Sulama işçileri emeklerinin karşılığını alamıyor

img

DİYARBAKIR – Tarla sulamak için geliştirilen çeşitli teknikler birçok yerde yaşama geçirilirken, bazı bölgelerde ise hala eski sulama sistemleri kullanılıyor. Silvan ilçesindeki mısır tarlalarını açtığı kanallarla binbir zorlukla sulayan yurttaşlar, emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi.

Bölgede mısır tarlalarını sulayanlara "sucu" adı verilirken; emekçiler, sulama dışında gübreleme, ilaçlama, toprağı sürmede yardımcı olma işlerini de yapıyor. Şubat ayında mısır tarlalarının ekime hazırlanmasından hasadına kadar yapılan tüm işlerde çalışan emekçiler, mayıs ayından itibaren de mısır tarlarını 11 veya 12 kez suluyor. Bölgedeki tarlalarda çalışan emekçilerin, herhangi bir sağlık güvencesi bulunmuyor.
 
İstanbul'da geçimini sağlayamadığı için Batman merkeze bağlı Kocalar (Koca) köyüne yerleşen Şeyhmus Gezmez (40) adlı yurttaş, mısır tarlalarını sulayarak geçimini sağlıyor. 2003 yılında bölgede çiftçiliğin bitme noktasına gelmesinden kaynaklı İstanbul'a göç etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Gezmez, İstanbul'da farklı işlerde çalışmasına rağmen geçimlerini sağlamadıklarından dolayı 2013 yılında tekrardan köye döndüklerini söyledi. Yoksulluk sınırı altında yaşadıklarını kaydeden Gezmez, "İşimiz zor ama kimseye muhtaç olmamak için de çalışıyoruz. Alnımızın teriyle paramızı kazanıyoruz" dedi.
 
‘SU KANALLARI AÇMAK ÇOK ZOR’
 
2 kardeşiyle birlikte 700 dönümlük mısır arazisini sulayan Gezmez, tarlalardan verimin yüzde 7’sinin kendi haklarının olduğunu ve buradan da her kardeşin yaklaşık 15 bin lira kazandığını belirtti. Tarla sulama işini sanat olarak değerlendiren Gezmez, "Bizim sanatımız da bu. Herkes bu işi yapamaz. Profesyonel olmak lazım. İki kardeşimle birlikte bu su kanallarını açmak için 15 gün boyunca özenle çalışıyoruz. En zorlandığımız şey de su kanalları açmak. Eğer, bu su kanalı düzgün yapmadığımız takdirde ürünlere zarar veriyor. Onun için en iyi yapmamız gereken şey de su kanallarını düzgün açmak" dedi. Mayıs ayının günlerinden itibaren yaklaşık 2 buçuk ay boyunca belli aralıklarla sulama yaptıklarını belirten Gezmez, mısır tarlalarını düzgün ve yavaş sulamadıkları takdirde mısırdan alacakları verimin de düşeceğini kaydetti. 
 
Sulamanın yapıldığı günlerde sabah 04.00'te uyandıklarını aktaran Gezmez, bölgede yaşanan aşırı sıcaklarda çalışmanın kolay olmadığını ve en çok sıcakların kendilerini yorduğunu söyledi. 
 
'KORKUYORUM'
 
Herhangi bir sağlık güvencelerinin olmadığını dile getiren Gezmez, bölgedeki işsizliğe işaret ederek, "Gerçekten işsizlik var. Bir sürü pırıl pırıl genç var. Ama hepsi işsiz. Halimden memnun değilim ama ne yapalım. Zor geçiniyorum ama yapacak bir şey de yok" diye konuştu.  
 
Geleceklerine ilişkin endişeli olduğunu vurgulayan Gezmez, "Çiftçilerin durumu kötü. Eğer böyle giderse çiftçilik bitecek. Bundan bizler de etkileneceğiz. Korkuyorum, çiftçilik biterse yeniden göç mu edeceğim? Bu sefer nereye gideceğiz" diyerek, kaygılarını dile getirdi. 
 
Emeklerinin karşılığını alamadıklarını kaydeden Gezmez, yoksulluk sınırları altında yaşadıklarını, ölmemek için direndiklerini kaydetti.