'Hayvan haklarını odağına alan bir yasa çıkartılmalı'

img

İZMİR - Meclis Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı taslağı değerlendiren HAYTAP yöneticilerinden Şule Baylan, hayvan haklarıyla ilgili mevcut yasanın değiştirilmesi ve hayvan haklarını odağına alan bir yasa çıkartılmasını istedi. 

Meclis Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yel, hazırladıkları Hayvan Hakları Kanun Teklifi'nin Nisan ayında Meclis'e geleceğini açıkladı. Komisyonun hazırladığı 36 maddelik kanun teklifinde Hayvanları Koruma Kanunu'nun, Hayvan Hakları Kanunu olarak değişmesi, hayvanlara yönelik kötü muamelenin ve istismarın suç kapsamına alınması ve faytonların yasaklanması da yer alıyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir temsilcilerinden Şule Baylan, Hayvan Hakları Komisyonu’nun yasal değişikliklere ilişkin önerilerini değerlendirdi. Hayvanlara yapılan kötü muamele ve cezaların etkisiz kaldığını belirten Baylan, mevcut 5199 sayılı yasanın değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Komisyonun yıllardır yasalardaki bir takım sorunların çözümü için çeşitli taslaklar hazırladığını ancak komisyondan çıkan önerilerin mecliste sadece dilek ve temenniler içerisinde değerlendirildiğini ifade eden Baylan, bu nedenle komisyonun söz ettiği kararların bir değeri olmadığını ve yıllardır hayvanların korunması için ne gibi düzenlemelerin yapılmasını ifade ettiklerini söyledi. 
 
Baylan, "Hayvanlara yapılan eziyetin kabahatler kanunundan çıkarılıp, Türk Ceza Kanuna geçirilmesi yönündeki talebimiz aslında çok basit bir talep, kolayca değişiklik yapılabilir olmasına rağmen yasa düzenleyicileri bu talebimizi yerine getirmemekte ısrarlı davranıyorlar” dedi. 
 
‘TÜM CANLILARIN HAKLARI TEMİNAT ALTINA ALINMALI’
 
Platform olarak 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na dair yasa değişikliği önerisinde bulunduklarını hatırlatan Baylan, “Bu çalışma ve kanun teklifi ile hayvanların haklarının güvence altına alınması ve yasanın özellikle Kabahatler Hukuku kapsamından çıkması amaçlanmaktadır. Yasanın özü savunmasız tüm canlıların doğasından kaynaklanan yaşamsal, bedensel ve özgürlük haklarının korunarak yasal teminat altına alınmasıdır. Bu sebeple yasanın adındaki koruma ifadesinin korunması, yasanın adına hayvan hakları ifadesi eklenmesi yasanın tüm ruhunu yansıtacak bir ada sahip olmasını sağlayacaktır. Öncelikle hayvanların yaşam hakları yasada kendisini bulmalı, bu hakkı tanımlaması ve yasanın adının da Hayvan Hakları Yasası şeklinde yeniden düzenlenmelidir” diye konuştu. 
 
‘YASA HAYVANI MAL OLARAK GÖRMEMELİ’
 
Ankara’da 16 köpeğin zehirlenerek öldürülmesiyle ilgili açılan davada sanıklara 10'ar yıl ceza verilmesini de değerlendiren Baylan, yasada hayvan sahipli ise "mal" olarak geçtiğini ve sanığın da "mala zarar vermekten" yargılandığını Ankara'dakilerin de hayvana zarar vermekten ceza almadıklarını söyledi. 
 
'YASADA SORUMLULUKLARIN UCU AÇIK'
 
Belediyelerin 5199 sayılı yasayla belirlenmiş hayvanlara bakımevi açmak, kısırlaştırmak, aşılamak, beslenmelerini sağlamak gibi bir takım yükümlülükleri olduğunu ifade eden Baylan, yasanın sorumlulukların ucunu açık bıraktığına da dikkat çekti. 
 
Türkiye’deki yasalarda özellikle kedi ve köpekler için kısırlaştırma politikasının olmadığını belirten Baylan, “Bakanlığın çıkardığı yasada üretim durmamış, mahalleden 100 köpek toplasan, ardından 200 tane köpek doğuyor. Bir dişi köpek 10 yılda yaklaşık 64 bin köpek doğurabiliyor. Kısırlaştırma politikası bu yüzden çok önemli” ifadesinde bulundu.  
 
‘ÜRETİM ÇİFTLİKLERİNİN SATIŞI DURDURULSUN’
 
Hayvan hakları konusunda çok vahim ihlallerin yaşandığına dikkat çeken Baylan, “Üretim çiftlikleri diye bir sorunumuz var. Bugün sosyal medyada merdiven altı pek çok üretim çiftlikleri var. Oysa devlet bunları çok rahat önleyebilir. Devlet hızlı bir şekilde bu üretim çiftliklerinin satışlarını durdurmalı, satış yapan kişileri cezalandırmalı. Devlet isterse bu ülkede herkesin uyacağı bir hayvan hakları sistemi kurulabilir” diye konuştu. 
 
Fayton atlarıyla ilgili ciddi bir mücadele verdiklerini ve kısmen başarılı olduklarını hatırlatan Baylan, hayvan haklarına ilişkin verilen mücadele karşısında ciddi bir rant sisteminin olduğunu söyledi. Baylan, “Faytoncular, avcı lobileri, deve güreştirenler büyük rantçı gruplar bunlar. Yıllardır başta bu rantçılara ve devlete ‘hayatı öldürmeyin’ diyoruz. Bizler bu hayatı hayvanlarıyla, doğasıyla, kültürüyle yaşamak ve çocuklarımıza da böyle bir yaşamı gelecek olarak vermek istiyoruz” diye belirtti. 
 
‘HAYTAP KURUMLARI ÇALIŞTIRMAYI HEDEFLİYOR’
 
HAYTAP olarak önceliklerinin yerel ve idari kurumları çalıştırmak olduğunu aktaran Balan, “Kurumlara görevlerini hatırlatarak, sorunların çözümleri için yönlendirmeye çalışıyoruz. Diğer önceliğimiz de halkı bilinçlendirmek. Bunu kamu spotlarımızla, kültürel etkinliklerimizle, yerel yönetimlerle beraber yaptığımız kimi çalışmalarla yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak çalışmamızla okullarda eğitim veriyoruz. Bu çalışmalarımızın, toplumun hayvan hakları konusunda ciddi bir bilince ulaşmasında faydalı olduğunu söyleyebilirim” diye ifade etti. 
 
MA / Sevda Aydın