Eğitim Sen: Yeni sistem ile eğitim ticarileştirilip itibarsızlaştırıldı

img

ANKARA - Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, öğretmenler için getirilen Eğitimde Performans Değerlendirme Sistemi ile eğitimin ticarileştirildiğini ve itibarsızlaştırıldığını söyleyip, sendikalara ortak mücadele çağrısında bulundu.

 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenler için getirilen Eğitimde Performans Değerlendirme Sistemi’ne ilişkin basın toplantısı düzenledi. Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Ahmet Karagöz ve Ebru Yiğit ile birlikte Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, kamuda performans değerlendirmesine dayalı, esnek ve güvencesiz bir istihdam sistemi oluşturmanın iktidarın uzun suredir gündemini oluşturduğunu ifade etti.
 
Aydoğan, 9 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren "Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi”nde yer alan 15-19 arası eylem hedeflerinin, eğitimde performans değerlendirme uygulamasının amaçlarını ortaya çıkardığını belirtti.
 
Aydoğan, “Bu uygulamayla öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onların objektifliğini tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmek hedeflenmektedir” dedi.
 
‘GÜVENCESİZLİK ARTACAK’
 
Bu uygulama yönelik cevaplandırılması gereken sorular olduğunu vurgulayıp, “Eğitimde Performans Değerlendirme Sistemi nasıl uygulanacak?” diye soran Aydoğan, devamında şunlara değindi: “MEB'in hayata geçirmeye çalıştığı performans değerlendirme sisteminde öğretmenler, her yıl öğrenci, veli ve eğitim yöneticilerinin değerlendirmesi ile karşı karşıya kalacak. Güvencesiz olarak istihdam edilen sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmelerinin yenilenmesinde, eğitim yöneticileri atanmalarında, ek hizmet puanı verilmesinde, yurt dışı görevlerde, başarı belgesi alımında ve öğretmenlikte kariyer basamaklarında yükselmede performans değerlendirme sistemi kullanılacak. Performans değerlendirmesinden düşük not alan öğretmenler, hizmet içi eğitimlere katılıp, her yıl yapılacak olan sınava girecekler.”
 
 ‘EĞİTİM TİCARİLEŞİYOR’
 
Aydoğan, uygulama ile öğretmenlerin niteliğini arttırmak isteyen MEB’in niyetinin şüpheli olduğunu da ifade etti.
 
Eğitim sisteminde yaşanan çok yönlü sorunların, sistemin niteliğinin sorgulanır hale gelmesine neden olduğunu belirten Aydoğan, bu bozulmanın sorumlusu olarak öğretmenlerin gösterilerip, hedef alındığını ifade etti. Öğretmen yetiştirme ve atama sistemini, 'performans', 'rekabet', 'verimlilik', 'kariyer', 'kalite' vb. piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak isteyen MEB'in, piyasada faaliyet yürüten bir ticari işletme gibi hareket ettiğinin altını çizen Aydoğan, “İnsan kaynakları yönetimi anlayışını referans alan mevcut zihniyetle ne öğretmenlerin ne de eğitimin niteliğinin yükseltmesinin mümkün olmadığını” vurguladı.
 
Aydoğan, performans değerlendirme sistemi ile öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri arasındaki somut ilişkinin onların yaptıkları işi anlamlı bulmaları, mesleki özerkliğe sahip olmaları, okul ikliminin sağlıklı, özgür ve demokratik olmasına bağlı olduğunu da kaydetti. Aydoğan, “Bu temel özelliklerin olmadığı bir ortamda, eğitime ilişkin her soruna eğitim biliminin değil, iktidarın siyasal ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşan bir anlayışla öğretmenlerin ve eğitimin niteliğinin artmasını beklemek mümkün değildir” diye konuştu.
 
‘NEDEN MERKEZİ SINAV?’
 
Aydoğan, sorulması gereken bir diğer sorunun da “Neden merkezi sınav, neden bütün öğretmenler?” olduğunu dile getirdi. 
 
Aydoğan, devamında şunları söyledi: “MEB gerçekten öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini gözleyerek gereksinim duyulan gelişim alanlarını tespit etmek ve buna bağlı hizmet içi eğitim faaliyetleri planlamak istiyorsa tüm öğretmenleri sınava almasına gerek yoktur. Çok daha az sayıda öğretmenden oluşacak bir örneklem grubu ile aynı hedefe ulaşılabilir. Tüm öğretmenlerin yapılması planlanan merkezi sınava alınacak olmasının dolaysıyla ardında yatan asıl gerçeklik sınav ve buna bağlı olarak oluşacak performans notunun çeşitli alanlarda kullanılarak istenen rollere ve davranışlara sahip "Öğretmenin” oluşturulması hedeflenmektedir. Böylesi bir uygulama ile ne öğretmenlerin niteliğini arttırılması, ne de mesleki yeterliliklerin objektif olarak değerlendirilmesi söz konusudur.”
 
MEB'in performans değerlendirme sisteminde öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok ‘yüksek performans' üzerinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, okullarda herkesin birbirinin 'rakibi' olduğunu düşüncesinin gelişmesine ve iş barışının bozulmasına neden olacağını ifade eden Aydoğan, uygulamanın okullarda görev yapan eğitim emekçileri ve idareciler arasında bağımlılık oluşturacağını da kaydetti.
 
‘EĞİTİMDE YENİ ÇATIŞMALARA YOL AÇACAK’
 
"Kabullenen öğretmen rolü" ve "makbul öğretmen" kimliğinin yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini söyleyen Aydoğan, “Öğretmenlerin halkın değil, iktidarın çıkarlarına göre çalıştırılmasını gündeme getirecektir. Siyasi iktidarların bir bütün olarak sorumluluklarını göz ardı etmesi; eğitimdeki nitelik sorunlarını öğretmenler üzerinden tanımlaması; adeta faturayı onlara çıkarması da öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırarak özenilecek bir meslek olmaktan uzaklaştırmıştır. Öğretmenlere performans değerlendirmesi adi altında puan verilmesi ve bu puanların değerlendirme ölçütü olarak kullanılacak olması, eğitimde yeni çatışmaların ortaya çıkmasına neden olacaktır” dedi.
 
 ‘ASIL AMAÇ, GÜVENCESİZ İSTİHDAM OLUŞTURMAK’
 
MEB'in asıl hedefinin, öğretmenlerin performansını ölçmek bahanesiyle, eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak ve uzun vadede eğitim emekçilerinin sınırlı iş güvencesini ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren Aydoğan, “Öğretmenlik mesleğini daha da itibarsızlaştırması kaçınılmaz olan eğitimde performans değerlendirme uygulamasına karş ayrım gözetmeksizin bütün eğitim emekçileri ve örgütlü oldukları sendikalar ortak mücadele etmelidir. Tüm öğretmenlerin ve sendikalar buna karşı örgütlenmelidir. Biz Eğitim Sen olarak önümüzdeki hafta bu uygulamaya karşı tüm okullarda imza kampanyası başlatacağız” dedi.
 
ANTEP ŞUBESİ: SORUNLARI ARTIRIR 
 
MEB’in performans uygulamasına bir tepki de Eğitim Sen Antep Şubesi'nden geldi. Eğitim emekçileriyle birlikte şube binasında basın toplantısı yapan sendika başkanı Ali Ersönmez, uygulamanın eğitim sisteminde yeni sorunlar ortaya çıkaracağını belirtti. Bakanlığın performans uygulamasıyla öğretmenleri askeri disiplin altına almaya çalıştığını, bunun eğitimde kronikleşmiş sorunlara çözüm olmayacağını belirten Ersönmez, “Öğretmenlerin performansını ölçmek, eğitimde güvencesiz istihdam uygulamalarını yaygınlaştırmak, uzun vadede eğitim emekçilerinin sınırlı iş güvencesini tamamen ortadan kaldırmaktır. Performans değerlendirmesi bahanesiyle öğretmenleri öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirecek, öğrenciyi memnun edilecek müşteri, öğretmeni ‘satış görevlisi’, öğrencileri ve velileri ise birer ‘müşteri’ olarak gören piyasacı mantığı eğitim sürecinin her aşamasında meşrulaştıracak böylesi bir uygulama eğitimi kökten gerileteceği için kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.