Kaz Dağları’nda 21 yıldır katliam sürüyor: Sırada Ağı Dağı var

img

BALIKESİR - Kaz Dağları ve çevresinde doğa katliamına neden olan projeler, 1998 yılından bu yana sürüyor. Bölgede şu an ruhsatlı 29 maden projesi bulunuyor. İda Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül, Kaz Dağları’ndan sonra sıranın Ağı Dağı’na geleceğini söyledi. 

Kanadalı şirket Alamos Gold’un Kaz Dağları’nda doğa katliamı sürüyor. Doğa katliamına karşı 26 Temmuz’da başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti de Türkiye’nin dört bir yanından gelen doğaseverlerce devam ediyor.
 
Kaz Dağları’ndaki doğa katliamı 1998 yılında Çanakkale’nin Çan ilçesinde kurulan 18 Mart Termik Santral ile başladı. Bütün Biga Yarımadası’nın ekosistemini oluşturan Kaz Dağları’na büyük tehdit de çevrede kurulan termik santralleriyle başlamış oldu. Uzmanların söylediğine göre, doğrudan kuzey rüzgarı alan Kaz Dağları’na termik santrallerden çıkan kükürtdioksit yayılıyor.
 
AKTİF 5 TERMİK SANTRAL
 
Şuanda 2’si Çan’da olmak üzere 5 tane termik santral aktif olarak çalışıyor. Bu santrallerin isimleri şöyle: Çan 2 Termik Santrali, Çan 18 Mart Termik Santrali, Cenal Karabiga Termik Santrali, İÇDAŞ Biga Termik Santrali, İÇDAŞ Bekirli Termik Santrali.
 
İLK MADEN İŞLETMESİ 
 
Kaz Dağlar’na ilk tahribat, fosil kullanan enerji üretimlerine yapılan yatırımlarla başladı ve metalik madencilikle devam ediyor. 2004 yılında fizibilitesi başlayan ilk maden işletmesi Çanakkale’nin Lapseki ilçesine bağlı Şahinli ve Kocabaşlar köyleri mevkiinde yer alan Lapseki Altın ve Gümüş Madeni ve Zenginleştirme Projesi oldu. 2017 yılında işletmeye alınan maden, Batı Anadolu TÜMAD Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından işletiliyor. Burası, Çanakkale’de aktif olan tek altın madeni işletmesi. Aynı şirket, Balıkesir’deki İvrindi Altın ve Gümüş Madeni’nin işletmesine de sahip.
 
30 PROJE DAHA VAR
 
Kaz Dağları ve çevresinde doğa katliamına neden olacak arama ruhsatları da dahil olmak üzere 30 maden projesi daha var. Bunlardan “ÇED olumlu” kararı almış 6 proje ise şunlar: Kanadalı Alamos Gold’un sahibi olduğu Kirazlı Altın Madeni ve Ağı Dağı Altın Madeni, Terziler Serçiler Köyü Mevkii Altın Madeni, Gökmusa Köyü Altın Madeni, Kubaşlar Altın Madeni ile ESAN Altın ve Gümüş Madeni.
 
BALABAN’DAN SONRA AĞI DAĞI
 
Alamos Gold’un Kaz Dağları’ndaki doğa katliamına karşı tepkiler devam ederken, metalik madencilik çalışmaları sırasında yaşanan ve cevherin işletim sırasında yaşanacak doğa ve yaşamsal tahribatları İda Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül anlattı. Şirketin ilk tahribatının 200 bin ağaç keserek başladığını ifade eden Akgül, ağaç kesiminin devam ettiği Balaban Tepesi’ni göstererek,  “575 metre civarında bir tepe.  Onun içinde 26 milyon ton gümüşle birlikte altın barındıran kayaç var.  Oraya ulaşana kadar da 46 milyon ton kübaj yani kazı yapacaklar. Patlatacaklar dağı ve altından da 26 milyon ton cevherli kayayı çıkaracaklar. Kayayı kırma, eleme işlemine tabi tutacaklar ve siyanürle yıkama işlemli başlayacak.  Yıkamanın ardından cevherden geriye kalanı alıp atık çukurlarına koyacaklar.  Bu tepede tespit edilmiş 514 bin ons altın var.  Siyanürle işlem kendi takvimlerine göre 2020-2021 sezonunda ilk üretimi yapacaklar” bilgilerini verdi.
 
Aynı şirketin asıl büyük projesinin Kirazlı’nın arkasında Çan ve Bayramiç ilçe sınırlarının kesiştiği noktada yer alan Ağı Dağı’nda olduğunu ifade eden Akgül, şunları söyledi: “Ağı Dağı 960 metre yükseklikte ve çok uzun bir dağ.  Burada da tespit edilen 1 milyon 150 bin ons var. Bu projenin de ÇED raporları tamam.  Şimdi küçük yerden Balaban’dan girdiler.  Burası bir eşiktir. Burasını atlatırlarsa önleri tamamen açılıyor. Şuanda kesilen ağaç kesilecek ağacın 20’de biridir. Sadece bu şirketin elinde bulunan sahanın tamamı 34 bin 500 dekardır ve buranın yüzde 98’i orman. Kesecekleri 4 milyon ağaç var.”
 
SU VE VİCDAN MÜCADELESİ
 
Doğa katliamlarına karşı yıllardır mücadele verdiklerini belirten Akgül, “Kaz Dağları’nı korumak için 70 tane dava takip ediyoruz. Çanakkale’de hiç yaşamamış ve yaşamayacak insanlar geleceği ille ilgili kararlar veriyor. İtiraz noktası tam da burada” şeklinde konuştu. Masa başında atılan imzayla 200 bin insanın geleceğinin belirlendiğini kaydeden Akgül, “Bizim itirazımız buna, şuan verdiğimiz mücadele su ve vicdan mücadelesidir. Mücadeleyi buradan, devam eden diğer doğa katliamlarına taşıyacağız” dedi.
 
MA / Zemo Ağgöz