Havalimanı işçisi: İSG uzmanı 800 işçinin öldüğünü söyledi

img

İSTANBUL - Her iş cinayeti sonrası İSG uzmanlarının işçilerle toplantı yaptığını söyleyen 3’üncü havalimanı işçisi C.Ö, bir toplantıda İSG uzmanının “Bunları söylersem işimden olurum ama söylemek de zorundayım. Şimdiye kadar 800 işçi öldü” dediğini aktardı. 

İnşaatına 2015’te başlanan ve halen devam edilen 3’üncü havalimanı, beraberinde getirdiği doğa tahribatının yanı sıra sık sık iş cinayetleriyle gündeme geldi. İnşaatın başladığı günden bu yana 800 işçinin yaşamını yitirdiği iddia edilirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 27 işçinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Havalimanında 8 aydır çalışan C.Ö., yaşamını yitiren işçilerin sayısının 27 değil 800 olduğunu kaydetti. 
 
‘BUNU SÖYLERSEM İŞİMDEN OLURUM’
 
Her iş cinayeti yaşandığından İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uzmanlarının işçilerle toplantı aldığını belirten C.Ö., “8 aydır sayısız toplantılar adlılar bizimle. Bir toplantıda İSG uzmanı bezmişti artık. ‘Bunları söylersem işimden olurum ama söylemek de zorundayım. Şimdiye kadar 800 işçi öldü. Onun için güvenliğinize dikkat edin’ dedi. Konuşmasını telefonuma çekeceğim sırada ise çekim yapmama izin verilmedi” dedi.
 
‘CİNAYETLERİN SORUMLUSU DEVLETTİR’
 
Havalimanındaki ölümlerin diğer işçilerden saklandığını aktaran C.Ö., “İSG uzmanları aracılığıyla ancak ölümleri duyabiliyoruz. 800 işçinin ölümü çok acı bir tablodur. Bu katliamdır. Başka bir isim bulamıyorum. İSG uzmanları 15 dakika konuşup fotoğraf çekip gidiyorlar. Eğitimler de çok yetersiz” diye konuştu. “İş Sağlığı ve Güvenliği” isminin “İşçi Sağlığı ve Güvenliği” olması gerektiğini dile getiren C.Ö, “İş Sağlığı ve Güvenliği demek işvereni kollamak demektir. Şirketlerin İSG uzmanları şirketlere ceza kesemez. Bu cinayetlerin baş sorumlusu devlettir. Bu sistemi kuran devlettir. Ben değilim ki bana ceza kesiliyor. İş kazalarında kol kırılma vs. olduğu zaman ‘Aman ağabey düştüm de. İş kazası deme’ şeklindeki telkinleri yaşayan arkadaşlarım var. Bunlar İSG uzmanları tarafından örtbas ediliyor” ifadelerini kullandı.
 
‘DİNLENEMİYORUZ’
 
İşçilerin 3 bin kişilik bir yemekhanede 45 dakika sıra beklediğini vurgulayan C.Ö., “Verilen yemek molası zaten 45 dakikadır. Dolayısıyla işçileri ya yemeklerini yiyebiliyorlar ya da yiyemeden iş başı yapıyorlar” dedi. İşlerin bu kadar aceleye getirilmesinin iş cinayetlerini de beraberinde getirdiğinin altını çizen C.Ö., “20 metrekarede çalıştığımız alanları 40 metrekareye, 40 metrekare alanları da 60 metrekareye çıkarttılar. Ama ekip aynı ekip ve bu ekipten aynı iş gücünü istiyorlar” şeklinde konuştu. 
 
‘YEMEKHANEYE HAPSEDİLİYORUZ’
 
Hükümet yetkililerinin ara sıra havalimanı inşaatına yaptıkları ziyaretlere değinen C.Ö., “Ziyaretler sırasında terminalde hiçbir işçiyi göremiyorsunuz. Eğer işçi temsilcileri seçilecekse de kendi yandaşlarından başka bir işçiyi sokmuyorlar terminale. Bütün işçileri terminalin dışındaki yemekhaneye hapsediyorlar. ‘Buradan bir yere çıkmayacaksınız’ diyorlar. Çünkü işçilerin tepkilerinden korkuyorlar” diye belirtti. 
 
‘SOSYAL TESİSLERDE İŞÇİ YOK’
 
Anadolu Ajansı’nın havalimanı inşaatını yapan firmalardan olan İGA şirketinin “Üçüncü havalimanı çalışanlarına şehir yaşamını aratmıyor” şeklinde yaptığı habere de tepki gösteren C.Ö., bahsi geçen sosyal tesislerin hiçbirinde işçilerin olmadığını, beyaz baretlilerin (yöneticiler, ziyaretçiler ve teknik personel, mimar, mühendis, tekniker) olduğunu söyledi. 
 
‘YABANCI İŞÇİLER ARTTI’
 
Havalimanı inşaatındaki yabancı işçi sayısındaki artışa da dikkat çeken C.Ö., “Yabancı işçileri bize karşı tehdit olarak kullanıyorlar. Yabancı işçi arkadaşların kimseleri olmadığı için iş cinayetlerinde de duyulmayacaklar. ‘Nasıl olsa bunu onların ölümlerini bir şekilde örtbas ederiz’ diyorlar. Yani bunlar sopanın iki tarafını da kullanıyorlar. Bir de yabancı işçiler, buradaki işçilerden daha az paraya çalıştırılıyorlar” diye ifade etti. 
 
İş cinayetlerinin sendikal mücadeleyle azalabileceğini kaydeden C.Ö., insani çalışma koşullarının yaratılması için mücadele edeceklerini vurguladı.
 
MA / Muhammet Doğru