Bölgede hububat hasadının ardından tarlada arta kalan anız yasak olmasına rağmen, çiftçiler yakarak yok etme yolunu tercih ediyor. Tarım meslek örgütlerinin ve uzmanların uyarılarını dikkate almayan çiftçiler, anız yakarak kendi tarlasındaki toprağın verimliliğini düşürdüğü gibi, rüzgârla birlikte yayılan alevlerle çevre tarlalardaki hububatın kül olmasına neden oluyor. Anız yangınlarının toprağa verdiği zarara dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası Antep Şube Başkanı Abdulkadir Deniz, çiftçilerin anız yakmanın zararlı olmasını bilmelerine rağmen, ekonomik zorluklardan dolayı anızı makineleriyle parçalamak yerine yakarak yok ettiğini belirtti. 

 

‘ÇİFTÇİ EKONOMİK ZORLUKTAN YAKIYOR’

 

Hasat sonrası bitki saplarının daha sonraki dönemlerde işleme zorluğu çıkarması nedeniyle çiftçi tarafından yakılmasının tercih edildiğini ifade eden Deniz, çiftçinin anızı yakarak işini kolaylaştırdığını zannettiğini, ancak tam aksine gelecek adına zorlaştırdığını hatırlattı. Anız yakmanın toprağa verdiği zararı bilmesine rağmen çiftçinin bu yola yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle başvurduğunu aktaran Deniz, şöyle devam etti: “Anız parçalama makinelerinin olması durumunda gidecek olan akaryakıt ve işçilik masrafları gibi zorluklar yüzünden çiftçi anızı yakma yoluna gidiyor. Zaten şuan tarım sektörü ve çiftçi çok zor durumdadır. Tarım eskisi kadar para kazandırmıyor. Sıkıntılı bir süreci yaşıyoruz. Ekstra bir masraf yapmamak için, tarlayı yakıp kenara çekiliyorlar. Böylelikle yakıt ve işçilik masrafından kurtulduklarını düşünüyorlar. Bunun için devletin atması gereken adımlar var. Anız parçalama makinelerinin tarımla ilişkide olan devlet kurumları tarafından çiftçiye kullandırılması gerekiyor. Ya da bunlar için hibe şartlarının oluşturulması gerekiyor. Çiftçiye hibeyle anız parçalama makineleri verilebilir. Bu makinelerin anız parçalama esnasında harcadığı mazotta çiftçiye ucuz fiyattan verilirse anız yakacağı kanaatinde değilim.”

 

‘FAYDASI YOK ONLARCA ZARARI VAR’

 

Anız yakmanın toprağa verdiği zararı bilen ve bilmeyen çiftçinin olduğunu sözlerine ekleyen Deniz, anız yakmanın hiçbir fayda getirmediği gibi aksine toprak için çok zararlı olduğunu dile getirdi. Anızın yakılmasıyla birlikte bitkinin büyümesinde en büyük etkisi bulunan toprağın üzerindeki organik canlı maddelerin yandığını paylaşan Deniz, “En büyük zarar budur. Bizim bölgemizdeki topraklarda zaten organik madde genel olarak yetersiz durumda olduğu için anız yakarak heba edilmemesi büyük önem arz ediyor. Bilakis çiftçinin organik maddeyi arttırıcı hamleler yapması gerekiyor. Toprağın erozyona karşı dayanıklılığını azaltıyor. Gerek rüzgâr, gerek sulama sularıyla toprakların kayması yani erozyona uğraması son derece kolaylaşıyor. Yapılan araştırmalarda toprak kaybının en çok olduğu toprakların anızı yakılan topraklar olduğu tespit edilmiştir. Anızı yakılan toprağın su tutma kapasitesi azalıyor. Ne kadar su verirseniz verin, su yanmış toprak üzerinden akıp gidiyor. Toprak suyu tutamıyor. Yanmayla birlikte toprağın doğal yapısı bozuluyor. Verimlilik büyük ölçüde düşüyor. Yani kısacası anız yakma telafisi mümkün olmayan zararlara yol açıyor” diye belirtti. 

 

‘EN BÜYÜK ÖNLEM EĞİTİM’

 

Biçerdöverle yapılan hububat hasadında hasadın toprak yüzeyine ne kadar yakın yapılırsa o kadar iyi olacağını vurgulayan Deniz, artıkların çok kısa kalması durumunda çiftçinin bir sonraki dikimi anızı yakmadan yapabileceğinin altını çizdi. Anızı yakılmayan tarlanın su tutma kapasitesinin ve veriminin arttığını gören çiftçinin, anızı tekrardan yakma yoluna gitmeyeceğini belirten Deniz, şunları söyledi: “Anız yakmanın zararları konusunda benim kanaatimce çiftçiye yeterli eğitimi veremiyoruz. Çiftçiler eğitilerek zararının kesin olarak anlatılması ve çiftçinin bunu anlaması en büyük önlem olacaktır. Eğitimin yanında cezalarda caydırıcı oluyor. Cezanın da parsel bazında verilmesi durumunda daha da caydırıcı olacağını düşünüyoruz. Bir çiftinin anız yakmadan dolayı parsel bazında ceza aldığını gören başka bir çiftçi kendi tarlasının anızını yakmayacaktır.”