenlik soruşturması sonuçlanınca emniyet belediyeye işten çıkarılacak işçi listesi ile birlikte yazı gönderiyor. Bu listede olan 135 işçinin işine hemen son verildi” diye konuştu.

 

‘ÖZLÜK HAKLARIMIZ VERİLMEDİ’

 

Güvenlik soruşturmasında "Örgüt ile ilişkileri olduğu tespit edildi", "Ailesinden birilerinin örgüt içinde olduğu tespit edildi" şeklinde iki satırlık bir cümleyle işlerine son verildiğini ifade eden Karatepe, "Elle tutulur bir gerekçe sunulmadan işimize son verdiler. Belediyede 10 ile 20 yıl arasında çalışan işçilerin hiç biri özlük haklarını alamadı. Hukuki süreç başlattık ama halen bir sonuç çıkmış değil" ifadesinde bulundu. 

 

'KAYYUM KENTİN RUHUNU ÖLDÜRDÜ'

 

Yerel seçimleri "Hesaplaşma seçimleri" olarak tanımladıklarını dile getiren Karatepe, “Kayyum sadece bizi mağdur etmedi. Bu kentte yaşayan yediden yetmişe herkesi mağdur etti. Kente kattığı hiçbir şey yok. Kayyum sadece bu kentin hizmetlerini geriye götürmedi, aynı zamanda bu kentin ruhunu da öldürdü. Bu yüzden yerel seçimler çok önemli. Kayyumların halkla iç içe olduğunu söylüyorlar, ancak buda kocaman bir yalan. Kayyum halka giderken 15-20 koruma etrafında olmasa bir adım bile atamaz. Halktan korkan bir yönetim olmaz ve biz bizim irademizi gasp eden bu kayyumu seçimlerde göndereceğiz” dedi. 

 

MA / Erdoğan Alayumat