KESK: Emekçinin ihtiyacı savaş değil barıştır

img

İZMİR – KESK İzmir Şubeler Platformu, OHAL ve KHK’lere ilişkin yaptığı açıklamada, emekçinin ihtiyacının savaş değil barış olduğunu vurguladı. 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, OHAL ve KHK’lere ilişkin Konak ilçesinde bulunan Başbakanlık binası önünde basın açıklaması yaptı. Sivil toplum örgütlerinin de katıldığı açıklamada, “İhraçlarınıza, açığa almalarınıza, sürgün ve cezalarınıza teslim olmayacağız” pankartı açılırken, “OHAL kaldırılsın, KHK’ler geri çekilsin” ve “OHAL değil demokrasi” dövizleri taşındı. “KHK’ler gidecek biz kalacağız” ve “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları atan kamu emekçileri, bir süreliğine oturma eylemi gerçekleştirdi. Açıklamasını platform adına Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı ve Platform Dönem Sözcüsü Hasan Ali Kılıç yaptı.
 
‘DİRENMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
 
AKP hükümetinin hukuksuz KHK’leri ile 547 gündür işsiz olduklarını hatırlatan Kılıç, yıllarca verdikleri emeklerinin sonucunda elde ettikleri işlerinin gasp edildiğini dile getirdi. Tek adam rejimine ve baskılara boyun eğmeyenler olarak, alanlarda olduklarını ifade eden Kılıç, her türlü hukuksuzluğa karşı barış arayışından ve yaratılan zulme direnmekten vazgeçmeyecekleri belirtti. Kılıç, “Sosyal bir devletin en temel özelliği, emeğiyle geçinenlerin iş güvencesidir. Nüfusun dörtte üçünün ücret gelirleriyle geçindiği bir ülkede iş güvencesi OHAL döneminde tümüyle ortadan kaldırılmıştır” diye konuştu.
 
’50 KİŞİ İNTİHAR ETTİ’
 
Hiçbir somut delil olmadan 130 bin kamu çalışanın işlerinden edildiğini hatırlatan Kılıç, adil yargılama süreçlerinin de işletilmediğini söyledi. Bu süreçte 50’nin üzerinde emekçinin intihar ettiğinin altını çizen Kılıç, devletin iş güvencesinin teminatı olmasının aksine iş güvencesine karşı en büyük tehdit olduğunu belirtti. Kılıç, “OHAL iş güvencesinin yanı sıra işçilerin en temel haklarına da bir tehdittir. AKP Genel Başkanı, grevleri engellemek için OHAL’i kullandıklarını açıkça söylemiştir. Bu sözlere uygun olarak 2017 yılı boyunca beş grevi engelleyerek 25 bin işçinin hakkı gasp edilmiştir” ifadelerinde bulundu.
 
‘FABRİKALARININ SATIŞI TARIMA DARBEDİR’
 
İktidarın OHAL’i fırsata çevirme gayretini şeker fabrikalarını satışa sunmasıyla tekrar gösterdiğini sözlerine ekleyen Kılıç, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin 14 fabrikasının özelleştirilmek istendiğini söyledi. İktidarın güvenlikçi politikalar sonucu borç batağında olduğuna dikkat çeken Kılıç, bütçe açığını kapatma telaşıyla elde kalan son kurumları da sermayeye peşkeş çekme hazırlığının tamamlanmış olduğunu aktardı. KESK olarak, şeker fabrikalarının satışına sessiz kalmayacaklarını aktaran Kılıç, yapılmak istenen yağma ve talana karşı kararlı bir şekilde mücadele edeceklerini belirtti. Kılıç, şöyle devam etti: “Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmeleriyle yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan iktidar, uzun yıllardır gözünü diktiği şeker endüstrisini özelleştirmek için kararlı gözüküyor. Şeker fabrikalarının satılması tarım ve hayvancılığa darbe demektir. Şeker fabrikalarının satılması, işçi haklarının gaspıdır.” 
 
‘EMEKÇİLERİN İHTİYACI BARIŞ’
 
İktidarın, şimdiye kadar izlediği politikalarla Ortadoğu halklarının ihtiyacı olan barışı sağlamak gibi bir derdi olmadığının vurgulayan Kılıç, şöyle dedi: “İktidar, Türkiye’de ve Ortadoğu’da kan ve gözyaşıyla yoğurduğu ırkçı, ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi ve mezhepçi siyasetini sürdürmüştür. Bugün ise ülkemizi emperyalistler arasındaki egemenlik savaşının içine sürükleyen operasyonla daha büyük tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye halklarının, emekçilerinin ihtiyacı savaş değil, barıştadır. Bir arada kardeşçe yaşamdadır.” 
 
‘TESLİM ETMEYECEĞİZ’
 
Demokrasi ve barış için ilk şartın OHAL’in kaldırılması ve KHK’lerin iptal ettirilmesi olduğunu belirten Kılıç, KESK olarak geleceklerini ipotek altına almaya çalışan, hak, hukuk tanımayan adaletsiz düzene karşı olduklarını yineledi. OHAL rejimine karşı toplumun tüm kesimlerine ortak mücadele çağrısı yapan Kılıç, siyasi partilerle, demokratik kitle örgütleriyle, akademisyenlerle, gazetecilerle, sanatçılarla ve toplumun tüm renkleriyle bir araya geldiklerinde “Hayır” politikasını kazanarak neler yapabildiklerine tanıklık ettiklerini hatırlattı. Kılıç, şunları söyledi: “OHAL rejimine son vererek demokrasiyi kazanacak olan biziz. Laik, demokratik ve sosyal bir cumhuriyeti kendi kollarımızla, aklımızla, yüreğimizle inşa edecek olan bizi. Bu bilinçle OHAL değil, demokrasi, adalet ve barış istiyoruz. Emekçiler yüzyıllardır süren mücadeleler ile kazandığı haklarını ve özgürlüklerini OHAL’e, AKP’nin tek adam rejimine terk etmeyecektir. Demokrasi, barış, eşitlik, özgürlük ve laiklik için mücadeleyi büyüteceğiz.”