‘Sağlıkta dönüşüm, yıkım oldu’

img

ADANA - AKP'nin 16 yılık iktidarında uyguladığı sağlık politikalarını eleştiren SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, “AKP iktidarında, ‘ne kadar para o kadar sağlık’ anlayışı var edildi. Sağlıktaki dönüşüm, sağlıkta yıkım oldu” dedi.

AKP iktidara gelir gelmez “acil eylem planı” olarak açıkladığı 2003’ten itibaren uygulanmaya başladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” her kesimde rahatsızlık yaratmaya başladı. 2002'de 180 olan özel hastane sayısı bugün 500’ün üzerinde. Bu dönemde özel hastanelerin toplam içindeki payı 0.57 iken, bugün en az 10 kat artmış durumda. Özel hastanelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) aldıkları pay 2003'te yüzde 12 iken, bugün 4 katına çıkmış durumda. “Doktorun elini hastanın cebinden çıkaracağız”, “Hastanelerdeki kuyruğa son verdik”, “Sağlıkta çağ atladık” gibi söylemlerle propagandasını yaptığı sağlık alanı hızla özelleştirilmekte. Hastanın müşteri, hastanenin ise ticarethane olarak adlandırıldığı “şehir hastaneleri” hazine garantili hizmet veriyor.  
 
'PARÇA PARÇA ÖZELLEŞTİRİLDİ’
 
KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, 1980 li yıllardan itibaren özelleştirme programına alınan sağlığın 2002'den itibaren parça parça özelleştirildiğine dikkat çekti. 
 
Zaman içinde aile hekimliği ve genel sağlık sigortasına geçişlerle hastaneler iyice paralı hale gelirken, bugün halktan muayene ücreti ve 14 çeşit katkı katılım payı alınıyor. 
 
‘BİR DOKTOR 200 KİŞİYE BAKIYOR’ 
 
Yüksel, "Kamu hastane birlikleri ile karşılaştık. Çalışanlar için performansa dayalı ücretlendirme ile kamu çalışanları arasında rekabet başladı. Ekip hizmeti kayboldu. Sağlık hizmeti kışkırtıldı bir hasta yılda 10 defa sağlık işletmelerine müracaat etmeye başladı. Bir doktor günde 150-200 hasta muayene etmeye başladı” dedi.
 
'SGK HOLDİNG OLDU'
 
Bu sürede sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artığına dikkat çeken Yüksel, SGK'nin ise bir holding durumuna geldiğini ve sağlık giderlerinin gün geçtikçe arttığının altını çizdi. Yüksel, "Sağlık primi yetmedi, temel teminat paketi getirildi. Paket zamanla daraltıldı paketin karşılamadığı sağlık giderleri için özel sağlık sigortası getirildi. 14 çeşit katkı katılım payı ödemesi getirildi. Cepte ödemeler başladı. Hastalar bir nevi müşteri oldu. Bıçak parasını bir nevi devlet almaya başladı” diye belirtti.   
 
'ŞEHİR HASTANESİNE KALDI'
 
2004 yılında aile hekimliği için AKP hükümetinin Dünya Bankası'ndan 40 milyon euro kredi aldığını belirten Yüksel, “2005 yılında Düzce’de aile hekimliği pilot bölgesi olarak başladı. Aşılama gebe bebek takibi yapan salgın hastalıklarla mücadele eden sağlık ocakları kapatıldı. Sözleşmeli güvencesiz çalışma olan aile hekimliğine geçilerek sağlıkta özelleşmenin piyasaya açılmasının temelleri atıldı” dedi. "Sağlıkta Dönüşüm Programı" başarısızlığını 2017’de 696 sayılı KHK ile kapatmak istediğini vurgulayan Yüksel, şöyle dedi: “Sağlıkta teşkilat yasası eski haline dönüştürüldü. Bir cemaatin kadrolaşması söylenerek 10 bin üzerinde işe alınan idari kadrolar değiştirildi. Sağlık üç başlı olmuştu. Sistem yapboz tahtasına dönüşmüştü. Şimdi ikinci fazla geçtik. Sağlığımızı ipotek altına alan 25 yıl borçlandığımız kamu özel ortaklığı şehir hastanelerine kaldı."
 
'HASTANE TİCARETHANE'
 
"Hasta müşteri, hastane ticarethane, şehir hastaneleri ise alış veriş merkezine dönüştü” diyen Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı: "Yurttaşlar sağlık primini ödeyemez oldu. Prim borcu olan 4.2 milyon kişi var. Ödeme gücü olmayan 9.4 milyon kişi katkı katılım payları arttı. Alternatif sigortacılık arttı; GSS teminat paketi daraldı. Üniversite hastaneleri borç batağına girdi ameliyat yapamaz hallere düştü. 16 yıllık AKP iktidarlığında, ne kadar para o kadar sağlık anlayışı var edildi. AKP’nin sağlıktaki dönüşümü, resmen sağlıkta yıkım oldu.”