İzmir’de 511 parsel arazi kamulaştırıldı: Danıştay’a başvuru çağrısı

img

İZMİR - EGEÇEP Eş Sözcüsü Alime Yalçın Mitap, İzmir’de 511 parsel arazinin kamulaştırılmasının rant ve hukuksuzluğun geldiği noktanın göstergesi olduğunu söyledi. Avukat Arif Ali Cangı ise mülk sahiplerine karara karşı iptal davası açma çağrısında bulundu.

 
Cumhurbaşkanlığı, İzmir’in Çeşme ilçesinin Alaçatı Mahallesi ile Urla ilçesinin Zeytineli Mahallesi’nde yer alan “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” kapsamındaki 511 parsel arazi, 25 Ocak’ta “Turizm yatırımları” gerekçesiyle kamulaştırıldı. Arazi hakkında, Hazine adına Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Acele kamulaştırılma” kararı verildi. 
 
Kararla, DİSK ve Genel-İş Sendikası’nın eski Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve arkadaşları tarafından işçilerin kullanımı için 1975 yılında DİSK/Genel-İş Sendikasına kazandırılan İzmir Urla Zeytineli köyü Böğürtlen mevkiindeki denize sıfır 68 dönümlük arazi de kamulaştırıldı. 
 
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Alime Yalçın Mitap ve EGEÇEP Hukuk Kurulu üyesi avukat Arif Ali Cangı, kamulaştırma kararına tepki gösterdi. 
 
Kararın kamu yararına olmadığını belirten EGEÇEP Eş Sözcüsü Alime Yalçın Mitap, “Gerek Genel İş Sendikası’nın, gerekse bölge halkının gayrimenkulleriyle ilgili bu karar, rant ve hukuksuzluğun ne boyuta geldiğini göstermektedir. Rant amacıyla doğaya saldırıda, en temel anayasal hakların bile göz ardı edildiği bir noktaya gelinmiştir” dedi. 
 
EGEÇEP’in 2007 yılından bu yana Çeşme yarımadasına yönelik uygulamalara karşı yürüttüğü mücadeleye dikkat çeken Mitap, mülk sahiplerinin 1 ay içerisinde karara iptal edilmesine yönelik itiraz başvurusunda bulunması gerektiğini söyledi. 
 
KAMU YARARI YOK
 
EGEÇEP Hukuk Kurulu üyesi avukat Arif Ali Cangı, son 20 yıldır doğanın rant amacıyla şirketlere peşkeş çekilmesine yönelik politikaların yürütüldüğünü belirterek, son kararında bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin ve kamu yararının olmadığının altını çizdi. 
 
Kararın Çeşme açısından, “Saldırıların son aşaması” olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Cangı, “1990’lı yıllarda Çeşme yarımadası bütünüyle 1. derece Doğal Sit Alanı ilan edilmişti. Sırf böylesi yağma ve talanın önüne geçmek için bu önlem alındı. Fakat zamanla koruma dereceleri yavaş yavaş düşürüldü. Daha sonra ‘Tabiat Varlıklarının Korunması’, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları’nın görev alanından çıkarılarak, Çevre Bakanlığı’na bağlı bir komisyona devredildi. Bu komisyon da tüm Doğal Sit Alanlarını yeniden derecelendirmeye başladı. Bu kapsamda Çeşme yarımadasında da pek çok 1. derece Doğal Sit Alanının derecesi düşürüldü. Bu alanlar yapılaşmaya açılmış oldu. Körfez Geçiş Projesi de yarımadaya yönelik saldırının bir parçasıydı. Neyse ki EGEÇEP, TMMOB İKK ve Doğa Derneği’nce dava açılarak, projenin iptal edilmesi sağlandı” diye belirtti
 
MÜLK SAHİPLERİ İPTAL DAVASI AÇMALI
 
Özel mülklerle birlikte büyük kamu arazilerinin de tahsis edilmesinin söz konusu olduğu uyarısında bulunan Cangı, EGEÇEP’in 2007’de Çeşme yarımadasında yapılan turizm tahsisleri hakkında çok sayıda iptal davası açtığını ve birçok davanın kazanıldığını anımsattı. 
 
Cangı, mülk sahiplerinin kararın iptal edilmesi için bir ay içerisinde Danıştay’a başvuruda bulunması gerektiğini söyledi. 
 
MA / Sevda Aydın