‘Şeker fabrikaları zarar etmiyor, daha fazla tatlandırıcı satacaklar’

img

BURDUR - Şeker fabrikalarının “zarar ediyorlar” denerek özelleştirilecek olmasının gerçeği yansıtmadığını belirten Şeker İş Burdur Şube Başkanı Mustafa Onay, özelleştirme ile beraber ABD firması Cargill’in Türkiye’de daha fazla tatlandırıcı madde satmasının önünün açılacağını söyledi. 

Türkiye’de bulunan 25 şeker fabrikasından 14’ü hükümetin “zarar ediyorlar” gerekçesi ile almış olduğu özelleştirme kararı sonrasında, ihale tarihleri verilecek özelleştirme işlemi başlatılacak. Şeker pancarı ve kamıştan şeker üretiminde dünyada 12’nci sırada olan Türkiye, şeker pancarı üretiminde ise dünyada 5’inci sırada yer alıyor. Türkiye’de yıllık katma değeri 3 milyar dolara ulaşan şeker sanayisinin özelleştirilmesinden; fabrikada çalışan işçilerin yanı sıra şeker pancarı ve şeker kamışı ile yan ürünlerinin üretimini yapan 250 bine yakın çiftçi ile birlikte en az bir milyon kişiyi dolaylı yoldan etkileyecek. 
 
Şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi gerektiğini belirten Türk-İş’e bağlı Şeker İş Sendikası Burdur Şubesi Başkanı Mustafa Onay, şeker fabrikalarının büyük kartellere satılmasından yana olmadıklarını, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) olduğu gibi işçilerle çiftçilerin içinde yer aldığı kooperatif tabanlı yönetim modelinden yana olduklarını söyledi. 
 
‘FABRİKALAR ZARAR ETMİYOR’
 
Özelleştirmesi yapılacak olan 14 fabrikadan birinin Burdur Şeker Fabrikası olduğunu belirten Onay, özelleştirme kararının alelacele alındığı ve yanlış olduğunu söyledi. Kısa süre önce Şeker Kurumu’nun kapatıldığını hatırlatan Onay, “Şeker Kurumu, Türkiye’deki üretilen şekerleri denetleyen, pancar kotaları ve şeker kotalarını ayarlayan, nişasta bazlı şeker kotalarını ayarlayan, dışarıdan gelen şekerlerin girişini kontrol eden bir kurumdu. Bunun kapatılması ile zaten şeker fabrikalarının belli bir bölümünün özelleştirileceği açığa çıkmıştı” dedi. Şeker fabrikalarının “Karlı olmadıkları” gerekçesiyle satılacaklarının söylendiğini aktaran Onay, “Gelip bu 14 şeker fabrikasının muhasebe ve finansman departmanları ziyaret edildiği zaman kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği ve gayet açık bir şekilde karlı oldukları görülecektir” diye konuştu. 
 
Burdur Şeker Fabrikasının kar edip etmediğini rahatlıkla açığa çıkarabileceğini belirten Onay, “Şeker yerli ve stratejik bir ürün. Cumhuriyet tarihi ile yaşıt fabrikalarda üretim yapılmaya çalışılıyor. Sosyal devlet olarak bu fabrikalar zarar da edebilir. Ancak teknoloji konusunda bu fabrikalar yenilendiği zaman fabrikaların zarar etmesi söz konusu olamaz. Çünkü şeker stratejik bir ürün her şeyden önce. Fabrikaların özelleştirilmesi ile üretici, nakliyeci ve dolaylı yoldan etkilenen herkes daha fazla zarar görecek” ifadelerini kullandı. 
 
‘ABD FİRMASI DAHA FAZLA ZARARLI TATLANDIRICI SATACAK’
 
Özelleştirme fikrinin belli kesimlere rant sağlamayı amaçladığını belirten Onay, “Burada şeker lobileri ve özellikle tatlandırıcı lobisinin etkisi söz konusu. Fabrikaların özelleştirilmesi durumunda ABD merkezli çok uluslu bir şirket olan Cargill firmasının Türkiye’de sağlığa zararlı olan tatlandırıcıları daha çok satmasının önü açılacak. Tatlandırıcılarla mücadele ediliyor belki ama halkımız bu konuda yeterli bilgiye sahip değil. Türkiye’de tatlandırıcı kullanımındaki kota olması gerekenden daha yüksek. Daha fazla tatlandırıcı kullanılması ülkede daha fazla sağlıksız bireylerin ortaya çıkmasına neden olacak. Tatlandırıcıların kullanımının yoğunlaşması durumunda şekerin piyasadan çekilme riski de söz konusu. Bugün araştırılacak olursa doğum yapacak annenin bebeğinin obez olduğu görülmekte. Belki bugün bu oran yüzde 1 ama tatlandırıcı kullanımı ile birlikte bu oranın yüzde 80’lere çıkmayacağının garantisi yok” dedi. 
 
‘5 YILDAN SONRASININ GARANTİSİ YOK’
 
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin ihale şartnamesinde işçilerin iş güvencelerinin 5 yıl boyunca garanti altına alınacağının ve 4/B statüsünde çalıştırılacaklarının garantisi verildiğini hatırlatan Onay, “Bu şartname ile bizim direncimiz kırılmak isteniyor. Ama 4/B’de açık yoksa ve personel ihtiyacı yoksa bu işçiler ne olacak. Yani herkesi istihdam etme gibi bir şansları olmayacak. 5 yıl istihdam garantisi veriliyor ama 5 yıl sonra ne olacak. Mevcut durumda 5 yıl içinde 4 bin 500 işçinin işsiz kalma riski de bulunuyor” diye konuştu. 
 
‘FABRİKALARIN YERİNE AVM VE REZİDANSLAR KURULACAK’
 
Üreticiler ve nakliyecilere sürecin doğru anlatılmadığını da aktaran Onay, “Burdur Şeker Fabrikası kentin içinde kalmış bir fabrika. İhale süreci tamamlandıktan sonra bu arazinin büyük bir bölümü kamu kurum ve kuruluşları tarafından hizmet binası yapılacak. Çalışma alanımız daraltılacak. Ve zamanla burası hurda haline getirilip içindeki önemli malzemeler sökülerek, buralarda AVM’ler, rezidanslar kurulacak. Yani Burdur için bakıldığında şeker fabrikası hükümetin belirlediği şekilde özelleştirilirse üretimine devam edemeyecek” dedi. 
 
‘KOOPERATİF TABANLI YÖNETİM MODELİ OLMALI’
 
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı alternatif sunduklarını da belirten Onay, alelacele bir özelleştirmeden ziyade 10 yıl geçiş süreci tanınarak, geçiş sürecinde tarım politikaları tekrardan gözden geçirilerek, stratejik ürünlere destek verilmesi gerektiğini söyledi. İnsan kaynağının güçlendirilmesi ve teknolojik değişimlerin yapılması gerektiğini belirten Onay, özelleştirme modeli olarak önerileri olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Avrupa ve ABD’deki özelleştirme yöntemleri örnek alınarak, üreticinin ve işçinin içinde yer aldığı devlet denetiminin içinde olduğu bir özelleştirme modeli olan kooperatif tabanlı yönetim modelli bir özelleştirmenin sağlanması gerekiyor. Şeker fabrikaları bu şekilde görevlerini yerine getirebilirler. Aksi takdirde 5 yıl içinde Türkiye’de özelleştirilen şeker fabrikaları çalışamaz duruma gelecektir.”
 
MA / Ahmet Kanbal