Krizin etkilediği emekliler: Ölmedik ama yaşamıyoruz da

img
İSTANBUL - Aldıkları maaşları "sadaka" olarak nitelendiren emekliler, değil emekliliğin tadını yaptıkları ek işler ile yaşamlarını sürdürmenin derdine düştüklerini söyledi.
 
Ekonomik kriz gün geçtikçe kendini hissettirmeye devam ediyor. Her gün gelen zamlar vatandaşın yaşam şartlarını doğrudan etkilerken, bunlardan en çok etkilenenler ise emekliler. Aldıkları maaşları “sadaka” olarak nitelendiren emekliler, maaşlarının asgari ücretin altında olduğunu ifade etti. Son dönemde gelen zamlar ile yaşamlarının giderek zorlaştığına dikkat çeken emekliler, emekli olmanın tadını değil yaptıkları ek işler ile yaşamlarını sürdürmenin derdine girmiş durumda.
 
‘EMEKLİLER SADAKAYA MUHTAÇ BIRAKILIYOR’
 
Türkiye’de emekli olmanın sürünmek anlamına geldiğini söyleyen emekli Osman Özkan, “Devletin verdiği üç kuruşa mahkum bırakılıyoruz. Tatil yapmak, tiyatroya gitmek, kitap okumak gibi sosyal yaşantıdan tamamen uzak bir şekilde sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için bir çaba sarf ediyoruz” dedi. Emekli maaşlarının asgari ücretin bile altında olduğunu belirten Özkan, “Birçok ülkede ortalama 289 euro alan emekçiler Türkiye’de ise sadakaya muhtaç bırakılarak yaşamlarının devam ettirilmesi isteniyor.  Dünyanın diğer ülkelerindeki emekliler yaşaması gerektiği gibi hayatlarını sürdürürken biz ise geçim kaygısı ile güne başlıyoruz” diye ifade etti. 
 
‘SADECE KARNIMIZI DOYURABİLİYORUZ’
 
Enflasyonun artması ile birlikte emeklilere verilen zammın bir karşılığı olmadığını belirten Özkan, “Özellikle Dolar ve Euro’nun artış göstermesi ile birlikte maaşlarda 70 dolarlık kayıp söz konusu. Her geçen gün yapılan zamlar ile elimizde var olan para da karşılık bulmuyor. Pazara alışverişe çıktığımızda elimiz boş dönmeye başladık. Yaş itibari ile beslenmemiz gerek bir dönemde sadece karnımızın doyması için alışveriş yapabiliyoruz” diyerek sitem etti.
 
‘EMEKLİ MAAŞI YETMEDİĞİ İÇİN ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM’
 
Aldığı emekli maaşı yetmediği için bir ambalaj firmasında çalışmaya başladığını ifade eden Selahattin Çorlu da,  “Son dönemlerde her şeye zam geliyor. Bu nedenle emekli maaşıyla idare etmek mümkün değil. İnsanlar gerçekten zor koşullarda özellikle emekli olup çalışmayacak durumda olan insanlar çok daha zor durumda. Ben en azından çalışabiliyorum. Bir de çalışmayan ama yaşamını sürdürmek zorunda olanlar var. Hayatımızın her alanından fedakârlık yapmak zorunda kalıyoruz. Hem iş koşulları hem de yaşam koşulları bizim için çok zor. İnsan psikolojik olarak da emekliyim bir rahat edeyim, yıllarca çalıştım biraz bunun karşılığını göreyim diyor. Fakat bu koşullarda rahatlık sadece hayallerde mümkün” ifadelerine yer verdi.
 
‘EMEKLİLİĞİME RAĞMEN ÇALIŞIYORUM AMA KAYGILIYIM’
 
Emekli olduktan sonra çalışmanın daha zor geldiğini söyleyen Çorlu, “Çalıştık emek harcadık emeklilikte en azından bunun karşılığını görelim diyoruz ama öyle bir şey yok. Eskiden çalışmak zorundaydım gidip çalışıyordum. Ama şimdi emekli oldum gidip uyumak istiyorum. Gece kitap okumak istiyorum. Geç uyumak istiyorum. Ya da sosyal aktiviteleri daha çok yapmak istiyorsun ama yine çalışmak zorunda olduğunu düşündüğünde iş moduna giriyorsun. Sabah kalkıp tekrar işe giderken ekonomik kaygılar, sosyal kaygılar devam ediyor. Günü nasıl geçireceğini düşünüyorum. Emeklisin ama işten atılırsam nasıl olur diye düşünüyorum. Bu da insanı kaygılandırıyor “ dedi.
 
‘1300 LİRA EMEKLİ MAAŞI İLE 1380 LİRA KREDİ ÖDÜYORUM’
 
Emekli olduktan sonra kendine zaman ayırmak için planlar yaptığını söyleyen Çorlu, “Emekli olduktan sonra bir dolaşalım gezelim tatil yapalım istiyorduk. Ama maalesef böyle bir şey mümkün olmadı. Aldığım maaş 1300 TL ben ise 1380 TL ev taksiti ödüyorum. Diğer masrafları düşünebiliyor musunuz? Faturalar, ev masrafları, çocukların eğitim masrafı gibi şeyleri düşündüğünüzde çalışmak zorundayım. Evde üç kişiyiz eşim,  ben ve çocuğum. Eşim de emekli, çocuk ise okuyor. Bu koşularda çalışmak dışında bir alternatif yok. Emeklilik gerçekten mezarda yaşanır diye düşünüyorum” sözleri ile yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.
 
‘KİLO İLE DEĞİL SAYI İLE ALIYORUZ’
 
Ev için alış veriş yaparken ince eleyip sık dokuduklarını söyleyen Çorlu, “Pazar alışverişini genelde eşimle beraber yapıyoruz. Çok temkinli davrandığımı söyleyebilirim. Eskiden poşeti doldurup çıkıyorduk. Ama şuanda öyle bir şey yok. Aldığımız ürünleri ya sayılı alıyoruz ya da fiyatını birkaç kere kontrol ederek almaya çalışıyoruz. En uygununu bulmak için market market dolaşıyoruz. Mesela eskiden balık alıyorduk. Şimdi balık alma gibi bir şansımız yok. Et alırken çok cüzi bir et alıyoruz. Kıyma alırken eskiden bir kilo alıyorduk. Şimdi 300 gramı bile zor alabiliyoruz. Meyve ve sebzede alım gücümüz gerçekten çok düştü. Ancak kasaya gittiğimizde ya da alışveriş sepetine baktığımızda ne kadar tasarruf yapmaya çalışırsak çalışalım bunun yetmediğini görebiliyoruz. Açlık sınırında yaşam koşullarımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ölmedik ama yaşıyoruz da denemez bizim için” şeklinde konuştu. 
 
MA / Elif Çetiner