40 derece altında dökülen terin karşılığı 50 TL

img
ADANA - Çukurova'da 40 dereceyi aşan kavurucu sıcağın altında her gün 12 saat boyunca tarlalarda çalışıp, günlük 50 lira yevmiye alan tarım işçileri, emeklerinin karşılığını alamamaktan dertli.
 
Hissedilen sıcaklığın 40 dereceyi aştığı Çukurova'da yaşayan yurttaşlar gün ortası evlerinden çıkmaya çekinirken, evlerine ekmek götürmeye çabasındaki tarım işçileri kavurucu güneş altında tarlalarda çalışmak zorunda. Günün aydınlanması ile birlikte tarlalarda çalışmaya başlayıp, güneş batana kadar 12 saat boyunca ter döken işçilerini, uzun kollu elbiseler içerisinde başlarına şapka takmış ya da yazma ile sarmış halde güneşten korunmaya çalışırken görmek mümkün. 
 
Bu zor koşullar altında çalışan işçilerin, yüksek nemle birlikte yaşanan sıcaklık artışları nedeniyle zaman zaman baygınlık geçirdikleri de oluyor. Bir yanda bedenlerini kavuran sıcaklar diğer yanda yılanlarla uğraşmak zorunda kalan işçiler, sadece öğle yemeği molasında dinlenme imkanına sahip. İşçilerin gün boyu döktükleri terin karşılığı ise yalnızca 50 TL. 
 
Aldıkları yevmiyenin yetmediğini belirtip, hayat pahalığından yakınan işçiler, emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi.
 
YEVMİYELER YETMİYOR
 
Adana'nın Ceyhan ilçesindeki bir pamuk tarlasında çalışan 64 yaşındaki Ahmet Güler, çocukluğundan bu yana tarlalarda çalıştığını, bu yüzden hayatının büyük bir bölümünü tarlada geçirdiğini anlattı.
 
Zor olsa da, tarlada çalışmak zorunda olduğunu dile getiren Güler, kışın yağmur ve çamurda yazın ise sıcak ve nem altında çalıştıklarını ifade etti. Bu durumun kendilerini çok etkilediğini belirten Güler’in en çok zorlayan ise, emeklerinin karşılığını alamamaları.
 
Güler, hayat pahalılığı yüzünden aldıkları yevmiyelerin yetmediğini ifade etti.
 
SICAKTAN GÖZLERİMİZİ AÇAMIYORUZ
 
Köylerinin 20 yıl önce devlet tarafından yakılması üzerine ailesi ile birlikte Ceyhan'a geldiklerini paylaşan iki çocuk annesi Sabiha Koç (45) da, diğer göç mağdurları gibi kendi ülkesinde mülteciliği yaşayan tarım işçilerinden biri. Geldikleri günden beri tarlalarda çalıştığını söyleyen Koç, "İnanın aldığımız para ancak pazar masrafını ve çocuklarımın harçlığını çıkarıyor" dedi.
 
12 saat boyunca tarlada çalıştıklarını ve ailesinin hiçbir sosyal güvencesinin olmadığını belirten Koç, yaşadıkları zorlukları ve verdikleri emeklerinin karşılığını alamamalarını şu sözlerle dile getirdi: "İnanın o kadar sıcak ki mahvoluyoruz. Güneşin altında gözlerimiz kör oluyor resmen. Tarla zaten sıcak eve gidiyorum ne klima ne de serinleten başka bir şey var. Evde de sıcaktan sabaha kadar yatamıyoruz. Astım hastasıyım, bu işi yapınca terden sırılsıklam oluyorum. Bu durum sağlığımı ciddi şekilde etkilese de yapmak zorundayım. 20 yıl boyunca emin olun sadece başımı sokabilecek sadece bir evim oldu başka da elime geçen bir şey olmadı.” 
 
‘BABAM GİTME DİYOR AMA BİLİYORUM ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM’
 
16 yaşındaki İ.Ş. ise, okulların tatil olmasıyla yaşıtlarının birçoğu tatil yaparken o aile ekonomisine katkıda bulunmak ve okul harçlığını çıkarmak için önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da ablası ile birlikte tarlanın yolunu tutmuş.
 
Ş., güneşin altında bu kadar süre çalışmak zor olsa da, anne ve babası 'gitme' dese de, okuluna devam edebilmek için çalışmak zorunda olduğunu “Okul okuyamazsam ömrümün sonuna kadar bu tarlada çalışacağım” dedi.
 
 
MA/ Ergin Çağlar