Atılan her bomba ve merminin faturası işçi ve emekçiye kesiliyor

img

İZMİR - DİSK İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Arif Yıldız, Türkiye’nin Efrin’e yönelik süren saldırılarında atılan her bir bombanın ve merminin faturasının işçi ve emekçilere kesildiğini söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Olağanüstü Hal’in (OHAL) 6 kez uzatılmasının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ve bağlı grupların Efrin’e yönelik giriştiği saldırılar nedeniyle savaşa ciddi bir kaynak aktarılmış durumda. Uzmanların, mevcut ekonomi göstergelerinin Türkiye’nin savaşı kaldıracak güçte olmadığı yönündeki uyarılarına rağmen sürdürülen bu savaş politikalarının etkilediği kesimlerin başında ise işçi ve emekçiler geliyor. Düşük ücret artışına karşın, hemen her gün yapılan zamlar nedeniyle yaşamlarını idame ettirmekte giderek zorluk çeken işçi ve emekçilerin üzerindeki yük, bu savaş harcamaları nedeniyle daha da artacak.
 
OHAL ve Efrin’e dönük saldırıların işçiler üzerindeki etkisini değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Arif Yıldız, iktidarın savaşla kendi varlığını sürdürmeye çalıştığını söyledi.
 
‘İŞÇİLER VERGİ REKORTMENİ’
 
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “OHAL sayesinde işçi grevlerini engelleyebildikleri” yönündeki açıklamasını hatırlatan Yıldız, bu açıklamanın iktidarın OHAL koşullarını işverenin talepleri doğrultusunda kullandığının itirafı olduğunu belirtti.
 
OHAL’in uzatılmasının gerekçesinin ülke içerisinde ve dışında sürdürülen savaş politikaları olduğunu vurgulayan Yıldız, bunun faturasının ise en çok işçi ve emekçiye kesileceğini ifade etti. Türkiye’de vergi rekortmenlerinin aslında işçiler olduğunu belirten Yıldız, “Temel tüketim maddesi olan her şeye yüzde 60-70 zam geldi. Bugün atılan her bombanın, merminin faturası işçilere, emekçilere yani bizlere kesiliyor” dedi.
 
Savaş diyenlere karşı, “inadına barışı” daha yüksek sesle haykırmak gerektiğini söyleyen Yıldız, “İşçiler ve emekçilerin bu ülkede daha barışçıl bir ortamda yaşayarak, evine ekmek götürmek gibi dertleri var. Bu konuda tavrımız nettir. Biz kesinlikle ve kesinlikle savaş istemiyoruz” diye konuştu.
 
‘ANTİ-DEMOKRATİK YASALAR OHAL'LE YASALAŞTI’
 
AKP iktidarının bugüne kadar Meclis’ten geçiremediği bütün anti-demokratik yasaları, OHAL ve savaşı bahane ederek KHK’ler ile yasallaştırdığına dikkat çeken Yıldız, Türkiye’de demokrasinin sadece “sözde” olduğunu dile getirdi. Yıldız, şunları belirtti: “Çıkılan kürsüye elini vurarak, ‘Ülkede demokrasi var, herkes rahatlıkla özgürce düşüncesini söyleyebilir’ anlayışı var ama gerçek bu değil aslında. Ülkede demokrasi yok. Çünkü bugün basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, 160’a yakın gazetecinin tutuklu olduğu bir ülkede, televizyonların, dergilerin, gazetelerin kapatıldığı bir yerde, yazarların tutuklandığı bir yerde kimse demokrasiden söz edemez. Bu işçi için de geçerli. Anayasanın 51’inci maddesi çok açık ve nettir. Herkes sendikaya üye olabilir. Anayasa net bir ifadeyle ortaya koysa da, işveren bunu ihlal eder ama işçi bununla ilgili mağdur olur. Bugün baktığımızda Türkiye’de fabrikaların önünde binlerce işçi sendikaya üye oldukları için işten atılmıştır.” 
 
‘İŞÇİNİN İTİRAZ ETME HAKKI YOK’
 
696 sayılı KHK ile getirilen “Taşeron düzenlemesini” de hatırlatan Yıldız, bu düzenleme ile işçilerin itiraz etme ve dava açma haklarının bile ellerinden alındığını söyledi. Yıldız, bugün ciddi anlamda bir işsizlik ordusu yaratıldığını da belirtti. 
 
Yıldız, “İşçi sadece dilekçeyle itiraz edecek ama bu dilekçenin verilmesinin ötesine geçmeyeceğini hepimiz de biliyoruz. İşçinin demokratik anlamda tepkisini, talebini sokakta gösterme hakkı yok, dava açma hakkı yok. Sadece dilekçe ile valiliğe itiraz etme hakkı var. Valiliklere baktığımız zaman bugün AKP il başkanı gibi çalışan valilikler var. Ve biz bunları çok iyi biliyoruz. Kim verecek bu mağdur olan işçilerin hakkını, hukukunu kim arayacak? İlk başta her şeyin başlıca sıkıntısı olan OHAL’in bir an önce kaldırılması ve herkesin gerçekten demokratik anlamda hakkını arayabilmesi, hukukunu arayıp bunun mücadelesini vermesi gerekiyor” dedi.
 
‘AKP’YE OY VERENLERİN BİLE GELECEĞİ YOK’
 
İşçilere birleşme çağırısında bulunan Yıldız, ancak birleşerek haklarını alabileceklerini belirtti. İktidarın kimseye danışmadığı KHK’lerle herkesin mağdur olduğunu dile getiren Yıldız, bu haksızlığa dur demenin vaktinin geldiğini kaydetti. 
 
Yıldız, “Biz kesinlikle işçi sınıfı olarak bu tür şeylere müsaade etmemeliyiz ve birlikte alanda ve sokakta bunun mücadelesini vermeliyiz. O yüzden dünden daha fazla yan yana gelmeliyiz. Dünden daha fazla birlik olmaya, daha fazla kardeş olmaya, sokakta daha fazla mücadele etmeye ihtiyacımız var. Çünkü bu ülkede artık AKP’ye oy vermiş bir bireyin dahi bir geleceği yok” dedi.