‘Hasankeyf için henüz geç değil’

img
İZMİR - Hasankeyf’i kurtarmak için henüz geç olmadığını söyleyenlerin sesine kulak verilmesi gerektiğini belirten HDK ve HDP, “Bu projeye karşı durmak, her insanın sorumluluğudur” dedi. 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Ekoloji Komisyonu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, Hasankeyf’in sular altında bırakılmak istenmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi. İl binasında yapılan toplantı salonuna, “Hasankeyf’e dokunma, Dicle özgür aksın” yazılı pankart asıldı. 
 
Toplantıya, 78’liler Derneği üyeleri de destek verdi. 
 
‘MİLYONLARCA CANLI ÖLECEK’ 
 
HDK Yürütme Kurulu Üyesi Erol Çırak,  12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin, ömrü 50 yıl olan Ilısu Baraj projesiyle sular altına kalma tehlikesi taşıdığını belirtti. Resmi açıklamalara göre; 1 Temmuz’da Hasankeyf’in sular altında kalacağını anımsatan Çırak, “Canlı bir varlık olan Dicle Nehri, kendi sularında boğulacak. Milyonlarca canlı ölecek. Yine tarihi kent Hasankeyf ve eş değer tarihi kalıntılara sahip 300’ün üstünde, daha kazıları bile tamamlanmamış höyük, 200 yerleşim yeri sular altında kalarak 75 bin insan evlerinden yurtlarından göç etmek zorunda kalacak” ifadelerine yer verdi. 
 
‘PROJEDEN VAZGEÇİLMELİ’ 
 
Sadece tarihi mirasın yok olamayacağını, aynı zamanda 20 endemik bitki türü ve 4 balık türünün yanı sıra 10 kuş türünün de tamamen yok olacağına dikkat çeken Çırak, “Bu projeye karşı durmak, her insanın sorumluluğudur. Hasankeyf’i boğarak yok etmeyi amaçlayan baraj projesi, her yönüyle Türkiye’nin 1983 yılında imzacısı olduğu Dünya Kültürel ve Doğal Mirasını Korumasına Dair Sözleşmeye aykırıdır. Bir dünya mirası olan Hasankeyf’i kurtarmak için henüz geç olmadığını söyleyenlerin sesine kulak verilmeli, insanlık mirasını korumak için bu anlamsız ve yıkıcı baraj projesinden derhal vazgeçmelidir” diye konuştu. 
 
“Ayder’i rezil ettik,  kirlettik” diyenlerin yarın da, “Hasankeyf’i yıktık, mahvettik” dememeleri için derhal adım atılması gerektiğinin altını çizen Çırak, “Hasankeyf, tüm yönleriyle keşfedilmeyi   bekleyen bir hazinedir” diye konuştu. 
 
‘MEDENİYETİN KALINTILARI SULAR ALTINDA KALACAK’ 
 
Hasankeyf’e ilişkin izlenimlerini aktaran 78’liler Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Timur Taşdemir de, kentin tarihine ilişkin şunları söyledi: “Antik kentin bilinen tarihi 8’inci yüzyıla dayanıyor. Bizanslılarla Sassaniler arasında el değiştiren şehir, daha sonra sırayla Ermeni, Abbasi, Mervani, Artuklu, Eyyubi ve Osmanlı Hükümetine giriyor. Altın çağını Artukluların başkenti olduğu dönemde yaşıyor. Bağdat Şam gibi şehirlerle ticari açıdan yarışır duruma geliyor. Kentin dünya ortak mirası olarak adlandırılmasındaki en önemli özelliği, bir sürü işgale uğramasına rağmen her işgalci uygarlığın kendinden öncekinin üzerine koyarak şehri daha da güzelleştirmesidir. Doğal olarak oluşmuş 6 bine yakın mağaranın haricinde Bizanslılar tarafından yapılan dev bir kale üzerinde Eyyubilere ait cami, çok büyük bir saray ve küçük saray bulunuyor. Artuklular zamanından kaldığı düşünülen taş köprü, Eyyubilerden kalan El Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii, Koç Camii, Akkoyunlulara ait Zeynel Bey Türbesi önemli eserlerdendir. Baraj bittiğinde insan türünün kökenleri tarımın başlangıcı ve çok sayıda medeniyetin bütün kalıntıları da sular altında kalmış olacak.”