Çoğulhan 35 yıldır Çernobil’i yaşıyor

img

MARAŞ - Elbistan Çoğulhan’daki A Termik Santrali, “1 Ocak’a kadar filtre takma zorunluluğu” kararından hemen sonra filtresiz üretimini tam kapasite artırdı. İnsanların yüzde 90’ının akciğer kanserinden öldüğü bölge için “Türkiye’nin Çernobil’i” deniliyor. 

 
Termik santral bacalarına filtre takılmasını 2,5 yıl erteleyen yasa, önce AKP-MHP’nin oylarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) geçti. Daha sonra tepkiler üzerine yasa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından veto edildi ve 1 Ocak tarihine kadar filtre takma zorunluluğu getirildi. Bu santrallerden biri olan Maraş’ın Elbistan ilçesindeki Çelikler Holding’e ait A Termik Santrali, yasanın veto edilmesinin ardından üretimi arttırarak, tam kapasite çalışır hale getirildi. Bölgeye günlük 70 bin ton kül savrulmasına yol açan santral, en çok da yanı başındaki Çoğulhan Mahallesi’ni etkiliyor. Çevresindeki mahalleleri ve Afşin ile Elbistan’ın havasını zehirleyen santralden dolayı çevre köylerde yaşayan yurttaşların büyük çoğunluğunun akciğer kanserine yakalanarak hayatını kaybettiği belirtiliyor.
 
Devletin özelleştirmesiyle özel firma tarafından çalıştırılmaya başlanan A Termik Santralin kural tanımadığını belirten yurttaşlar, şirketin 31 Aralık’a kadar aşırı kar elde etmek amacıyla üretimi tam kapasiteye çıkardığını kaydetti. 
 
35 YILDIR ÇERNOBİL!
 
AEX isminde bacaya giden gazı ve külü kısmen temizlemeye yarayan bir sistemin santralde mevcut olmasına rağmen çalıştırılmadığını aktaran termik santralin eski çalışanı Ahmet Tatar, sistemin fazla enerji tüketmesinden dolayı çalıştırılmadığını söyledi. Bu konuyla ilgili müdürlerle tartıştığı için işten çıkarıldığını kaydeden Tatar, şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı’nın filtre takılmamasına dair yasayı veto etmesinin ardından bir sonraki gün ekmek almak için dışarı çıktığımda üzerimize kül yağıyordu. Resmen Cumhurbaşkanı’na ceza kesiyorlar. Bize değil, devlete ceza kesiyorlar. Zaten şuanda kolluk kuvvetleri hep arkalarındadır. En ufak bir şeyde nizamiyeye asker geliyor. Yetkililer ‘dur’ demezse artık biz ‘dur’ diyeceğiz. Çünkü çoluk çocuk hepsi evde hastadır. Hep nefes darlığı, solunum sıkıntısı çekiyoruz. Özel firma daha fazla kar etmek için külü daha da fazla çıkarmaya çalışıyor. Kimsenin umurunda değiliz. Üzerimize ölü toprağı atmışlar. Bizim yaşama hakkımız elimizden alınıyor. Bu bölgede insanların yüzde 90’ı akciğer kanserinden ölüyor. Bölgede tarımda yapılamıyor. Biz 35 yıldır Çernobil’i adeta yaşıyoruz. Türkiye’nin Çernobil’i de Elbistan’ın Çoğulhan Mahallesi’dir.”
 
HER GÜN BİR CENAZE 
 
Bölgede faaliyet gösteren santrallerin çevreye verdiği zarara ve yeni kurulmak istenen termik santrallere karşı mücadele için kurulan Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu gönüllüsü Mehmet Dalkanat ise, Termik A Santralinin 1970’li yılların teknolojisiyle inşa edildiğini ve kül tutma filtresinin olduğunu, ancak gaz filtresinin olmadığını dile getirdi. Santralin 1984 yılından beridir bölgeye sülfürdioksit, kükürdioksit ve karbondioksit yaydığını anlatan Dalkanat, “Bu gazlar yaklaşık 100 kilometrekarelik bir alana yayılabiliyor. Ancak bacalardan bırakılan kül 4 veya 5 kilometre bir çevrede toprağa dökülüyor. Kül çevrede her şeyi olumsuz etkiliyor. O yıllarda toplumumuz bilince sahip olmadığı için burayı bir gelir kaynağı olarak gördüler. Hatta kutlamalar yaptılar. Ancak 35 yıl sonra gördüler ki sadece insan hayatını değil bütün bir hayatı olduğu gibi yok ediyor. Çoğulhan’da artık kanser olmayan yok. Sadece Çoğulhan değil Alemdar, Berçenek ve Altunelma köyleri yakından etkileniyor. Elbistan ve Afşin merkez de her gün bir cenaze kanserden kalkıyor. Artık bu bölgenin insanının kanseri marka olmuş. Ankara’ya hastalar gittiğinde röntgenlerini gören doktorlar, ‘Bu Elbistan ciğeri, Afşin böbreği’ diyor. Bu kadar zarara rağmen bölgeye yeni santraller daha yapılmak isteniyor. 2 yıl sonra burada yaşayan halkın büyük çoğunluğunu yaşıyor olarak göremeyebilirsiniz” ifadelerini kullandı. 
 
‘FİLTRE TAKILSIN’
 
Termik santralin yanı başındaki evinde yaşama mücadelesi veren Ayşe Sümbül, yıllardır termik santralin külünü yediklerini söyledi. Sebze kurutamadığını, çamaşır seremediğini ve halı yıkayamadığını söyleyen Sümbül, “Hem bant yolunun hem de santralin külünü yiyorum. Eşim hasta, gücümüz yok ki başka yere taşınalım. Bize bir çözüm bulsunlar. Köyde kanser olmayan kimse kalmadı. Hep kanserden ölüyorlar. Ben de astım hastasıyım. Doktora gitmekten emekli maaşından hiçbir şey kalmıyor. Hepsi kesiliyor. Ya filtre takılsın ya da köy taşınsın. Burada yaşayan binlerce insanın canı umursanmıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal hemşerimiz, ancak bize hiçbir faydası yok. Zaten kendi köyüne de faydası yok ki bize faydası olsun” dedi. 
 
‘NE VURURSAK O KARDIR’
 
Termik santralin hiçbir şekilde kurallara uymadığını ifade eden mahalle sakini Mevlüt Özer ise, Elbistan ve Afşin bölgesinin hepsinin tehlike altında olduğunu söyledi. 35 yıllık A Termik Santralinin tam kapasite çalışmasının kurallara aykırı olduğuna dikkat çeken Özer, “Bir patlama olursa bu memleket hepten biter. Ben bunu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’a da söyledim. Kendisine anlattım. O da bana ‘Köyü kaldıracağız, santral kurallara uyacak’ dedi. Ancak hiçbir netice alamadık. Bugün Çelikler Holding ‘Ne vurursak o kardır’ diyerek, ayın 31’ine kadar tam kapasite çalışıyor. Ben Türkiye’deki tüm santrallerde çalıştım. Bugün en uygunsuz çalışan santral Elbistan A Termik Santralidir. Soma, Yatağan, Orhaneli ve Çatalağzı’nda çalıştım. Hükümet Müslüman ülkelerine yapılan zulme ses çıkarıyor, ancak bugün en büyük zulüm bize yapılıyor. Hükümet önce Elbistan’ı görsün” diye konuştu. 
 
SANTRAL ÇEVREYE MUTLAK ZARARLI
 
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’nun avukatı Özgür Çıkın da, bölgede kurulmak istenen yeni termik santrallere Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu verilmesi durumunda, konuyu yargıya taşıdıklarını söyledi. Çıkın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbistan Akbayır’da Diler Enerji tarafından yapılmak istenen termik santral için olumlu verilen ÇED raporunun iptali için mahkemeye dava açtık. Mahkeme keşif yaptı. Bilirkişi heyeti raporunu düzenledi. Heyet santralin herhangi bir kamu yararı taşımadığını ve çevreye zarar vereceğini tespit etti. Yeni teknolojiye göre yatakta kömür çıkarılırken filtre edilmeye başlanıyor. Buna da akışkan yatak teknolojisi deniyor. Ortaya çıkan gaz iki farklı filtreden geçilerek atmosfere bırakılıyor. Buna rağmen yüzde 99 oranında filtre edilse bile ciddi miktarda ortaya bir karbon salınımı çıkıyor. Bunların hepsi raporda yer aldı. Ayrıca hava kirliliğinin yanı sıra santralin bölgeyi susuzlaştıracağı da raporda yer aldı. Çünkü santral ciddi miktarda soğutma suyuna ihtiyaç duyuyor. Sonuçta suyu da yer altından çekecek. Mahkeme bu sebeple ÇED raporunu olumlu bulmayarak iptal etti. Önümüzde Danıştay süreci var. Danıştay kararı onarsa şu kesinleşmiş olacak. Burada yapılacak bir termik santralin ne kadar son teknoloji ürünü de olsa projede öngörülen filtre sistemleri çalıştırılsa bile çevreye mutlak olarak zarar verdiği kesinleşmiş olacak.”
 
A Termik Santralinin yasa gereği 31 Aralık tarihine kadar filtresini takması gerektiğinin altını çizen Çıkın, 31 Aralık’a kadar filtre takılmaması durumunda 1 Ocak itibariyle santralin lisansının iptal edilmesi için bakanlığa müracaat edeceklerini söyledi. 
 
MA / Muhamed Abdulkadir Esen