657 sayılı kanun taşeronu işsiz bıraktı: Hükümet bile bile suça teşvik ediyor

img

MERSİN – Mersin belediyelerinin askıya astığı listelere göre, şu ana kadar 448 taşeron işçinin kadro başvurusu reddedildi. Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, liste dışı kalanların 3 gün içerisinde itiraz etmesi gerektiğini belirterek, “Hükümet bile bile bu işçileri suça teşvik ediyor” dedi. 

Hükümet tarafından taşerona “kadro müjdesi” verilmesinin ardından taşeron işçiler, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na göre değerlendirilmeye alındı. Mersin’de belediye işçilerinin, Belediye İktisadi Teşekküllerine alım çalışmaları başlarken, belediyeler bünyesinde kurulan komisyonlarca güvenlik soruşturmasına tabi tutulan işçilerden bazıları adli sicil engeline takılarak işinden oldu. 
 
İşçilerin kadro talebini değerlendiren komisyonların askıya astığı sonuçlara göre, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde 265 işçi, Toroslar Belediyesi’nde 58 işçi, Yenişehir Belediyesi’nde 13 işçi, Mut Belediyesi’nde 2 işçi, Silifke Belediyesi’nde 11 işçi, Tarsus Belediyesi’nde 21 işçi, Mezitli Belediyesi’nde ise 78 işçinin başvurusu “İhale personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamında değildir” gerekçesiyle reddedildi. Diğer belediyelerin de listelerini açıklaması bekleniyor.
 
‘GEÇMİŞİN BEDELİ ÖDETİLMEMELİ’
 
Devrimci İşçi Sendikası (DİSK) Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, OHAL kapsamında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile tartışmalı bir şekilde uygulamaya geçilen kadro düzenlemesinde geçmişe yönelik suçtan kaynaklı işçilerin liste dışı kalmaması gerektiğini belirtti. Geçmiş suçların bedelinin ödendiğini ifade eden Göksoy, “Örneğin Mezitli Belediyesi’nde 16 yıl çalışan bir arkadaşımız 38 yıl önce siyasi bir olaydan ceza almış. Cezaevine girmiş, bedelini ödemiş şimdi ise liste dışı kaldı. Kadroya geçişlerde işçilerden tepki geldi. ‘Kadroyu alsınlar başlarına çalsınlar. Elimizde olan işten olduk’ diyorlar. Kayıtsız şartsız bütün taşeron işçilere kadro verilmeli. Şartsız koşulsuz kadro verecekseniz. Sınava ve güvenlik soruşturmasına gerek yok. Bir işçi kardeşinin bir suçundan dolayı işinden edilecek” diyerek tepki gösterdi.
 
‘KADROYA GEÇMİYORUZ ŞİRKET DEĞİŞTİRİYORUZ’
 
Kadroya geçmediklerini sadece şirket değiştirdiklerinin altını çizen Göksoy, “A şirketi gitti yerine belediye şirketi geldi. Değişen bir şey yok. Sosyal haklarımızda, iş güvencemizde değişen bir şey olmadı. Biz işçilerin kaderini belediye başkanlarının ya da siyasi iktidarların iki dudağı arasında olmasını istemiyoruz. Biz belediye başkanı ve iktidar da değişse işçiler kadrolu, güvenceli işine devam etsin diyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘LİSTE DIŞI KALAN 3 GÜN İÇİNDE İTİRAZ ETMELİ’
 
Geçmişe dönük suçlardan dolayı liste dışı kalanlar için bir düzenleme getirilmediği takdirde bu yaşananları siyasi rant olarak göreceklerini vurgulayan Göksoy, şöyle dedi: “Bu durumda bir düzeltme olmasa siyasi kadrolaşma olarak göreceğiz. Geçmişe dönük hangi suçlar olursa olsun bir düzeltme yapılır ve liste dışı kalan bu işçiler işlerine devam ederse olumlu bir durum olur. Fakat böyle olmasa siyasi bir rant elde etme amacına dönerse DİSK olarak buna sesiz kalmayız. Ve diğer konfederasyonların sesiz kalmaması gerekiyor. Bu sorun işçi, emekçi sınıfının ortak sorunudur. Liste dışı kalanların 3 gün içerisinde itiraz etmesi gerekiyor. Bir milyon 50 bin insanın kadroya geçeğini söylüyorlar. Bunun çevresini hesapladığın zaman 6 milyona yakın insanı ilgilendiren bir meselede sendikalarla görüşmesi gerekirken Cumhurbaşkanı söylediği için bir hafta içerisinde alelacele geçişler yapıldı. O da yetmedi, Meclis’te bile görüşülmedi. Topluma kazanılmış işçilerin ekmeğinden olmaması için uğraşacağız. Bu bir şekilde toplumu ötekileştirmektir.” 
 
‘HÜKÜMET BİLE BİLE SUÇA TEŞVİK EDİYOR’
 
Kayyum atandığında işten atılan işçileri özel şirketlerin almadığını kaydeden Göksoy, “Hiçbir yerden işe alınmaması durumunda ne olacak bunlara? Hükümet bile bile bu işçileri suça teşvik ediyor. Zaten suçu olanları alıp yargılıyorsunuz. Geçmişe dönük suçlardan dolayı işten atılmaları kabul etmeyiz ve toplumda bunu kabul etmez. İnsan hakları evrensel bildirgesi var. Bu ülkenin Birleşmiş Milletler kararına atmış olduğu imza var. Türkiye hükümeti uluslararası imza attığı kurallara uymuyor. İşçilerimiz aileden birisi suç işlemişse ‘gittik’ diye düşünüyor. Ama bu durum böyle değildir. Suçlar bireyseldir. Ama işçilerin yakınlarının işlediği suçlar nedeniyle mağdur edilmesi düşüncesi kabul edilemez” diye konuştu.
 
‘HERKES BU MESELEYE SAHİP ÇIKMALI’
 
İşçilerin ekmeğine, aşına ve işine sahip çıkmak için alanlara çıkması gerektiğini belirten Göksoy, şöyle devam etti: “İşimizden ekmeğimizden olduğumuz zaman mücadele edeceğiz. Başka alternatifimiz yok. Biat etmeyeceğiz sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu sorun sadece devrimci işçi sendikaların sorunu değil, bu sorun Türk-İş, Hak-İş ve emekten yana bütün kurumların sorumluluğudur. Çünkü burada mağdur olan işçiler, emekçiler, yoksullar ve ezilenlerdir. Ve bunun bir kat daha katmerleşmesine kimsenin izin vermemesi gerekiyor. Herkes bu meseleye sahip çıkmalıdır.”