JES'e karşı nöbet tutan köylüler: Topraklarımızı vermeyeceğiz

img

AYDIN -  Kızılcaköy'de yapılmak istenen JES'e karşı her gün gece yarısına kadar nöbette olan köylüler, “Geleceğimize sahip çıkmak için sonuna kadar direneceğiz. Gerekirse canımızı veririz; ama yine de topraklarımızı vermeyeceğiz” dedi.  

Aydın'ın Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköy'de Gürmat Enerji Şirketi'nin yapmak istediği Jeotermal Enerji Santrali’ne (JES) karşı köylülerin başlattığı nöbet eylemi, 5 aydır kesintisiz devam ediyor. 6 Aralık'ta Santralin yapılacağı arazinin etrafının tel örgülerle çevrilerek ağaçların sökülmeye başlanması, köylülerin tepkisiyle karşılanmış, jandarma müdahalesinde yaralananlar olmuştu. 
 
Köylülerin alanı terk etmemesi üzerine eylem çadırına gelmek zorunda kalan Vali Yardımcısı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu çıkıncaya kadar firma satın aldığı arazide herhangi bir çalışma yürütmeyeceğini söyledi. Nöbetin tutulduğu çadırda her akşam bir araya gelen köylüleri; ekolojistler, siyasi partiler de yalnız bırakmıyor. Gece yarısına kadar genç, yaşlı demeden nöbet tutan köylüler, herkesin JES’lere karşı bilinçlendiği görüşünde. 
 
‘JES’LER AYDIN’I ZEHİRLİYOR’
 
Jeotermal kuyularının kurulmak istendiği ilk zamanlar ne olduğunu bilmediklerini dile getiren Ayşe Gün, Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) ve doktorların gelip köy halkını bilgilendirdiğini belirtti. JES’lerin doğaya ve canlılara zararını anlattıklarını söyleyen Gün, zararını görmek için yakınlarda bulunan JES’lerin kurulduğu Alangüllü köyüne gittiklerini ifade etti. Zeytin ve yemiş ağaçlarının kuruduğunu gözleriyle gördüklerini belirten Gün,  şöyle devam etti: “Yetkililer, bize kuraklığın yağışlar ve yanlış tarım ilacı kullanmaktan kaynaklandığını söyledi. Mezarlıktaki ağaçlarda mı yanlış tarım ilacından kurudu? Arılar ölmüş. Bunlar da mı yağışlardan etkilendi? Bir köylünün zehirli atıklardan kaynaklı 200 tane kuzuları ölmüş. Biz bunları gördükten sonra ‘JES’lere hayır’ demeye başladık. Çünkü bizim sulak alanın ortası birinci sınıf tarım arazisidir. Bir buçuk kilometre yukarısında ikiz barajımız var. Aydın’ın ve Kızılcaköyün içme suları oradan geliyor. Zehirli gazlar, yukarı çıktığı zaman buradan giden duman asitleriyle birlikte suyu, havayı ve doğayı zehirleyecek.”  
 
‘TOPRAĞIMIZI VERMEYECEĞİZ’
 
Alangüllü köyünde kurulan JES’ten, Kızılcaköyü’nün de zarar gördüğünü vurgulayan Gün, “Bizim köye daha JES gelmeden, ağaçlarımız zeytin vermemeye başladı. Aydın’ın her tarafından zehir akmaya başladı. Eskiden incir, bal gibi zeytin akardı ağaçlarımızda. Şimdi zeytinler, çürüyüp yere düşüyor. Gelecek nesillerimiz var. Burada yaşamak için gıdaya, havaya, yağmura ihtiyaç var. Bunlar olmazsa biz nasıl yaşayacağız? Bu yüzden havamız, suyumuz, toprağımız ve geleceğimiz için savaşmak zorundayız. Nöbete başladığımızda elektriklerimiz, sularımız kesildi. Ama vazgeçmedik. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Gerekirse canımızı veririz; ama yine de topraklarımızı vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘GECE YARISINA KADAR NÖBET'
 
Yetkililerin her an JES’lerin kurulmak istendiği tarlaya girme ihtimaline karşı nöbet tutmaya devam ettiklerini söyleyen Gün, “Herkes ister ki, bu kış zamanında çocuklarıyla birlikte akşam olduğunda evinde sıcak sobasının önünde otursun. Ama biz evimizde oturamıyoruz. Her akşam gece yarısına kadar bazen 60 kişi, bazen de bütün köy halkı çadırda nöbet tutuyoruz. Bir akşam gelmediğimiz olmuyor. Tarlayı da köyün gençleri sabah kontrol ediyor. Devamlı gözetim altında tutuyoruz. Geleceğimize sahip çıkmak için sonuna kadar direneceğiz” diye konuştu. 
 
‘KÖYLÜLER JES’LER HAKKINDA BİLİNÇLENDİ’ 
 
JES’lerin kurulması istenen bölgenin Aydın’ın merkezi sayılabilecek bir yer olduğunu dile getiren Mesut Gün de, “Bu bölge, zeytin ve incirle geçimini sağlıyor. Santralin kurulacak şartnamelerine bakarsak yaşam alanına da uzak olması gerekiyor. Ancak; bu santral, yaşam alanlarının tam ortasında kurulacak. Gerekli şartnameleri de yerine getirmiyorlar. Tamamen toprağı, havayı, suyu zehirleyerekten hiçbir canlı gözetmeksizin zarar veriyorlar. Tabi, bütün köy halkı olarak bunların önüne geçmeye çalışıyoruz. Çocuk, genç, yaşlı demeden bir araya geliyoruz. Köyümüze sahip çıkmak için bu nöbeti sürdürüyoruz. Köy halkı, JES’lerin ne kadar zararlı olduğu konusunda bilinçlendi. Buna göre de adım atıyor” dedi. 
 
MA / Ayşe Sürme